"Hadi ama Minnie, daha ne kadar özür dilemem gerek" , evin bahçesinde kedinin peşinden giderken söyledi Sehun.
Kedicik önde yürüyordu. Sehun hiç de umrunda değildi açıkcası. Çünkü o -daha kedinin adını bile hayırlayamayan hödük için- dışarı atılmıştı resmen . Olayın üzerinden neredeyse beş gün geçmişti ama Minnie gram olsun yumuşamamıştı.
" Gidip o biricik ev arkadaşından özür dile , bay aptal kedisini öylece dışarı atan Sehun " . Diye karşılık verdi.
" Ahhh!!! Hadi ama yapma . Bu kadar da uzatılmaz ki Minnie. Binlerce kez özür diledim, sonra onun da senden özür dilediğini söyledim. Yetmez mi . Hem bak eğer beni affedersen , şehre gider sana o sevdiğin balıklı mamadan alırız olmaz mı? " . Bir ümit ile kediciğin kanına girmeye çalıştı Sehun.
Kedicik bir an durup Sehun'a doğru döndü. Kuyruğunu sağa sola sallamaya başlamıştı balıklı mama lafından sonra . "Gerçekten mi ? Alır mısın ? Çünkü uzun zamandır yemiyorum da" diye söyledi.
"Evet , tabi alırım . Hatta affettim dersen şu an bile gidebiliriz" kedinin önüne gelip diz çöktü.
Kedicik arka patilerinin üzerinde kalkıp , ön patilerini Sehun'un dizlerine koydu. " Tamam affettim. Hadi gidelim balıklı mama almaya" dedi. Birkaç gündür süründürdüğü yeterdi sanırım .
" Sonunda affettin. Balıklı mamanın işe yarayacağını bilseydim daha önce almayı teklif ederdim. Ayrıca bir daha bana onun yüzünden küsme olur mu? Çünkü cidden can sıkıcı bir durum. "
-------------
Geride kalan günler boyunca Sehun, Jongin'e sürekli kahvaltı hazırlayıp , onu evden gülümseyerek uğurlamıştı. Akşam olduğunda ise heyecanla onu bekleyip , yemek masasını hazır etmişti. Dışarıdan o kadar iyi gözüküyorlardı ki , bilmeyen birisi onların yeni evli çift oldukları düşünürdü.
Sehun, Jongin eve geldiğinde gününün nasıl geçtiğini sorup , kendisinin o gün neler yaptığını anlatıyordu.
İşin ilginç yanı ise Jongin, bu yabancıya çok çabuk alışmıştı. Yıllardır onu tanıyor ve birlikte yaşıyorlarmış gibi hissediyordu. Sehun'un ona yemekler yapması , onun için eşyalarını yıkayıp ütülemesi, sabah kalkıp ona kahvaltı hazırlaması, gülerek işe uğurlaması, geri geldiğinde yine gülümseyerek karşılaması... tuhaf ve alışık olmadığı hisleri yaşamasına neden oluyordu. Üstelik bu şeyler ona çok iyi hissettiriyordu.
Birde ufak dört ayaklı, tüylü asabi bir sorun vardı ama sanırım onada alışmaya başlamıştı. Her ne kadar bazen kedinin ona cevap verdiğini düşünse bile. Hatta bir keresinde ona aptal hödük dediğine yemin edebilirdi. Ama kediler konuşamazdı öyle değil mi . Sanırım Sehun'un onunla konuşması, Jongin'i de etkilediği için öyle olmuştu. Yoksa başka nasıl bir açıklaması olabilirdi ki. Kedinin konuşacak hali yoktu ya.
Ayrıca Sehun da da tuhaf şeyler vardı. Onu hiç üzgün görmemişti. Yani en azından onun yanındayken sürekli gülümseyip duruyordu. Gülümsemesi ise o kadar hoşuna gidiyordu ki Jongin'in; o gülümsediği zaman kendini ona bakmaktan alıkoyamıyordu. Sehun'un mimikleri, gülerken kaybolan gözleri sevimli gelmeye başlamıştı . Onlar tanışalı ve birlikte yaşamaya başlayalı neredeyse bir aydan fazla olmuştu ve Jongin kendisinin Sehun'a kapılmaya başladığını düşünüyordu. Çünkü bir ara onun o pembe ve öpülesi olan dudakları ile kendi dudaklarını neredeyse buluşturmak üzereydi. Ancak son anda kedinin odaya girmesi ile kendini durdurmuştu. Sehun'un odasında ne işi vardı diye sormayın şimdi . Sadece kapıdan bakıp gidecekken ayakları onu içeriye sokup , yatağın kenarına getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım Bir Hayalet! √
FanficOh Sehun》》Sevecen, tatlı mı tatlı, bir o kadar da yakışıklı olan, tepenin başındaki o evin bir zamanlar ki sahibi. Yalnız ufacık bir sorunumuz var. 30 yıldır bir hayalet ve tek istediği şey yeniden insan olabilmek. Laneti ortadan kaldırabilmenin ise...