dollhouse.jungri

ii.

Lisa giydiği şeylere ayna da son kez baktı ve eline çantasını alıp odasından çıktı. Karşısında duran büyük merdivenlere ağır adımlar ile inerken Jungkook arkası dönük bir biçimde elinden düşürmediği içki bardağı ile deniz manzarasını izliyordu. Merak edip arkasına bakmamıştı bile. Lisa her seferinde aptal gibi onun kendisine bakarken büyülenmesini istiyordu.

Yutkunup basamakları bitirdikten sonra salonun en ücra köşesinde duran kırmızı kapıya baktı. her görüşünde aynı ürperti ile sarsılıyordu. Tüm bedenini ilk gün ki korkusu ele geçiriyordu.

Gözlerini zorla da olsa kapının üzerinde çekmeyi başardığı için mutlu olmuştu.

Jungook elinde ki bardağı sehpanın üzerine bıraktı ve ayağa kalkıp ağır hareketler ile Lisa'nın yanına ulaştı.

"Kurallara uymana bayılıyorum" parmakları tekrar Lalisa'nın çelimsiz ama bir o kadar da kusursuz yüzünde gezinirken güçlü kolunu  Lalisa'nın ince beline dolanmıştı bile. onu iyice kendine çekerken bedenleri adeta bir bütün olmuş gibiydi.

Lalisa heyecandan yutkunurken kalbi çoktan kontrolü eline almıştı. Bu yakınlık ile deli gibi çarpmaya başlamıştı. Jungkook Lalisa'nın kalp atışlarını hissettiğinde dişlerini göstererek gülümsemişti. Bu durum fazlasıyla hoşuna gidiyordu. Lalisa'nın dudaklarına yaklaşıp hafifçe fısıldadı. Lisa ise çoktan gözlerini yumup teslim olmuştu.

"en nadide parçasın, sen koleksiyonumun en özel parçasısın" fısıldadığı kelimeler lalisa'yı tatmin etmişti. Gülümseyerek gözlerini açtı. "ölene kadar sana itaat edeceğim. senin için yaşayacağım Jeon jungkook, hatta gerekirse senin için öleceğim" Jungkook gülümseyerek ondan ayrıldı. Lalisa'nın elini kavrayıp peşinden sürüklerken Lisa kafasını çevirip kırmızı kapıya göz attı.

Lalisa şanslıydı çünkü aptaldı.

Lalisa o koleksiyon odasın da olmak yerine Jungkook'un yanındaydı çünkü aptaldı.

Sadece farkına varması biraz zaman alacaktı.

...