4-amacımı ben de anlayamadım

1.2K 132 32
                                    

Centuries - Fall out boy

-Adını titrekçe söylediğimden beri, kimseyle paylaşmadım nefesimi.

"Ne yapacağını biliyorsun değil mi? Ufacık bir şeyden dahi haberim olacak." Gözlerini devirip kollarını göğsünde birleştirdi. Hâlâ ciddi yüz ifademle bakarken beni onaylamasını bekliyordum ancak o tek kaşını kaldırmış öylece suratıma bakıyordu. Onu beklerken içtiğim sigaraların dumanı arabayı boğmuştu. Camı açıp derin bir nefes aldığımda sesini duydum ve bakışlarımı ona çevirdim.

"Beni tembihlemene gerek yok, ayrıca büyüğüm ben senden be ne bu emir vermeler!"

Yüzümde ufak bir gülümseme oluşurken kafamı sallayıp onu onaylamıştım. Sadece sabırsızdım, olacaklar için ve tüm bu belirsizliğin içinde yürüttüğümüz olaylar için sabırsızdım. Sonunun dilediğim gibi bitmesini istiyordum, bitmese de yeni bir plan yapacaktım. Onu kimseye bırakmaya niyetim yoktu ve ben, onu işimin önüne koymuştum. Sadece işimin değil her şeyin önüne koymuştum, onu gördüğüm andan beri hayatım alt üst olmuş gibiydi. Enkaz altında kalmış gibiydi, toparlayamıyordum ancak toparlamak da istemiyordum. Bu dağınıklık, onun ufak bir hareketiyle meydana gelen bu yıkım gözüme güzel gözüküyordu. Beni hiç yapmam dediğim şeyleri yapmaya mahkum ederken aslında onun hiçbir şey yapmadığını da biliyordum. O sadece durmuştu işte, yaptığı tek şey buydu. Ve ben çoktan kaybetmiştim.

"Biliyorum hyung, sadece, anlarsın işte korkuyorum." Son kelimem dudaklarımdan fısıltıyla çıktı. Tüm güçsüzlüğümle dile getirmiştim korkumu. Ben korkmazdım ki, asıl korkulan taraf hep bendim. Yüzümden gülümsemem silinmezdi, başım dik, kendimden emin yürür, herkesin karşısına tüm heybetimle çıkardım. Bu defa değildi. Bu defa korkuyordum, kaybetmekten çok korkuyordum. Daha elde edemediğim bir şey için korkularım vardı, bu hâle ne zaman geldiğimi de bilmiyordum. Sorgulamayı bırakalı öyle uzun zaman oluyordu ki, sanki tüm bu olanlar hep oluyormuş gibiydi.

Zaten ben hep korkardım kaybetmekten, ve bu korku beni öldürürdü.

O da titrek sesimin ve ağzımdan çıkan cümlelerin şaşkınlığını yaşıyordu çünkü biliyordu; ben asla korkmazdım. Kendim ve etrafımdaki insanlar için hastalıklı bir korkum olur ancak bir adam için korkularım olmazdı. Sesim asla güçsüz çıkmazdı, bakışlarımı kaçırmazdım ve beni böyle gördüğü ilk seferdi. O yüzden sertçe yutkunmuş ve gözlerini kocaman açmıştı. Çekinmiyordum, onun yüzünden güçsüz kalmak gururumu falan da kırmıyordu. Bu hâlimi görse alay ederdi benimle, çünkü biliyordum o da korkmazdı. O da korkulan taraftı ve benim ondan korkmam hoşuna giderdi. Ancak belinde hep taşıdığı silahından çıkacak olan kurşun korkutmuyordu beni, bakışları korkutuyordu. Mavi irisleri korkutuyordu.

lust: yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin