Jedan

640 86 105
                                    

Kitap için dün minnak bir edit yaptım. İlk yapışım olduğu için acemiliğim gözüküyor olabilir ama izleyin işte nolacak ksjdşodjfjg

Başlayalım bakalım

15 Haziran 2020

"Ders burada bitti. Bu arada, uyuyanlar bir daha dersime gelirse rezil ederim. Haberleri olsun."

Suratsız çok sevdiğim hoca amfiyi terk eder etmez amfidekiler ayaklanmaya başladı. Bazıları küfür ediyor, bazıları ise yeni uyandığı belli bir şekilde gözlerini ovuşturarak toparlanmaya çalışıyordu.

  Derin bir nefes alıp masanın üstündeki kitapları tıkar tıkmaz ayağa kalktım ve kimseye bakmadan amfiden çıktım.

  Bugün sadece tek sevdiğim bir dersim vardı. Bu nedenle herkes koridorda hortlak gibi gezerken ben ıslık çalarak koridorda neşeyle yürüyordum. Evde oturup dinlenecektim ve bugün kimse buna karışamazdı.

  Sonunda doğum günümü sessizlikle kutlayabilecektim.

  Fakülte binasından çıkar çıkmaz yakalanmamak için gevşek adımlarımı hızlandırmaya başladım. Eğer yakalanmadan gidersem...

  "Yeosang! Duymamazlıktan gelme beni, hey!"

  Şansıma lanet okuyarak omuzlarım düşük bir şekilde bezmiş hâlde gelene döndüm.

  Koşup yanıma yaklaşır yaklaşmaz ellerini dizlerine koyup birkaç dakika soluklandı. Derin bir nefes verdikten sonra sırıtarak bana döndü.

  "Bakayım gülüşüne." Çenemi tutup kaldırdı. "Tahmin edeyim, bugün ilk cağ felsefesi dersin vardı. Bu gülüşü tanıyorum sadece Heraikleiton ve Sorkates'in heykellerine bakarken oluşur."

  Tek kaşımı kaldırıp 'ciddi misin?' Diye bakış attım ve çenemdeki elini tuttum.

  "Birincisi, onlar Herakleitos ve Sokrates. Herakleiton ve Sorkates değil. " elini indirdim "ikincisi ise, zaten ders programımı çaldın. Yüzümde olmayan gülüşten tahmin yapmaya çalışmak, büyük hata. Dökül bakalım, ne istiyorsun?"

  Bana gözlerini kırpıştırıp saf saf baktı. Sonra ise ellerini 'lütfen' dercesine birleştirip tatlı bir şekilde bakmaya başladı.
"Yeosang, lütfen bak gerçekten ihtiyacım var tek arkadaşım sensin ve..."

  "Olmaz."

  Arkamı onu bırakıp döndüm ve ilerlemeye başladım.

  "Yeosang!"
  Önüme geçti ve beni kenara çekti. Ağacın gölgesi çaresiz yüzünü gölgeliyordu.

  "Daha demedim bile."
  "Sen ne zaman bana yalvarsan o 'San'dığım kişi çıkıyor. Kesin yine tehlikeli bir şey."

  Bu aramızda bir şifreydi. Wooyoung yana yakıla felsefe fakültesinden Choi San'a âşıktı. Sanat fakültesinden olmasına rağmen felsefe bölümünden seçmeli ders seçecek kadar hem de. Fakat kimsenin öğrenmesini istemediği için bu şekilde bahsediyorduk.

  "Bak, beni bir dinle. San.. bugün bir gece kulübünde dans etmek için çıkacakmış. Bilgi sağlam yerden." Kollarımdan tutup beni sarsmaya başladı "22 senedir elin erkek eline değmedi Yeosang! Bu seferki doğum gününe Taylor Swift'in 22 şarkısıyla girmeyeceksin herhalde. Lütfen."

  "Wooyoung, San'ın çıktığı gece kulübünde pis işler dönüyor. Ailem yeni Fransa gezisine gitti ve bir ay sonra dönecekler. Başımı belaya sokmak istemiyorum."

  "Daha iyi! Üstelik şimdiye dek dönen en pis iş iki sarhoş rus ruleti oynarken namluyu karşı yerine kendine tutup sıktığı için ölmesiydi. " Bir dakika yaparak cebinden bir şey çıkarıp elime sıkıştırdı.

  "Bak, gerçekten benim için önemli. Ağzımın suyu aka aka izleyebilmek için ön sırayı rezerve ettim. Tanrı'nın bahşettiği o vücuda gerekli ilgiyi göstermezsem Tanrı beni cezalandırır."

NEKROMANSİ § SeongsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin