>>>> İki Hafta Sonra < < <
" Oh bee!! Sonunda sessizlik. Komşuların gürültüsü yok. Korna sesi yok. Daha da önemlisi ebeveyn dırdırı yok. Bu evi almam iyi oldu. Diğerleri yerini öğrenene kadar , huzurla kafa dinleyebilirim en azından. " Jongin kendini yeni evinin salonuna aldığı beyaz koltuğa attığında konuştu. "Neymiş artık evlenmeliymişim. Yaşım geçiyormuş. 26 yaşın neresi geçmiş anlamıyorum. Annemin beni yatakta izlemesini isterdim ama terbiyem o kadarına izin vermez. Asi de olsam bir saygım var . "
Seksi Jongin'imiz , " hayaletli evi" ni , tırnak içinde belirtiyorum, çünkü komik geliyordu bu ona, tamir ettirip , bir güzelde döşemişti. Sabahtan beri bir şehre bir yeni evine gidip geliyordu. Bavullarını getirmişti ilk önce. Sonra da buzdolabını doldurmak için alışverişe gitmişti. Eğer market arabası biraz daha büyük olsaydı 'marketi satın alaydın' deyimini yerine getirmiş olacaktı. Gerçi bu onun için zor bir şey değildi. Isterse alırdı çünkü. Her neyse işte... Tek kişi için oldukça fazla yiyecek almıştı. Aldığı şeyleri yerleştirmek neredeyse bir saatini almıştı. Bu kadar görmedik olduğu için kendine kocaman bir aferin verdi Jongin.
Tabiki de işi daha bitmemişti. Acıkan karnını doyurdu öncelikle. Bu kadar yakışıklı olmasını ilk önce Tanrı'ya sonra da düzenli beslenmesine borçluydu. Bir de spor yapması vardı. O absler zembille inmedi yaa...
Bavullarını üst kattaki odasına çıkardı. En az üç bavul vardı. Şimdilik gerekli olan şeyleri getirmişti. Kıyafetlerini dolaba düzgünce astı. Ayakkabılarını alt taraftaki dolaba sıraladı. Bu şekilde Jongin neredeyse akşamı etmişti. Bir üst kata çık sonra aşağı in falan derken baya yorulmuştu.
Jongin hala salondaki koltuğun üzerinde yatıyordu. Yorulmuştu ama tuhaf bir şekilde de kendini huzurlu hissediyordu. O şekilde bir süre sessizliğin sesini dinledi. Eğer bu ses varsa tabi...
"Ah dostum ! Yeter bu kadar yattığım gidip bir duş alsam iyi olacak ," Jongin bu cümleyi kurduğunda saat neredeyse gece dokuza geliyordu. Yattığı yerden tembelce kalktı. Aynı şekilde üst kata çıktı. Odasına geldi ve banyoya girdi.
*******
>>> Aynı gün akşam beş suları < < <
"Maldivlerlerden gelen 2117 sefer sayılı uçak biraz önce alana güvenli bir şekilde inmiştir. " havaalanında anonslardan sorumlu olan kızın sesi duyulmuştu .
Dış hatlar bölümünün olduğu kapı açıldı. Kucağında ki minik kedisi ve diğer elinde sürükleyerek getirdiği bavul ile gülümseyerek gelen bir adet Sehun da görünmüştü. Etrafına bakındı. Onu almaya gelen dostları da oradaydı. Hah! Unutun bunu , Sehun'un dostu yoktu ki. Ölse kimsenin umrunda olmazdı. Oops!! Sehun zaten bir ölüydü. Tekrardan ölemeyeceğine göre..
Tek dostu kucağında kuyruğunu sağa sola sallayan siyah kürkü, masmavi gözleri ile sevimlice duran kedisi Minnie'ydi.
" Sonunda geri gelebildik ha Minnie" Dedi Sehun kedisine .
" Sana gitmeyelim demiştim . Sanki bronzlaşabilecekmişsin gibi , beni de götürdün oralara kadar". Diye söylendi kedicik.
" Hey! Balıkları yerken sesin çıkmıyordu ama. Istersen kucağımdan indirebilirim seni. Bu kalabalıktaki çocuklardan birisi seni yakalar ve o dokunulmasını sevmediğin tüylerini keser . Hah , ister misin? "
" Yapabilirsin de sanki. Yanından ayrılırsam kimsenin seni göremeyeceğini biliyorsun değil mi Sehun! "
Sehun, sonunda pes ettiğini belli etmek için nefesini bıkkınlıkla dışarı verdi. Bu kedi ile uğraşmak cidden zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım Bir Hayalet! √
FanficOh Sehun》》Sevecen, tatlı mı tatlı, bir o kadar da yakışıklı olan, tepenin başındaki o evin bir zamanlar ki sahibi. Yalnız ufacık bir sorunumuz var. 30 yıldır bir hayalet ve tek istediği şey yeniden insan olabilmek. Laneti ortadan kaldırabilmenin ise...