Taeyong bol tişörtünü geçirdi kemikli derisine, en sevdiği tişörtüydü, jaehyun ilk bu tişörtle güzel göründüğünü söylemişti ona. İnce elleriyle yere bembeyaz bir çarşaf serdi, jaehyunun kokusu vardı hala üstünde.
Elindeki çakmakla yaktı gazı verecek olan maddeyi. Daha sonra çarşafa yattı. Taeyong gözlerini kapattı usulca, kapanan gözlerinin bir daha açılmayacağını biliyordu.
Uzun ipek gibi kirpiklerini indirdi aşağı. Artık jaehyunun kokusunu almıyordu, gaz kokusu alıyordu. Gazı içine çekip hafif bir öksürük bıraktı odaya
"Bu sefer başaracağım,yanına geleceğim sevgilim" dedi taeyong gözünden akan parlak damlayla. O damla son faaliyetiydi vücudunun.Karaciğerleri,boğazı,burnu yanıyordu taeyongun ama içi kıpır kıpırdı. Sevgilisini göreceğine emindi çünkü. Son damla için açtığı kirpikleri yine kapandı.
Sonraki gün kapanan şey ise taeyongun siyah tabutunun kapağıydı.
-5 yıl önce-
Taeyong yatağından kalktı, yerde neden yattığını bilmediği kardeşi jeno'yu ezmeden tuvalete gitti.
Bu gün 11. Sınıfın ilk günüydü, içinde heyecana dair bir kalıntı ya da herhangi birşey yoktu. Bomboştu taeyong.
Jenoya baktı uyandırıp uyandırmamak arasında kaldı ama lisede ilk gününe geç kalmasını kalbi kaldırmayacağı için kafasına eline gecen ilk şeyi fırlattı.
500 sayfalık kalın kapak bir kitap...
Jenonun acı dolu çığlıklarını duyduktan sonra sürüklenerek evden çıktı.Yolda kendi okulundan birkaç kişi gördü fakat kimseyle sohbet etmek istemiyordu bu sabah.
Ta ki biri sırt çantasından tutup yanağını öpene kadar"JOHNNY! sana şunu yapma diye kaç kere daha söylemeliyim"
Johnny gülümsedi arkadaşına.
"Bi sabahta mutlu olsan? Dünya güzel değil ama ben öyleyim. Hem bu gün ilk gün, yeni bir sene başlıyor"
Taeyong johnnye gülümsedi. Seviyordu bu çocuğu.
Johnny ile 9. Sınıfta tanışmışlardı. o zamanlar şu an okulun yarısıyla arkadaş olan johnny'nin tek arkadaşı taeyongdu. Johnny sosyal bir çocuktu herkesle iyi geçinirdi fakat içten içe ona destek olan tek kişinin taeyong ve mark olduğunu da çok iyi biliyordu,onları kaybederse muhtemelen bütün neşesini kaybederdi.
Taeyong ise sakindi, fazlasıyla hem de. Hayatına gereksiz insanlar sokmayı sevmiyordu, johnny onu sosyalleşmeye itsede o hayatından böyle memnundu. Gerekmediği sürece konuşmazdı çok fazla.
Johnny ve taeyong lisenin demir ve ihtişamlı kapısından girdi, johnny girer girmez 4 kişiye başıyla selam vermişti
"Dostum bu sene bir kız arkadaş yapmayı planlamıyor musun yine?"
Taeyong johnny'nin dediği şeyle biraz düşündü, ilişkiler onun için gereksizdi. Sanırım yanlız yaşlanacak ve 70'li yaşlarında 4 kedisiyle çiçekli balkonundan sokağı izleyecekti taeyong, en azından kafasında böyle kurmuştu.
Sınıfa çıktıklarında mark'ın ikisi için yer tuttuğunu görmüşlerdi
mark onların en yakın diğer arkadaşlarıydı. Mark biraz daha farklıydı, sosyal olmak istiyordu fakat utangaçtı bu yüzden johnny onu yanında gezdirirdi genelde.
Mark arkadaşlarına baktı ve gülümsedi, eskiden siyahın en koyu tonunda olan saçlarının yerini açık bir kahve tonu tutmuştu.
"Çocuklar bu sene benimle kim oturuyor bakalım?" Dedi mark alaylı bir tonla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Album-Jaeyong
Teen Fiction"Taeyong gözlerini kapattı usulca, kapanan gözlerinin bir daha açılmayacağını biliyordu"