Bir şey diyeyim mi ben dünden beri çiğ köftenin ilk bölümünden başlayarak yorumları okumaya başladım ve okurken gülmekten boğulma noktasına geldim. Lan ne kadar yaratıcı küfürleriniz, sözleriniz vs yetenekleriniz var ehdbxbbdeirueieie bildirimlerden okuyabildiğim kadar yorum okuyorum zaten de bölümlere girip okumak çok güzeldi.
....
Sınıfa adım atar atmaz masamdaki uçlar dikkatimi çekmiş ve adımlarımı hızlandırıp oraya gitmiştim. Masamda tam üç kutu uç ve küçük bir not kağıdı vardı. Hızlıca notu alıp okumaya başladım.
"Artık uca ihtiyacın olduğunda kendin al ya da benden iste. Sen hayatında hiç uç almadığın için direkt benden iste hatta. Bu küçük jesti senin için yapabilirim. İyi dersler, seni seviyorum. -B"
Ucu masama Başkan bırakmıştı. Gülümseyerek uçları alıp çantamın en ön cebine koydum. Eren'in çantası masada ama kendisi ortalıkta yoktu.
Onu beklediğim birkaç dakikanın ardından o da sınıfa gelip önüme oturmuştu.
"Günaydın."
"Günaydın. Bir şey soracağım. Masama birisi uç koymuş kim olduğunu gördün mü?"
"Hayır görmedim. Bak sen almaya almaya başkaları hayrına alıp masana koyuyor. Artık kendin al."
"Şurda kalmış birkaç ayım. 12 yıllık öğrencilik hayatımda uç almadıysam birkaç aylık hayatımda da almam."
"Ben açım kantine gidelim mi?"
"Ben de çok açım. Kahvaltı yapmadan geldim. Hadi gidelim." diyerek ayağa kalkıp Eren'in peşine takıldım.
Başkan'ın sınıfının önünden geçecekken Savaş da sınıftan çıkıyordu. Eren ve beni gördüğünde durup önce bana sonra da Eren'e baktı. Eren'in çok yakın, hatta en yakın arkadaşıydı.
"Nereye gidiyorsun?"
"Kantine. İkimiz de çok açız. Sen de gel."
"Ha-"
"İtiraz yooook. Sen de geliyorsun."
"Peki."
Savaş ve ben tekrar göz göze gelirken bana "merhaba" dedi.
"Merhaba." dedim ben de gülümseyerek. Onu Eren'den dolayı tanıyordum. Onun dışında okulda hatrı sayılır bir popülerliği de vardı çünkü çok yakışıklıydı. Tabi Eren de öyle. Aslında bizim okulda ya çirkin erkek yoktu ya da ben herkese fazla iyimser bakıyordum.
Üçümüz birlikte kantine indiğimizde Eren bize yiyecek bir şeyler almaya gitmiş ve Benle Savaş'ı tek başımıza bırakmıştı.
Savaş masanın üzerine koyduğum ve dün yanlışlıkla kesip yara bandıyla sardığım elime bakıyordu. Annemin misafirleri yüzünden olmuştu hep.
"Eline ne oldu?"
"O mu?" dedim elimi hafif kaldırarak.
"Dün yanlışlıkla kestim. Önemli bir şey değil. Mikrop kapmasın diye sardım."
O sırada Eren de gelmişti ve o da elimi fark etmişti.
"Eline ne oldu neden sardın öyle?"
"Önemli değil ya. Çok açım ver tostumu." diyerek Eren'in getirdiği tosttan kocaman bir ısırık aldım.
Bu hareketime Eren de Savaş da gülümsemişti. Yemeği çok abartarak yerdim ve bu en sevdiğim şeydi.
Yemek yerken aklıma masama uç bırakan Başkan gelmişti. Bir teşekkür bile etmemiştim.
Gül: Uçlar için teşekkür ederim:')
Gül: Hayatımda hiç uç almadığımı da öğrendin. Sınıfımdaki arkadaşından çok uç istemişim sanırım.
Attığım mesajlar tek tik olunca dudak büzüp yemeğime devam ettim. Onun kim olduğunu çok merak ediyordum.
Eren ve Savaş da tostlarını yemeye devam ederken Savaş'a Selin'den bahsedip bahsetmemek arasında çok kaldım ama en sonunda bahsetmemeye karar verdim çünkü şu an ne yeri ne de zamanıydı. Bu konu aslında beni de ilgilendirmiyordu.
Dediğim gibi elimden bir şey gelecekse yapardım gelmeyecekse hiç karışmazdım
Zaten Selin'le de öyle pek bir samimiyetim yoktu."Gidelim mi artık?" Eren ayağa kalkıp bize bakarken ben ve Savaş da kalktık. Dersin başlamasına da az kalmıştı.
Savaş kendi sınıfına ben ve Eren de kendi sınıfımıza gelip sıralarımıza oturduk.
"Arkadaşlar dersss boşşşşş."
Sınıf arkadaşım Kenan sanki yılın Nobel ödülünü kazanmış gibi sınıfa heyecanla girerken ben de çok sevinmiştim. İlk ders yerine son ders boş olsaydı daha iyi olurdu ama boş ders boş dersti sonuçta.
"Hoca nerde?"
Bu soru da tahmin edeceğiniz üzere sınıfın inek öğrencisinden gelmişti.
"Bebeği hastaymış sanırım. Daha doğrusu aşı günü mü ne gelmiş onu hastaneye götürmüş. İkinci derse kadar gelir. Müdürü arayıp geç kalacağını söylemiş. Müdür de bana git sınıfa söyle dedi."
Kenan yerine otururken ben de tek uğraşım olan telefonumu çıkarıp internetimi açtım.
Başkan mesaj atmıştı. Gülümseyerek mesajına girdim. Onunla konuşunca iyi hissediyordum. Bunu saklmama gerek bile yoktu.
Başkan: Rica ederim:)) bir daha sınıfındaki bazı ibnelerden isteme sonra onlar da gelip beynimi sikmesinler
Gül: O bazı ibnelerin kim olduğunu söylemek istersen kapım her zaman açık wodxbxbnzdbdb
Başkan: Biraz daha sabret söylediğimde ikimiz birlikte gebertip kurtulalım ondan xbxbdhdyseu
Gül: Ders başladı. Telefonu bırakıp ders dinlemelisin. Benim mezuna kalacağım netleşti bari sen üniversiteye yerleş.
Başkan: Sen de yerleşeceksin merak etme.
Gül: Sanmıyorum ama yine de inandığın için sağ ol.
Gül: İyi dersler.
Gül: Benim dersim boş:)
Başkan: Dersi Kimya olan birine 'benim dersim boş' diye mesaj atmak doğru mu sence?
Başkan: Üzdün eyeydhdbxbbx
Gül: Hadi hadiiii iyi derslerrrrr
Başkan: Allah razı olsun ya
Görüldü,Gül.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKAN | Texting
Short StoryBaşkan: Yine de çıkıp bana 'nasılsın?' diye sorsan 'iyiyim' derim. Başkan: Ama iyi olduğum için öyle demem. Sırf sen sorduğun için derim. Başkan: Şu an tek yapmam gereken şey yine iyi olmadığım halde sana 'iyiyim' demek. Başkan: Ben iyiyim Gül. Sen...