Katy Perry - Bon appétit
-Etrafında olmaya ihtiyacım var, benim için bilmeden de olsa bunu kabul et.
"Biraz dinlenmeyi hak ettik, akşama içelim mi hep beraber?" Üçü de anında kafa salladığında buna ihtiyaçları olduğunu biliyordum. Mingi dün Sunmi ile eve geri dönmüştü ve ben ona daha çok vakit ayırmadığım için kendimi suçlu hissediyordum, benimde kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.
"İyi olur Yoongi," dedi Hoseok. "Tezgahta epey yoruluyorum." Mızmızlanarak konuştuğunda bu hâli hepimizi güldürdü. Aramızda en çok dağıtmayı seven oydu ancak çok az oturup birbirimize vakit ayırabiliyorduk. Kuralcı biriydim ve iş beklemezdi bu yüzden fikir benden çıktığı zamanlarda daha çok seviniyorlardı.
"Daha çok gelen her müşteriye yavşamak yoruyor olmasın?" Seokjin yayıldığı sandalyede keyifli sesiyle sorduğunda, Hoseok muzipçe sırıttı. Barmenlik yapmayı seviyordu ve işini eğlenceli hâle getiriyordu, bunda hiçbir sorun yoktu, zaten o da sınırlarını bilirdi. Arada bir diğerleri ona yardım etse de, günlük yapılacak her şeyi kendi aralarında hallediyorlardı. Sabit kalan tek iş mekan ayarlamalardı ve Jungkook başak burcu olmanın hakkını vererek titizlikle çalışıyordu.
"Yakışıklı bir barmene kimse hayır diyemiyor," dedi, bir eliyle arka saçlarını sahteden savurduğunda. "Bu benim hatam değil."
"Herkese iş atıyorsun hyung, yalan söyleme." Hoseok, Jungkook'un kırmızı saçlarını karıştırıp dağıttığında susması gerektiğini söyledi ama eh haklı olduğunu da biliyordu. Jungkook saçlarında duran eli ittiğinde çatık kaşlarla Hoseok'a baktı ve telefonunun ekranından saçlarını düzeltmeye başladı.
Onlar aralarında atışırken ben gülümseyerek izliyor, arada bir konuşmaya dahil olup oyunlarını sürdürüyordum. Her ne kadar dışarıda sert adam imajı versek de, bu kapının ardında ailem dediğim insanlarla böyle olmak beni keyiflendiriyordu. Tüm gün elimde silahla surat asıp gezemezdim, işimizi yaparken ciddi olduğumuz sürece birbirimizin yanında gerçek kişiliğimizle olmak hiç sorun değildi.
Onlar hâlâ konuşurken masanın üzerindeki telefonum titredi ve iki gündür görmediğim ancak yaptıklarını sürekli düşünüp kafamda tarttığım, bir türlü dokunuşunu unutamadığım adamın ismini görmek, anlamsız bir şekilde yutkunmama sebep oldu. Kendimi tanıyamıyordum ve bunun en büyük sorumlusu Park Jimin'di.
piç herif
selam kedicikİşte sinirlerimi tepeme çıkarması tek bir lafına bakıyordu ve bundan nefret ediyordum. Ayrıca kediye falan benzediğim yoktu, beni sinir etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya ant içmişti sanki.
meow yoongi
ölmek mi istiyorsun?piç herif
hep aynı tehditler
alışılmışın dışında sözler duymak istiyorum artık ;)meow yoongi
istersen direkt
uygulamaya geçebilirizpiç herif
muhtemelen aynı şeyleri
düşünmüyoruzmeow yoongi
seni neyle deşmemi istersin?
benim tercihim paladan yanapiç herif
kalbimi kırıyorsun :(
ne gerek var ellerinin pala tutmasına hem de geçen gün belimi gayet güzel kavramışken ;)Tekrar gözümün önüne o anlar gelirken, ellerimin karıncalandığını hissediyordum. Piç herif işini iyi biliyordu ve Tanrı şahit, bazen Park Jimin'i parçalamayı çok istiyordum, beni delirtiyordu. Kısa zaman içinde beni nasıl sinirlendireceğini çok iyi öğrenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lust: yoonmin
Fanfic"Sert uyuşturucular. Güven yok. Aşkı siktir et, eğer bu şehvetse bu boku sonsuza dek yapabiliriz."