''...işte o gün fark ettim ki bu salatalık kılıklı köylünün bana ihtiyacı var. Sonuçta biz soyluların sizin gibi alt tabaka varlıklara karşı bir sorumluluğu var ve ben de konuştum. Aslında hepimiz konuşabiliriz ama siz gibi varlıklarla konuşmak sadece kalitemizi düşürür. Ahh!! Yaşadığım adaya ilk ayak bastığınız an o düşük IQ seviyeleriniz içimi ürpertmişti...'' asansöre dönen çenem bukalemunun her kelimesiyle bir kat daha aşağı iniyordu. Hayretle.
''Tamam Puka, kısa kes yüce efendimiz- sadede gel!'' Sony sinirle hırladı.
''Yani diyeceğim o ki yüzüne sanatımı uyguladığım için üzgünüm. Daha kaliteli olan bir kağıda çizmeliydim, boşa gitti...''
''NEe!!!!!!'' sinirden yüzüme hücum eden kanı hissedebiliyordum. Lanet sürüngen. Sana gününü göstereceğim... Düşük IQ seviyemle kağıttan gemi yapıp seni geldiğin cehenneme-
''Ahahaha sen ne espirili bir arkadaşsın'' Sony Puka'yı kolunun altına kıstırıp dişlerinin arasından konuştu. ''Sonuçta üzgün- ne için olduğunun ne önemi var? Affet onu unni!'' sırıttı.
Ben de sırıttım. Aslında bu ikisi bana insan olduğumu hissettiriyorlardı. Evet- elbette bir bukalemunun yanında insan gibi hissederim- ondan bahsetmiyorum! Onların böylesine doğal oluşları... Belki de salak oluşları- burada uzman görüşüm ikiye ayrılıyor- bana çok farklı geliyordu. Farklı ve güzel... Ancak onun diğer müşterilerinden farkı yok Go Eun. İşin bitene kadar kullanılmaya mahkum...
~~~~~~~
''Bir haftadır uzaylı arkadaşımla kalıyoruz.'' elimdeki kamerayı çevirip garip bardakları ve kahveyi çektim ardından tekrar kendime döndürdüm ''bu kahveye bayıldım. Neden buralarda satılmıyor ki? Üstelik Sony bana Şapşumak pişirmeyi öğretti!''
''Şapşumak değil unni- şakşuka!!'' Sony neşeli şekilde mutfaktan seslendi.
''Şaşkuna! Evet her neyse- bugün son günümüz ve nihayet onu uzaylısına kavuşturacağız.'' göz ucuyla etrafı kontrol edip kamerayı karşıma koydum ve kısık sesle konuşmaya başladım.
~~~~~~~
''Aww... Yongjae- sen harikasın- buna gerek yoktu ama çok iyi geldi.'' seğiren gözümle Sony ve Yongjae'nin ona masaj yaparkenki cilveleşmelerini izledim. Bu kız... Aslında Yongjae'yle kırıştırıyorlar da haberim mi yok? Tanrım!
''Yayına son 3 dakika!!'' yönetmen bağırdı.
''Ben önden gidiyorum Sonya, buradan sonra her şey sana bağlı, iyi şanslar.'' Yongjae gülümsedi. Tam arkasını dönüp gidecekken Sony koşup ona sarıldı.
''Teşekkürler sunbae- tüm yaptıkların için.'' ahhh! Durmuş burada drama izliyorum.
''Yayına son 1 dakika- herkes yerine!!'' yönetmen bu kez sinirle bağırdı.
Youngjae yerine giderken perdenin arkasından stüdyoya baktım. Çok sayıda yabancı konuk vardı. Sonya bir müzik yapımcısının çevirmenliğini yapacaktı ve sahneye yayın başladıktan sonra gireceklerdi.
''Son 5 saniye! 4.. 3.. 2.. 1..!''
Gözlerim hedef çocuğu aradı. Kim Taehyung. Orada oturmuş transa geçmiş gibi dümdüz kameraya bakıyordu. Diğer konukların aksine siyah giyinmişti ve oldukça... Oldukça paspal bir hali vardı. Saçları da kuş yuvasına benziyordu. Neresinden bakarsam bakayım tipsizin tekiydi. Yanında oturan yakışıklı çocuğa bakıp iç geçirdim. Bana sert çıkmıştı ama yine de bu Jin'in güzelliğinden bir şey götürmezdi. Sonra da gözüm en köşede oturan çocuğa kaydı. Ne?! Köprücük kemiklerini açıkta bırakan kırmızı bir kazak giymişti. Simsiyah saçları dağınıktı ve aynı siyahlıkta gözleri gülümseyince ışıklarla karışıp dünyanın en... güzel gözlerini oluşturuyordu. En az konuşan bukalemun gördüğümdeki kadar hayret içindeydim. Kim bu... Bu hademeyi süsleyip oraya çıkardı?! Elim istemsizce dudaklarıma gitti, Sonya'ya döndüm ve onu işaret ederek sordum ''Sony orada oturan çocuk kim?''
''Aa- o mu? Maknae, bizim yakışıklı Kookiemiz. Sana göstermiş olmalıydım.'' gülümsedi.
Şimdilik hayretimi bir kenara koyup işimi bitirmeliydim ama gözlerimi bir türlü o hademeden alamıyordum. Nasıl bir şakaydı bu? Kameralar beni çekiyor aslında değil mi? Kamera aramak için etrafa bakınırken yönetmenin işaretiyle kendime geldim. Sıra Sony'deydi. Fazlasıyla sempatik görünüyordu. Tamamen salaş giyinmişti ve üstelik boynunda da bir korsan fuları vardı. One Piece fuları. Buna da şükür. Kocaman hasır şapkasını zar zor çıkarttık başından- ya onunla çıksaydı?! Tanrım... Derin bir nefes alıp koluna girdiği yapımcıyla stüdyoya girerken gözlerim transdaki Taehyung'daydı. Birazdan yaşayacağı şoku düşününce şeytanca kıkırdadım.
Bizim kız yanından geçerken Taehyung'un surat ifadesi paha biçilmezdi. Dalgın halinden eser yoktu. Kollarını havaya kaldırıp garip birkaç hareket yaptı. Sanki uzaya mesaj yollar gibiydi. Kendi kendine bir şeyler söylerken deli gibi bir gülümseyip bir kaşlarını çatıyordu. Ona baktıkça Sonya'yla nasıl da benzediklerini görüyordum. Yayın boyunca garip hareketlerine durmadan devam etti.
~~~~~~~
''O- o adamın koluna girdin demek! Demek işler böyle yürüyor Sonya hanım!'' küçük makyaj odasında fazla sesli bir şekilde konuştu Taehyung.
Haftalardır görmediği kıza ilk kelimelerinin bunlar olması harika! İşte gerçek dünya. Ne bekliyordum ki? Yayının ortasında hasretle birbirlerine sarılıp öpüşeceklerini mi? Hah!''Bunu arkamdan işler çevirmeden düşünecektin uzaylı!'' Sony de aynı desibelde cevapladı ve elini çocuğun suratına uzattı ''böyle yapacaksan elimlen konuş!''
''Bir sorun mu var?'' Youngjae içeriye dalıp kolunu Sonya'ya doladı. Bir an Taehyung'un tepesinde sinirle koşturan keçiler gördüm sandım. Elini uzattı, kızcağızı bileğinden kendine çekip tısladı
''Evet var. Ona dokunman büyük bir sorun Jae.'' ah zavallım.. Bir de onları cilveleşirken görseydin. Taehyung bizim kızı çekiştirmeye başlayınca- Sonya da benim bileğime yapıştı, kanaldan çıkıp otoparkta eski bir arabanın yanına kadar sürüklendik.
''Atla.'' Jin arka kapıyı açarak seslendi. Atla evet, kim atlayacak? Etrafıma bakındım- Sony şöför koltuğuna oturmuştu bile. Tereddütle arkaya Jin'in yanına -kalp kalp- oturdum. Harika- hademe çocuk da cam kenarında. Ona fazla dikkat etmemeye çalışarak sordum
''Nereye gidiyoruz?''
''Eve.'' Sony dönüp bana sırıttı.
![](https://img.wattpad.com/cover/29483110-288-k631525.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşum? BTS!! -2
Hayran KurguBiraz aksiyonlu, biraz romantik- kesinlikle komik. İntikamcılar, bukalemunlar, konuşan bebekler ve hademeler. Not: Önceki hikayemizden karakterler ve olaylar içerir ancak reklam amaçlı değil, onu okumak zorunda kalmayacaksınız.