HÜKÜM 5: "SÜRÜDEN AYRILMAK"

55 12 5
                                    

Bölüm Şarkısı:
Legends Never Die - Against The Current

İyi okumalar. <33

•••••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Ocak, 2023 / Belirsiz

       İnsanoğlu, dünya adı altında maskelenmiş cehenneme ilk ayak bastığı andan günümüze varana dek birçok zorluğa göğüs germek mecburiyetinde kalmıştı. Fakat savaşlar çıksa da, ülkeler yıkılsa da, hastalıklar patlayıp ölümlere kucak açsa da toparlanmanın bir yolunu her daim bulmuştu. Kaybedilen savaşların intikamı alınmış, dağılan düzenler yeni devletlere gebe kalmış, amansız hastalıkların dahi tedavisi yapılmıştı. Üzerinde yaşadıkları cehennem yuvası, evrende bir karınca kadar kalan insanlığın kendini toparlamadan ayağa kalktığı bir yenilgiye henüz şahit olamamıştı.

Bir araya geldiklerinde ne kadar güçlü olabileceklerini her seferinde kanıtlamışlardı lâkin mühim olanın tek başına ayakta kalabilmek olduğunu kavrayamamışlardı.

Sürüsü olmadan yola çıkma cesaretini gösteren ademoğlu, savuşturduğu her darbede bir savaşçı olmaya daha da yaklaşırdı. Kimi zaman dizlerinin üzerine çöker ancak sırtını eskisinden daha güçlü olana dek dikleştirmezdi. Yolun sonuna vardığında ise aşamayacağı engel kalmazdı. Velhasılıkelam, savaşçı bir ruha sahip olmak isteyen her insanın ayaklarını bağlayan zincirleri kırarak sürüsünü terk etmesi gerekirdi. Aksi takdirde gölgelerde yaşamını sürdüren bir kukladan öteye geçemezdi.

Ben etime yapışmış zincirleri eritip o sürüden ayrılmamış olsaydım şayet, kendi soyunun boyunduruğu altında yaşamını sürdüren bir kukladan öteye geçemeyecektim.

Ahşap masanın etrafına dağılarak oturmuş, geniş odanın ev sahipliği yaptığı gergin havayı solurken zihnime uğrayan düşünceler tarafından esir alınmıştım ki girdiğim transtan beni uyandıran şey masanın üzerine vurulmakta olan senkronize tırnak sesleri oldu. Bakışlarım bu durumun kaynağına kaydığında Çağla'nın dalgınlıkla parmaklarını hareket ettiriyor olduğunu görmüştüm. Boğazımı temizleyerek onu aramıza geri çağırmayı planladığım esnada benim yerime bu görevi, Kandemir yanımıza gelip ihtiyacım olan ağrı kesiciyi önüme bırakarak devraldı.

Gözlerimi onun dikenli tellerle çevrilmiş kahvelerine değdirerek teşekkürümü bahşettiğimde, ne demek istediğimi anlamış gibi kafasını belli belirsiz sallayıp tam karşımda kalan boş sandalyeye yöneldi. Getirdiği suyla birlikte ağrı kesiciyi içtiğim esnada Kandemir de, açıkçası benden epey büyük bir insana bu şekilde hitap etmek pek hoşuma gitmiyordu, kendisine ayrılan boş sandalyeye oturmuştu çoktan. Bardağı, ortamın boğucu sessizliğine balta vururcasına masanın üzerine bıraktığımda geniş masanın etrafına kurulmuş olan her bir kafa bana döndü. Olması gerektiği gibi.

HÜKÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin