Arkamda olduklarını hissediyordum. Hadi ama- tek derdim siz değilsiniz bırakın artık peşimi! Zaten yürümekte olan merdivenleri gayretle çıkarken gün boyunca arkamdan koşturduğum amcaların sesini duydum
“Dur artık- şimdi kurtulsan bile gene geleceğiz!”
“Kaçışın yok! Biri şu kızı tutsun!”
Üzgünüm amcalar, yakalanamam. Bir gün belki- bugün değil. Şimdi düşün… Düşün… Nasıl saklanabilirsin… Kafeler kalabalık ama aralarına koşarak dalan birini bağırlarına basmazlar. Sandalyenin birinin arkasında asılı duran paltoyu kaptığım gibi ilk köşeden döndüm, çabucak üzerime geçirdim. Şimdi biraz yavaşlamam gerek. Koşmayı kestim ama aynı hızda yürümeye devam ettim. Devam ettikçe alışveriş merkezinin bu kanadındaki insanlar azalmaya başladı. Hayır… Böyle olursa kamuflajım çabuk fark edilir- üstelik hala arkamdan koşturma seslerini duyuyorum. Yine bir köşeden döndüm
“Oo hayır olamaz!” kısık sesle isyan ettim. Burası ucunda sadece personel odası olan küçük bir koridordu ve karşımda muhtemelen hademe olan başı kapşonlu biri duruyordu.
“Buraya girmek yasak-“ tam hademe ağzını açmışken amcaların bağrışmalarıyla duraksadı.
“Her şey bitti. Seni patrona götürünce bize dünyaları verecek” güldü. Artık koşmuyorlardı.
“Yaa- öyle mi dersin” deyip elimdeki son kozu oynamaya karar verdim. Hademeye doğru koşup kapşonunu kafama geçirdim ve onu duvara dayayıp bir elimle boynuna dolandım diğer elimle boynunu kavrayarak onu öptüm. Arkamızdaki ayak sesleri gittikçe yaklaştı ve birden durdu. Bizi görmüş olmalı.
“Üzgünüm gençler- rahatsız etmek istememi-”
Hademe beni şaşırtarak eliyle arkamdaki adama git işareti yaptı. Bu hademe de iyi oyuncu çıktı. Belki üç saniye belki birkaç dakika bekledikten sonra geri çekildim ve yere çöktüm. Onca saat koşturmadan ve hademeye yetişebilmek için parmaklarımın üzerinde dikildikten sonra ayaklarım isyana geçti.
“Bıktım artık bunlardan- söylesene o adamlara ne kadar ödedin?” hademe yanıma çömelip sordu.
“Anlayamadım?”
“Tüm bu dalavereyi hazırlayıp beni öpebilmek için diyorum, çok maliyetli olmuş olmalı?”
Bu hademeyi parayla öpmeye çalışanlar mı var? Erkeğin yollusu galiba... Dünya acayipleşmeye başladı. Ayağa kalkıp gitmeye hazırlanırken cevapladım:
“Dalavere hazırlamak mı? Parayla öpüşen biri için... Seni öpebilmek için para vermiş olsaydım yazık olurdu.”
Cevabını beklemeden oradan ayrıldım. Bugün önemli bir işim vardı ve burada bir hademeyle oturarak vaktimi harcayamazdım. Öncesinde üstüme başıma düzgün kıyafetler almak için bir mağazaya girdim- işimi ciddiye alıyorum. Tamam, doğruyu söyleyeyim o amcalar tarafından tanınıp tekrar kovalanmak istemiyorum. Bunu her ay yaşamak zorunda mıyız ki!?!
Üzerime şık bir takım aldım, saçlarımı da düzgün bir şekilde toplayıp ikinci kattaki buluşma yerine yöneldim. Doğrudan bana ulaşabilen müşterilerimin sayısı çok az ve genelde en tehlikelileri onlar olurlar, bu yüzden elimden geldiği kadar profesyonel hareket etmeliyim. Bir kahveciye oturup beklemeye başladım. Müşteri telefonla görüşmemizde beni görünce tanıyacağını söylemişti, bu işi ciddiye alıyor olmalı. Fakat Allah aşkına neden bir alışveriş merkezinde buluşuyoruz ki?! Bir süre bekledikten sonra masama saçı başı karışık, bahar olmasına rağmen kutuplardaymışız gibi giyinmiş, dahası Koreli olmayan biri oturdu. Aah, bu turistler ne buluyorlar ki bu ülkede… Sokaklarda Bi Rain ve Jo In-Sung kol kola gezmiş fink atıyor mu sanıyorlar ne.
Yarım yamalak İngilizcemle yanlış masaya oturduğunu söyledim. Bir süre suratıma baktı, daha sonra tam tekrar edecekken akıcı bir Koreceyle cevapladı
“Yanlış olduğunu sanmıyorum, siz Bayan Go Eun değil misiniz? Telefonda görüşmüştük ben Sonya, bu da evcil hayvanım Puka.” Yüzünde bir gülümseme, omzunda ise bir bukalemun belirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşum? BTS!! -2
Fiksi PenggemarBiraz aksiyonlu, biraz romantik- kesinlikle komik. İntikamcılar, bukalemunlar, konuşan bebekler ve hademeler. Not: Önceki hikayemizden karakterler ve olaylar içerir ancak reklam amaçlı değil, onu okumak zorunda kalmayacaksınız.