02

22.4K 1.3K 592
                                    

Gül: İddialı bir giriş oldu ama iddialı insanları pek sevmem.

0536*******: İddialı insanları sevme, beni sev.

Gül: İyi misin sen? Zihinsel bir sıkıntın yok değil mi?

0536*******: Zihinsel yok ama duygusal sıkıntılarım var benim.

Gül: Ne gibi?

0536*******: Sana kavuşamamak gibi.

Gül: Kimsin sen?

0536*******: Bana başkan derler.

0536*******: Sen de diyebilirsin.

Numaranın üstüne basıp başkan diye kaydettim.

Gül: Söyle bakalım başkan  ne istiyorsun benden?

Başkan: Seni istiyorum.

Gül: Hoşt!

Başkan: Ne?

Gül: Hayvan mısın?

Başkan: Hayır.

Gözlerimi devirip telefonumu masanın altına koydum ve dersi dinlemeye karar verdim.

"Bakıyorum da bugün dersi çok güzel dinliyorsun Gül?" benimle dalga geçer gibi konuşan fizik öğretmenine baktım.

Sanki okula değil Victoria Secret defilesine geliyordu anasını satayım.

"Ben her zaman derslerimi dinlerim Hocam. Aybettiniz yahu." dedim şirin olmaya çalışarak.

Lale Hoca tam konuşacakken onu bölen bir ses oldu. Zil sesi.

Zil sesini her zaman seviyordum ama sanki bugün daha bir sevmeye başlamıştım.

Zafer kazanmış gibi ayağa kalkıp sallana sallana kantine gittim.

"Bugün çaylar benden." diyen sınıf arkadaşım Eren'e tüm samimiyetimle gülümsedim. Sınıfta tek içi dışı bir olan insan oydu çünkü.

"Yanında da karam alırsan gelirim almazsan gelmem." dedim dudak büzerek.

"Karam senin köpeğin olsun." dedi Eren göz kırparak.

Kantine girip boş bir sandalyeye oturup Eren'i beklemeye başladım.

Bu sırada titreyen telefonuma da bakmayı ihmal etmedim.

Başkan: O Eren'in ağzına sıçacağım merak etmesin o.

Gül: Sebep?

Başkan: O ne yani? Yaptığı hareketlere bak.

Gül: Sana ne?

Başkan: Bana her şey.

Gül: Bu okulda Eren kadar iyi bir kişi daha göremezsin.

Gül: Şimdi git başımdan.

Telefonumu tekrar kapatıp karam ve çayla gelen Eren'e gülümseyerek baktım.

"Afiyet olsun efendim."

"Teşekkür ederim Eren."

"Ee nasıl gidiyor hayat Gül Hanım? Gülüyor musunuz yoksa ağlıyor musunuz?"

"Ne tarafa kusuyoruz?"

Eren'i yaptığı iğrenç espriye verdiğim tek tepki buydu. Gerçekten iğrenç bir espri yapmıştı.

"Elime kusabilirsin." dedi avuç içini açarken.

"Seni döverim Eren."

"Bu boyla mı?"

Konu boyuma gelince kapatmak adına başka bir konu açtım.

"Eren ya sana bir şey soracağım?"

"Gönder gelsin."

"Bizim okuldan kime başkan deniliyor biliyor musun?"

Eren kaşını çatarak suratıma baktı.

"Neden, ne oldu?"

"Ya sana bir soru soruyorum sen ne oldu diyorsun."

"Yok kime başkan diyorlar bilmiyorum."

"Neyse ya boşver sadece merak etmiştim."

Eren'le çaylarımızı ve güzelim karamlarımızı yedikten sonra sınıfımıza gittik ve beynimin anasını ağlatan dersler dinlemeye başladık.

BAŞKAN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin