8.Bölüm

1.5K 49 7
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. :)

***

Yeliz Atalar

Tatile gelmiştik gelmesine de... Biz herkesin gözünde sevgiliydik ve şu anda elimdeki kartla 'çift kişilik' odamıza gidiyorduk. Beraber uyumuş olmamız bizim ilişkimizin sahte olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bir geceliğine mahsustu o. Aslan Aslanoğlu'na kapıldığımı kabulleniyor olsam bile kalbimi kırdırtmaya niyetim yoktu. Sessiz sedasız bu işi içimde halledebileceğime inanıyordum şiddetle.

Kartı kapıya okutup içeri girdim. Güzeldi, çok güzel... Deniz manzarası insanın nefesini kesiyordu. Sade bir odaydı ama her şeyin kaliteli olduğu belliydi. Girişte bizi karşılayan bir tepsi vardı, içinde iki kadeh ve şampanya ile beraber. Odanın içinde gezinirken fark etmemiştim belboyun valizlerimizi getirdiğini.

Tüm o güzel deniz manzarasının üstüne bir de geniş bir terası vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm o güzel deniz manzarasının üstüne bir de geniş bir terası vardı. Buraya gerçekten sevgilimle gelseydim harika vakit geçirirdim. İtalya'yı zaten çok severdim ve uzun süredir gelmiyordum.

"Burak'ı biliyorsun, işi genelde yurt dışında olduğu için en iyi otelleri hep bilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Burak'ı biliyorsun, işi genelde yurt dışında olduğu için en iyi otelleri hep bilir. Yine harika bir seçim yapmış." Aslan haklıydı. Burak muhteşem bir seçim yapmıştı. Keşke Burak ve Irmak gibi bir şeye sahip olsaydım, o zaman burası benim için unutulmaz bir yer olurdu.

"Gerçekten çok güzel. Defalarca İtalya'ya geldim... Burayı nasıl keşfedemedim?"

"Böyle düşünme. Hayatın boyunca hep keşfetmediğin yerler, şaşıracağın şeyler olacak." Yine haklıydı. Ukala tavrına, umursamaz görüntüsüne rağmen Aslan'ın sohbeti iyiydi. Kendini dinletmesini biliyor, daha da kötüsü onu bir kere dinlediğiniz zaman vazgeçemiyordunuz.

"Doğru." Derin bir nefes aldıktan sonra ona döndüm. "Koltukta yatmak zorunda değilsin, aramıza yastık koyarız. Sonra belin tutulur falan çekemem seni." Onun bana uçakta söylediği şeyi anımsayınca güldüm. Birbirimize benziyorduk bazen.

"Zaten koltukta yatmayacaktım, Yeliz." Ona olan sempatim maksimum otuz saniye sürüyordu.

"Manda yavrususun çünkü. Öküz. Ayı." Homurdana homurdana valizimi açtım. Uçağa binmek, inmek, otele gelip odalara geçmek saatlerimizi almıştı ve akşam yemeği vakti geliyordu. O yüzden siyah, ince askılı bir mini elbise ve siyah, taşlı sandaletlerimi çıkarıp banyoya ilerledim. "Ben duşa gireceğim. Sıranı bekle."

(S.O.S)YETİK AŞK(!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin