3.Bölüm: Kayıp
Rita Ora: Poison
-Keyifli Okumalar-
🔻
Hayatta herkesin kazanamadığı sınavlar olduğu gibi kaybedemediği de vardır. Kazanamadığım hayatı kaybedemediğim gibi yaşamak zorunda olduğum sefil hayatın izini sürmekle meşguldüm.
Ruhum zihnimin en soğuk zindanlarında esir kalmış bir tutukluyken demir parmaklıklar arasından onları seyrediyordum. Yargılanan ruh çekilirken hakim tarafından infaz edildi. Zihnimin dönemeçli yolları arasından geçerken zindanların arasında gördüğüm şeyler beni tetikliyordu. Her zindan arasında bir yaşım duruyordu, hepsi ağır bir müebbet cezasıyla çarptırılmış kendilerini demir parmaklıklara hapsetmişlerdi.
Güneş geceye kucak açmış yalnızlığımla beni baş başa bırakmıştı. Hava ılık bir rüzgarla çevreyi mest ederken durgun bir nefes verdim. Geçirdiğim o altı ay soğuk namlusunu şakaklarıma dayamış tetiği çekmeyi bekliyordu. İnsanların hayatı yeryüzünden kolayca silinebilirdi fakat öldürülen her ruh geceleri seninle olur, açığını kollardı. Gözlerini kapattığın an seni düşlerinde boğar, kısa süreli ölümü sana tattırırdı. Uyandığın an etkisinin altından çıktığını sanar kısa süreli sevinirdin, ta ki yine uyuyacağın aklına gelene kadar.
Katildim.
Bu ruh veya zihin katili değildi, birisini öldürmüştüm. Sebep ya da ne zaman olduğu önemli değildi sonuç soğukluğuyla karşımdaydı. Suçluydum, başımı yastığa koyduğumda zihnimde asılı duran cümleleri vardı beni uyutmuyordu. Uyuduğum zaman aklımda canlanan kesitleri vardı, her kabusumda bir yılan gibi bedenimi sarıyordu.
"Tanıyorsun galiba." dedi o ses tüm düşüncelerimden arınmamı sağlayarak.
O an beni bu cümleyle en başa getirmişti aslında, iyileştiğini sandığım ama kapatamadığım yaranın üzerine, bastırarak kanaması durur sandığım yaranın üzerinden çekti parmaklarımı sertçe ve bana o istemedikce iyileşemeyeceğini gösterdi.
Arkamı dönmedim fakat beş dakika öncesinde titreyen bedenimi sakinleştirmeyi başarmıştım çünkü yıllarca zihnimi susturmanın cezasıyla yükümlüydüm. "Seni ilgilendirmez." dedim sesimin dengesini korumaya çalışarak. Bakışlarımı eğdiğimde avuçlarımın eteğimi sıktığını görmemle hızla düzelttim ve göreceği düşüncesiyle parmaklarımı birbirine kenetledim.
Bakışlarım bileğimde olan saate gittiğinde zamanın hızla geçtiğini görmemle titrek bir nefes verdim, eğer biraz daha geç kalırsam babam işten eve gelirdi ve benim için hiç iyi olmazdı.
"İyi anlaşmamız ikimiz açısından daha iyi olur." dediğinde ayak seslerinin yakınıma geldiğini duydum hemen sonraysa gölgesinin bir lobut gibi yanıma devrildiğini. "Yakın bir yerde yaşıyorum, her gün karşılaşacağız."
Gözlerimi kısarak ona yandan bir bakış attığımda söyledikleri umrumda değilmiş gibi çantamı iyice kavradım. "Ne gibi bir amacınız olduğunu bilmiyorum ama benden uzak durun zira sizi görsem ilk işim yolumu değiştirmek olacak."
"Üzüldüm." dedi alayla bezelenmiş cümlesinde. Ne tepki vereceğimi hiç düşünmeden yüzünü eğdi ve benimle aynı hizaya geldi. "Ben seni görmek için her gün burada olacağım."
Amacının ne olduğunu dahi bilmediğim bir adam karşımda bunu söylerken tepki dahi vermiyordum çünkü eğer yaptıklarımı bilseydi yanıma dahi yaklaşmayacağına emindim. Cevap verme gereği dahi duymadan yanından hızla sıyrılıp geçtiğimde onun aksine ters yöne doğru yürümeye başladığımda önce etrafa baktım ve sonra fark ettiğim şeyle sert bir şekilde nefes verdim. Geldiğim yöne doğru dönmüştüm ve eve gidebilmem için dönüp ilerlemem lazımdı fakat zihnimi öyle karıştırmıştıki döndüğümde olan ifadesini tahmin edebiliyordum. Destek almak için çantamı iyice kavrarken arkama döndüm ve saçlarımı sol tarafımda topladım, sanki hiç yanlış yöne dönmüş olan ben değil gibi rahat bir şekilde yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLARİS
Mistero / ThrillerDöngü #1 Boşluk! Yaşadığım hayatın tam anlamıyla tanım bulmuş hali. Her şeyi öğrenmenin verdiği hazla omuzlarımı dikleştirdim. İplerini çözdüğümü sandığım bir oyunda kördüğüm atarak oyunun kartlarını yeniden dağıtmıştım. Bütün bu olanları çözmeye ça...