iv.

855 64 28
                                    

hepsi yemeklerini bitirince asıl buluşma sebeplerini hatırlayıp düşünmeye başladılar. burcu'nun tayininin çıkmaması için bir şeyler yapmalıydılar.

sinan önündeki kitabı incelerken,

''eğer burcu evlenirse istediği şehirde kalabiliyor, yani istanbul'da biriyle evlenmesi lazım.''

sinan'ın bu sözlerinin ardından eda heyecanla atladı,

''abi tamam işte aşık edeceğiz burcu'yu!''

sinan oturduğu koltukta pozisyonunu değiştirerek yatar vaziyete geçti,

''aşk saçma sapan bir duygu. anlayan anlatsın, beni karıştırmayın.''

sinan bunları söylerken tavana bakıyordu, osman ise ona bakarak,

''valla işte benim de bildiğim biri birini seviyor ama o onu sevmiyor, içine tıkılıp devam ediyorsun. gereksiz, kafa karıştırıcı bir şey.'' diyerek içini çekti ve o da bakışlarını tavana dikti. ortamda sessizlik oluşmuştu.

sinan, bakışlarını yavaşça osman'a doğru çevirdi ve onu izlemeye başladı.
osman üzerindeki bakışları hissederek kafasını sinan'a çevirdi ve bakışları kesişti. bu sefer ikisi de bakışlarını kaçırmamıştı.

sessizliği kerem bozdu,

''aptalca bir şey yani, bizlik değil.''

osman, bakışlarını sinan'dan çekerek dikkatini kerem'e yöneltti.

''burada aşka inanan yok madem biz de gidip inananı bulacağız. danışmanlık alacağız. burcu evlenecek ve biz de okuldan mezun olacağız.'' bunları söylerken heyecanla ayağa kalkan osman'a kerem karşılık verdi.

''ee kimden danışmanlık alacağız?''

sinan yüzünde hafif bir tebessümle,

''bok gibi biliyorsunuz da bu sorunun cevabını.'' diye karşılık verdi. hepsinin aklında beliren isim ışık'tı.

*

ertesi sabah, okula gittiklerinde yaptıkları ilk iş ışık'ın sınıfına gidip onu, kendilerine yardımcı olması için ikna etmek oldu. ışık ilk başta itiraz etse de fazla direnmeden kabul etmişti.
bahçe kapısının önünde gelen geçeni izleyip burcu hoca'yı aşık etmek için birini ararlarken, ışık'ın gözleri parladı bir anda.

yeni gelen beden hocası, kemal'e döndü hepsinin bakışları. aradıkları kişiyi bulmuşlardı.

okul çıkışı, hep beraber sinan'ın evinde toplandılar ve bir plan yaptılar. burcu'yu ve kemal'i rock konserinde yakınlaştıracaklardı. planı bütün detaylarıyla düşündükten sonra sahile indiler.

hava kararmıştı. ışık, kenardaki banklardan birinde otururken diğer dört genç kanlarına karışan alkolle braber eğleniyorlardı. kerem'in tişörtünü çıkarıp havada sallaması üzerine osman da onu taklit ederek gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

sinan'ın gözleri osman'ın çıplak bedenine kaydı ama kendini toparladı. o da aynısını yaparak kolunu osman'ın omzuna attı ve birlikte zıplamaya başladılar.

osman'ın teninin temasıyla heyecanlanan sinan içindeki bu heyecana anlam veremiyordu ve bu bilinmezlik onu korkutuyordu.

sinan'ın bilmediği şey ise osman'ın da ondan bir farkının olmadığıydı.

weakness & love • sinmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin