xiv.

241 32 18
                                    

lalisa duyduğu şey ile vücudunu kaplayan titremeye hakim olamamıştı. aniden ayağa fırladı ve sehpanın üzerinde duran vazoyu eli ile itekledi.

"ONU ÖPTÜN MÜ?" 

jungkook kaşlarını çatıp onu ve garipsediği tavırlarını izlerken gerildiğini hissetti. ilk defa o berbat duyguyu tatmıştı ve bakışlarını üst kata çıkan merdivenlere dikip telaşlı gözler ile oraya baktı. şu an en son istediği şey yerim'in bu saçma manzara ile karşı karşıya gelmesi olurdu.

ayağa kalktı ve lalisa'nın kolunu sıkıca kavradı. nasıl sıktığının farkında bile değildi ama lalisa'nın acı dolu surat ifadesi her şeyi açıklıyor gibiydi. kolundan tutup alt kata inen merdivenlere adımlarken lalisa kurtulmaya çalışıyordu.

"bırak beni jungkook" hızlı adımlar ile alt katta ki odalardan birine jungkook tarafından sürükleniyordu ve göz yaşları çoktan yanaklarından aşağı süzülmeye başlamıştı.

jungkook odanın ortasında duran bilardo masasına doğru resmen lalisa'yı savurmuştu. lalisa son anda masaya tutunup ayakta kalmayı başarırken jungkook sert bir şekilde kapıyı kapatmış ve adeta alev saçan gözlerini lisa'nın üzerine dikmişti.

kapının çarpması ile lisa irkildi ve tutunduğu masaya iyice sindi.

"NE ZAMAN BU KADAR APTAL BİR KADIN OLDUN BANA SÖYLER MİSİN?" jungkook yüksek sesle bağırarak lalisa'nın üzerine yürürken lalisa çaresizce ağlamaya devam ediyordu. 

'o kız için yapıyor' dedi kendi kendine. o sırada sorusuna göz yaşından başka cevap alamayan jungkook'un siniri daha da artmıştı.

"HER ŞEYİ BERBAT ETMENE İZİN VERECEĞİMİ Mİ SANDIN SÖYLESENE?" lalisa'nın ağzından ufak bir hıçkırık kaçtığında jungkook ellerini saçlarına geçirdi ve lisaya arkasını dönüp odanın köşesinde duran içki masasına ilerledi. eli ile şişeleri tek bir hamlede yer ile buluştururken tek güvencesi odanın ses geçirmez oluşuydu. 

yerim ise banyoda her şeyden habersiz ihanet ettiği sevgilisi için göz yaşı dökmeye devam ediyordu.

lalisa ufak bir çığlık atıp dehşetle jungkook'a ve yerde duran şişelere baktı.

"aptal bir çocuk gibi davranıyorsun ve ben.." parmağı ile kendini işaret eden jungkook adeta burnundan solurken nefes nefese konuşmaya devam etti. "ben böyle olmana alışık değilim"

"jungkook be-" lalisa kısık bir ses ile lafa başlasa bile jungkook devam etmesine izin vermemişti. adımları tekrar lalisa'ya doğru dönmüştü. ellerini masaya dayadı ve lalisa'yı masa ile arasına alırken gözlerini bir an olsun lisa'nın gözlerinden ayırmadı. bakışları soğuk ve ürkütücüydü. bu lisa'nın ürpermesine neden olmuştu.

"sen az önce her şeyi berbat etmek üzereydin..." kısık bir ses ile konuşurken bir elini lalisa'nın yüzüne çıkardı ve pürüzsüz yanaklarında usulca gezindirdi.

"biliyorsun, hatta en iyi sen biliyorsun..." lalisa öylece onu izlerken cümlenin devamın tahmin edebiliyordu.

"hiç bir şey istediğimi almama engel olamaz" dudaklarını lalisa'nın dudaklarına hafifçe sürttüğünde lalisa istemsizce gözlerini kapamıştı. jungkook ise aynı ses tonunda cümlesine devam etti.

"sen bile.."

...

uzun zaman oldu biliyorumm. lütfen bana çok kızmayın bu hafta sonu atabildiğim kadar bölüm atmaya çalışacağım sizi çoook seviyorum..

dollhouse.jungriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin