SON NEFES-1

468 27 6
                                    

Uyanmak istemiyorum. Hayır hayır kesinlikle uyanmak istemiyorum. Bu okul denen lanet yer biraz daha geç başlayamaz mı acaba ? Homurdanarak uyandım ve pencereme doğru yürüdüm etraf bembeyazdı. Kar taneleri yere birer birer düşüyordu. Mükemmel bir uyum içindeydiler. Aslında uzaktan bakıldığında hepsi aynı gibi yakınlaştırılmadan anlaşılmıyor farklı oldukları. Dışarıya dalmışken Minoşun sesiyle irkildim. Kesinlikle mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı. Mine teyze ben 5 yaşından beri bizimle. Anneme ev işlerinde yardım ediyor. Aileden biri gibi artık. Merdivenden hızlıca indikten sonra mutfağa yöneldim. Minoşun yanağına kocaman bir öpücük kondurdum ve "Günaydın Minoşum" dedim. "Günaydın Derinim hadi üstünü giy hazırlan ve kahvaltıya gel Ada'yı bekletme" dedi. Adayla çocukluk arkadaşıyız. Tüm zamanlarımız birlikte geçti ve hala da öyle geçiyor. Ada'ya arkadaş demek basit kalıyor aslında. Ada benim için kardeşten de öte bir değer taşıyor. Ağlıyorum benle ağlıyor kahkalarımla mutlu oluyor beni hatalarımla kabul ediyor. Bir insan başka ne ister ki ? Bazen kırıyoruz birbirimizi küsüyoruz ama bir an geliyor göz göze geliyoruz ve sımsıkı sarılıyoruz. Birbirimize duyduğumuz sevgi her şeyin üstesinden geliyor. Okula yürüyerek gidiyoruz ve Ada her sabah beni genel olarak bekliyor çünkü geç kalma konusunda uzmanım. Yüzüme soğuk suyu çarptıktan sonra nemlendiricimi sürdüm ve saçlarımı taradım. Saçlarımın düz olmasını seviyordum böylece onlarla uğraşmak zorunda kalmıyordum. Siyah şortumu giydim ve bordo kazağı üstüme geçirdim. Diğer okullara göre okul kıyafetimiz oldukça güzeldi. Son kez aynaya baktım ve çantamı alıp aşağı indim. Annemle babam hala uyanmamışlardı. Genelde ben evden çıktıktan sonra uyanırlardı. Masaya oturdum ve Minoşun yaptığı menemeni yemeğe başladım tam bu sırada telefonum çalmaya başladı. Tabiki de Ada'ydı. "Derin lütfen beni bir sabahta şaşırt ve kapının önünde ol" diye azarlayarak açtı telefonu. "Ben seni düşünüyorum kapıyı açıyorum hadi gel kahvaltı yapalım beraber" dedikten sonra cevabını beklemeden telefonu kapattım ve kapıya doğru koştum. "Günaydın güzellik" dedim ve sarıldım. "Günaydın tatlı bela" dedi ve mutfağa yöneldik. Ada "Günaydın Minoş" dedi ve Minoşun yanağına sulu bir öpücük bıraktı. "Günaydın kızım bizim cadı yine senden önce hazırlanamamış" dedi ve o sözünü bitirir bitirmez ben "Lütfen ben sadece Ada'nın kahvaltı yapması için bu durumu tekrarlıyorum yoksa uykucu falan değilim diyerek" kendimi savundum. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Minoşu öptük ve evden çıktık. Okula doğru yürürken Ada birden durdu ona döndüm " Noldu erkenci kız yoruldun mu yoksa ?" Diye ona takıldım ama o ciddi duruyordu. "Sana bir şey söylemem lazım Derin. Etkilenmeyeceğini ve alışık olduğunu biliyorum ama yine de husursuzum" dedi. Onu rahatlatmam gerektiğini düşündüm. "Ada lütfen şu büyükanne laflarını bırak ve konuya gel benim büyük kızım" dedikten sonra kahkaha attı ve "Sana boşuna delisin demiyorum. Soner dokuzlardan bir kızla konuşmaya başlamış ve yine sevdiğini iddia ediyormuş kızda Soner'den hoşlanıyormuş. Ama bilirsin işte klasik Soner hep birilerini sevdiğini iddia eder." Sonerle ayrılalı beş buçuk ay oldu. Dört yıllık bir geçmişimiz var. Altıncı sınıftan beri Sonerden başkasını sevemiyordum. Tertemiz duygularla bağlanmıştım ona ilk sevdiğim kişiydi. Oda beni seviyordu. İlk zamanlar çok güzel bir ilişkimiz vardı ama zaman geçtikçe Soner' de değişti. Tek bir kıza bağlı kalamıyordu. Benle çıkarken hep başkalarına da seni seviyorum diyordu. Ben salak gibi her defasında onu affediyordum. Sanki onsuz yaşayamazmışım gibi. Sanki o olmazsa yaşamanın anlamı olmaz ve boşluğa düşermişim gibi. Soner her zor anımda yanımda oluyordu. Bir sevgili değildi sadece benim için yeri geldiğinde bir dosttu bir abiydi bazen de küçük masum bir çocuktu. Tek kusuru benle yetinememesiydi. Son çıktığımızda düzelmiş gibiydi sadece beni seviyor gibiydi. Ama benim güvenimi defalarca sarsmıştı ve artık ona karşı içimde en ufak bir sevgi kırıntısı kalmamıştı bende en doğrusunu yaptım. Ve ona durumu anlatarak ilişkimizi tamamen bitirdim çünkü en doğrusu buydu. " Ada biliyorsun Soner'e karşı hislerim değişeli çok oldu ve nasıl mutlu olacaksa onu yapmasını isterim. Evet beni çok kırdı ama yine de mutlu ettiği zamanlar çok daha fazla o yüzden benim için hala değerli ve mutlu olsun isterim. Ama fazlası yok. Böyle şeyleri önemsemiyorum artık taş bebek." Dedikten sonra Ada'nın rahatlayan surat ifadesini izledim. Ve şakalaşarak okula doğru yürümeye devam ettik. Sınıfa geldiğimizde Yiğit'in boynuna atladım. "O birinin sevgi damarcıkları kabarmış bakıyorum" diyerek güldü. Yiğite çok güveniyordum. Üçüncü sınıftan beri beraberdik . Yedi yıldır tüm nazımı çekiyordu. Abim gibiydi bir telefonumla hemen yanıma koşuyordu. Dostluklar böyle olmalıydı aslında. Yiğit ve Adaya sahip olduğum için kendimi fazlasıyla şanslı hissediyorum. "Hahaha sevgi damarcıklarıma söylerim bir daha kabarmazlar eşek" dedim koluna bir tane geçirdim. " O kiloyla canımı acıtacağını sanmıyorsun değil mi ?" Dedi ve kahkayı patlattı ve Ada'da ona katıldı. Tamam fazla kilolu değildim ama onların dediği kadarda zayıf değildim. "Ha ha ha çok komikmiş" dedim sırama geçtim. İlkokuldan beri aynı okuldaydım. İzmir Koleji bana bir çok dost kazandırdı. Bazen ne çabuk büyüdüğümü anlamıyordum. Minicik ayaklarımla çıkmaya çalıştığım merdivenleri şimdi hızla çıkıyorum. Onuncu sınıf olmak daha doğrusu lisede olmak küçükken çok uzak gelirdi. Şimdi geçmişe baktığımda gülümsüyorum. İlk ders fizikti ve kesinlikle geçmek bilmiyordu. İkinci derse girmeyecektim çünkü toplantımız vardı. Okulumuza yaklaşık 10 km uzaklıkta olan Deniz Kolejiyle ortak kış partisi düzenleyecektik. Onların okulundan 10 kişi ve bizim okulumuzdan da bende dahil 10 kişi bu organizasyonla ilgileniyorduk. Saat 10 da bizim okula geleceklerdi. Deniz Kolejindekiler genelde havalı ve burnu havada tiplerdi. Bu yüzden çok heyecanlı değildim. Hangi kasıntı tip gelecek diye düşünüyordum. Zil çalınca Ada ben ve Yiğit toplantı odasına geçtik. A sınıfından biz üçümüz vardık. B sınıfından Gamze, Esin ve Emre C sınıfından Aykut ve Berkan D sınıfından da Hazar ve Cengiz vardı. Güzel bir ekiptik yani güzel şeyler ortaya koyacak bir ekiptik. Beş dakikalık bir beklemeden sonra Deniz Kolejindekiler de Aramıza katıldı. 5 kız 5 erkeklerdi. Kızlar tam tahmin ettiğim gibi fazla burunları yukarda tiplerdi hatta burunları yere düşse sırf eğilmemek için almazlardı bile. Erkeklerden biri fazla ukala biri de çok sakin duruyordu. Diğer üç erkek normallerdi hatta gayet sıcak kanlılardı. Toplantı masasına oturduk. Herkes kendini sırayla tanıttı. Sakin çocuğun adı Alper yanında ki ukala çocuğun adı Kıvançmış ve diğer erkeklerin isimleri de Murat, Doruk ve Başarmış. Cici kızlarımızın adı Helin, Sinem , Derya , Cemre ve Berenmiş. Beren diğerlerine göre daha sıcakkanlı birine benziyordu. Bu işle ilgilenen 2 baş organizatör vardı. Deniz kolejinden Doruk bizim okuldan ise Esin baş organizatörlerdi. " Merhaba arkadaşlar. Öncelikle güzel bir mekan seçmeliyiz. Biz Dorukla 1 2 mekan seçtik sizinde fikirlerinizi alıp oylama yapacağız. 2 şerli birleşmeniz gerekiyor yani toplam Doruk ve benle beraber 10 ekip olacağız. Deniz koleji ve bizim okulumuzun müzik grubu sırayla çıkıp şarkılarını söyleyecekler yani müzik konusunda Sıkıntımız yok. Gruplar 1 kız 1 erkek şeklinde olacak. Şimdi kura çekeceğiz." Diyerek Söze başladı Esin. Ada ilk kurayı çekti "Kıvanç" Ada'nın surat ifadesinden memnun olmadığını görebiliyordum çünkü çoçuğun ukala olmasını anlamak için konuşmasına gerek yoktu surat ifadeleri yetiyordu. Daha sonra Hazar çekti "Murat" Murat sevimli bir çocuğa benziyordu gülüşü oldukça sıcaktı. Ve sıra bendeydi. "Alper" açıkçası Başar Olmasını tercih ederdim çünkü Alper toplantının başından beri bana ve Adaya öldürücü bakışlar atıyordu aslında bir yerlerden tanıdık geliyordu ama tanıdığımı sanmıyordum. Gamzeye de Başar kalmıştı daha sonra Deniz Kolejindeki kızlar kura çektiler. Berenle Yiğit eşleşmişti açıkcası Yiğit adına sevindim çünkü içlerinden en iyisi Berenmiş gibi duruyordu. Mekana Milton Hotelin en büyük salonu olarak karar verdik ve salon düzeninden Alperle ben sorumluyduk. Kıvanç ve Ada ses sisteminden Gamze ve Başar atıştırmalıklardan Hazar ve Murat biletlerden Yiğit ve Beren içeceklerden Helin ve Cengiz fotoğraf köşesinden Berkanla Sinem fotoğraf ve video çekiminden Aykut ve Derya ise Öğrencilerden sorumluydu. Bir sonraki toplantıda fikirlerimizi konuşacaktık. Esin ve Doruk odadan çıktılar. Bizde Adayla tam oturduğumuz yerden kalkacakken Kıvanç " Ada Demir ve Derin Dinçer size her sokaktan geçerken iğrenç kahkahalarınızı sessiz atın diyenin arabasını çizer misiniz?" Dedi ve Alper'e döndü. Bu iki gereksizi şimdi hatırlamıştım işte ve bakışlarından intikamımız çok kötü olacak pozları vardı. Adayla birbirimize ifadesizce bakıyorduk çünkü başımıza gelecekleri biliyorduk.

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin