Petnaest

355 43 173
                                    

Hayırsız yazarınız 20 günün ardından çıktığı buhranla geri döndü!!

Sizleri beklettiğim için gerçekten çok üzgünüm. Üniversite sınavım iyi geçmedi ve sınavdan çıktıktan sonra psikolojim çökük olsa da kitaplara odaklanmam gerektiğini düşündüm ve mutlu oldum. Fakat atladığım bir şey vardı: Sınavdan sonra cidden ruha döndüm ve kitap hakkında her şeyi sıfırlamış buldum kendimi. 20 gün boyunca 10'dan fazla taslak denemesi yaptım 'şunu çıkarıp şunu koysam. Şunu da şöyle yapsam' diye azimle çalıştım ama hiçbiri içime sinmedi ve büyük bir üzüntü bitmişlik hissiyle taslak kısmını geri kapamak zorunda kaldım...

Geçiş bölümü olacağı için her şeyi çok iyi toparlamam gerekiyordu. Bu olaydan sonra akıllandım aklıma gelen fikirleri 'unutmam ya' demek yerine bir yere not edeceğim. Göbeğim çatladı çünkü. Neyse ki iyi kötü hallettim bundan sonrası eski bildiğiniz yazardan daha iyisiyle karşı karşıya olacaksınız inşallah. Eğer unuttuysanız da bir sonraki bölüme baştan sona olayları hatırlamanızı sağlayacak minik bir özet koyabilirim. Sadece yazın yeter:)

Umarım hâlâ destekleriniz sürüyordur. Yoksaki bunun için de beni bekleyen bir zırlama seansı var... Neyse.

İyi okumalar diliyorum:)

"Öyle bir işe karışmışsın ki ölsen kurtulamayacakmışsın." 

Eve attığım her bir adım sürekli beynimde dolaşıp duran bu cümleyle yavaşlıyordu. Beynimde dolaşan cümle geçilemeyen sert duvarlara çarpıyor ve yankılanma devam ediyordu.

Daha nasıl bir işe bulaştığımı bile bilmezken üst üste bu ithamların bana yapılması beni hayatım boyunca ilk kez çok fazla sarsmıştı. Ne düşüneceğimi, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimi bilemiyordum. Ve kararsızlığın can yakıcı olduğunu ilk defa kavramıştım.

Düşünceler arasında eve nasıl vardığımı bilmezken kapımı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatıp içeri ilerlemek üzereyken kanepenin üstündeki nefesin varlığı ile yerimde istemeden sıçradım. Başını kapının kapanma sesi ile bana çevirdi.

Wooyoung.

Bana öylece beklentiyle bakarken kapıdan uzaklaştım. İçeri ilerlemek yerine antrede onu beklerken bir süre geçmişti.

Aramızda metreler varken Wooyoung'un kalkıp yanıma yaklaşması ile son buldu. Gözlerinin altında kendini yeni yeni belli etmeye başlayan mor halkaları bana yaklaştığı vakit fark etmiştim.

Wooyoung yutkunup gerekli nefesi bulduktan sonra "biraz konuşabilir miyiz?" Dedi. Altı üstü kavga etmiştik. Sanki ölümüme sebep olmuş gibi bu şekilde dağılmış görmek beni şaşırtıyordu.

İsteğinden sonra ona kısa bir bakış atıp yüz ifademi bozmadan yanından geçerek kanepeye oturdum. Yarım şekilde arkasını dönen Wooyoung sonradan yanıma varmıştı.

NEKROMANSİ § SeongsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin