''Neden , böyle davranıyorsun Baekhyun anlamıyorum. Seni sevdiğimi söyledim. Gerçekten seninle birlikte olmak istiyorum. Ne olduğun ya da nasıl göründüğün umurumda değil. Ben senin kalbini seviyorum. Senin Baekhyun olmanı sağlayan şeyleri seviyorum.'' neredeyse ağlamak üzereyken konuştu Chanyeol.
Baekhyun, üzgündü. Chanyeol'e ne diyeceğini düşünüyordu. Onun hisleri konusunda ciddi olduğunun farkındaydı ancak korkuyordu. Başına aynı şeylerin gelmesinden korkuyordu. Neredeyse bir aydan fazla olmuştu. Baekhyun , Chanyeol den aldığı o öpücükten sonra , ondan hoşlandığına emin olmuştu. Chanyeol de ona sevgili olmalarını teklif ettiğinde kabul etmişti. Ancak hala tam olarak ona güvenemiyordu. Aslında Baekhyun'un güvenemediği kişi kendisiydi. Ya Chanyeol onu, bu şekilde davrandığı için terk edip giderse... yine yalnız kalırsa ne olacaktı. Bu sefer Baekhyun , bunu kaldıramazdı. Kendisini tamamen birisine vermek istediğinde neredeyse yok olmak üzereydi. Eğer cadı gelip onları durdurmasaydı, her şey için çok geç olmuş olacaktı. Baekhyun insan olamadan ebediyen yok olup gidecekti.
Sonbahar yavaştan kendisini göstermeye başlamıştı. İki tarafı kocaman ağaçlarla çevrili , genellikle yürüyüş için kullanılan bir yoldaydılar. Ağaçların sararmış yaprakları , hafif esen rüzgarla birlikte yola doğru savrulup , yolun kahverengi toprağını kapatıyordu. Chanyeol, istemişti buraya gelmeyi.
Çiftler bu yolu sonbaharda boydan boya yürüyerek geçerse sonsuza kadar birlikte olacaklarını anlatan bir söylentiyi duyduğu için gelmelerini söylemişti. Chanyeol, bir aydır Baekhyun'dan 'seni seviyorum' cümlesini duymayı bekliyordu. Kendisi ona defalarca , bıkmadan , usanmadan söylemesine rağmen bir kere bile duyamamıştı. Baekhyun'un da kendisinden hoşlandığını biliyordu ama bir şekilde emin olamıyordu. Bu düşünce aklının bir köşesinde sürekli dönüp duruyordu ve işkence gibiydi. Aşık olduğundan emin olduğun insanın sana karşı aynı duyguları hissetmediğini düşünmek...
Baekhyun yanında yürümeyi kesen çocuğa doğru döndü. Başını yere doğru eğmişti. Üzgün olduğu her halinden belliydi. Chanyeol'u böyle görmeye alışık değildi. Kalbinin acıdığını hissetti . Etrafına neşe saçan adam , onun yüzünden böyleydi. Baekhyun'un karışık olan duyguları yüzünden.
Baekhyun, kendisinden uzun olan adamın önüne geçti. Chanyeol'un ona bakmasını sağlamak için eliyle çenesini kavradı ve başını kaldırdı. Chanyeol , gözlerini yerdeki yapraklardan ayırıp yavaşça kaldırdı. Baekhyun , yüzüne bir gülümseme yerleştirip, '' Hey ! Yapma böyle. Hem gözlerin neden nemli? Benim yüzümden mi?'' sordu. Ortamdaki gergin havadan kurtulmaya çalışıyordu.
Chanyeol, onun tutuşundan kaçıp , başını yana çevirdi. Baekhyun, gözlerini kırpıştırıp şaşkınca baktı. Aslında Chanyeol haklıydı. Böyle davranması gayet normaldi. ''Chanyeol ben-'' derin bir nefes aldı Baekhyun. ''Haklısın... Böyle davranmanı anlıyorum... Benden hoşlanmanı, sürekli etrafımda olmanı ... bilmiyorum hoşuma gidiyor ama-''
Chanyeol, onun sözünü kesti. ''Ama ne Baekhyun, beni sevmediğini mi söyleyeceksin!'' sesi kırılmış gibiydi ama daha çok sinirli gibi çıkıyordu.
''Ha-hayır bak ben ''
''Ne Baekhyun? Sadece beni sevmeni istiyorum. Çok şey değil''
''O iki kelimeyi söylememiş olmam seni sevmediğim anlamına gelmiyor''
''Ne? '' şaşkınca sordu Chanyeol. Bu da bir nevi itiraf etmek olmuyor muydu.
Seslice yutkundu Baekhyun. ''Bak Chanyeol, ben... yani nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama... korkuyorum''
''Ne? Neyden korkuyorsun?''
''...''
''Baekhyun bana bak. Seni bırakacağımdan falan mı yada seninle oynadığımı düşündüğün için mi korkuyorsun?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım Bir Hayalet! √
Hayran KurguOh Sehun》》Sevecen, tatlı mı tatlı, bir o kadar da yakışıklı olan, tepenin başındaki o evin bir zamanlar ki sahibi. Yalnız ufacık bir sorunumuz var. 30 yıldır bir hayalet ve tek istediği şey yeniden insan olabilmek. Laneti ortadan kaldırabilmenin ise...