Sınıfa adım atar atmaz Eren'in yanında oturmuş ona hareketli hareketli bir şeyler anlatan Selin dikkatimi çekmişti. Bu kız da Başkan'ın sınıfındaydı.
Kulağım onlarda çaktırmadan hemen arkalarındaki masaya geçip bir şeylerle oyalanmaya başladım ve bir yandan da onları dinlemeye devam ettim.
"Ya Eren sence ben duygularımdan emin olmadan bunu sana söyler miydim?"
"İstemiyor Selin. Daha dün konuştuk ama istemiyorum dedi. Senin adını bile vermeden söyledim ama kesinlikle başkasını severken hayatıma birini alamam dedi."
"O kadar çok sevdiği kişi kimmiş?"
"Orasını söyleyemem ama dediğim gibi istemiyor sen de zorlama."
Selin'in gözleri dolmuş ve ağlayacak kıvama gelmişti. Nedense bu durumu beni fazlasıyla üzmüştü. Eren'in son dediğinden sonra bir şey söylemeden sınıftan çıkıp gitmişti zaten.
Selin gider gitmez Eren'in sırtına vurup sinirle konuştum.
"Daha kibar bir şekilde konuşabilirdin gerizekalı. Kızın kalbini kırdın."
"Off kız anlamıyor ki ne yapayım? Boş boş ümitler verip yüz üstü mü bırakayım?"
"Mesele ne?"
"Boşver önemli bir şey değil."
"Selin kimi seviyor? En azından onu söyle."
"Boşver dedim Gül."
"Lütfen söyle. Lütfennnn."
"Savaş." dedi Eren sinirle bana dönüp. "Savaş'ı seviyor. Şimdi kafamı şişirmeyi bırak."
"Haa senin şu arkadaşın olan Savaş." dedim merakla. Çünkü bana mesaj atabilecek listede onun da ismi vardı ve dikkatimi çekmesi normaldi.
Yerimden kalkıp Eren'in yanına gittim.
"Peki o ne diyor bu işe?"
"Hayırdır? Neden birden merak saldın bu kadar? Yoksa Savaş'ı mı seviyorsun?"
"Hayır ne alaka ya? Soramaz mıyım? Sen de mızmızlık edeceğine cevap veremez misin direkt?"
"Savaş istemiyor. Yani daha doğrusu uzun zamandır sevdiği birisi var zaten."
"Anladım. Peki Selin buna rağmen mi bu kadar birlikte olmak istiyor? Yani sevdiği başka birinin olduğunu bilmesine rağmen?"
"Evet. O da çok seviyorum diyor."
Nedense bu duruma çok üzülmüştüm. Sevdiğim çocuk başkasını sevseydi çok incinirdim açıkçası.
"Üzüldüm." dedim dudak bükerek. "Neyse sağ ol." dedim kalkıp tekrar yerime giderken. Masama oturur oturmaz telefonumu cebimden çıkarıp WhatsApp'a girdim. Başkan yarım saat önce mesaj atmıştı.
Başkan: Günaydınn
Gül: Günaydın.
Başkan: Geldin mi?
Gül: Evet sınıfta oturuyorum.
Başkan yazıyor, Gül yazıyor... Başkan çevrimiçi, Gül yazıyor...
Gül: Sevdiğin kişi başkasını sevseydi eğer ne yapardın?
Başkan: Bu soru nerden çıktı şimdi?
Gül: Sadece sorduğum soruya cevap ver.
Gül: Ne yapardın?
Başkan: Bilemiyorum. Bunu hiç düşünmemiştim ama öyle bir şey olsaydı eğer yine de vazgeçmezdim.
Başkan: Sen şu an başkasını seviyor olsaydın yine de sana bütün sevgimi gösterir bana gelmeni beklerdim.
Gül: Vazgeçmesin diyorsun yani?
Başkan: Ne olacağını söyleyecek misin?
Gül: Boşver sonra anlatırım. Şimdilik görüşürüz. Şu an önemli bir şey düşünmem lazım.
Başkan: Anlatacaksın ama
Gül: Emredersiniz:')
Başkan: Görüşürüz o zaman.
Görüldü, Gül.
WhatsApp'tan çıkıp sırtımı arkaya yasladım. Beni ilgilendiren bir konu değildi ama elimden bir şey gelecekse yapmak istiyordum çünkü Selin gerçekten de çok seviyormuş gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKAN | Texting
Short StoryBaşkan: Yine de çıkıp bana 'nasılsın?' diye sorsan 'iyiyim' derim. Başkan: Ama iyi olduğum için öyle demem. Sırf sen sorduğun için derim. Başkan: Şu an tek yapmam gereken şey yine iyi olmadığım halde sana 'iyiyim' demek. Başkan: Ben iyiyim Gül. Sen...