- 4. Bölüm-

4.4K 371 60
                                    

‘’ Hey! Sehun sen ağlıyor musun?’’ diye sordu kedicik. Sehun’un boyuna gelebilmek için önünde duran koltuğun üstüne çıkmıştı.

Sehun , burnunu çekip , ellerinin tersi ile gözyaşlarını temizledi. ‘’Hayır , ağlamıyorum. Sadece... Minnie şu eve bir baksana ne hale gelmiş.’’ Dedi kendini toparlamaya çalışarak.

Minnie, etrafına bakınıp ‘’Ne var halinde  de gayet iyi gözüküyor. En azından rutubet kokusu kaybolmuş’’ dedi.

‘’Cidden çok odunsun Minnie. Tüm anılarım bu evde ve şimdi çok farklı gözüküyor.’’

‘’Ah! Anladım, o yüzden ağlıyorsun ‘’ dedi kedicik.

‘’Hayır ağlamıyorum. Sadece gözlerim sulandı o yüzden ‘’

‘’Peki peki , ağlamıyorsun.’’ Dedi kedicik. Koltuktan aşağı  atladıktan sonra ‘’ Sulu göz, şimdi napıcaz . Malum yukarıda birisi var ve biz kendi evimize izinsiz girdik.’’

‘’İzinsiz falan girmedik abartma. Şey sadece biraz hile yaptık. Hem ben hissediyorum evi alan kişi iyi birisi’’ dedi Sehun.

‘’Görücez bakalım iyi biri mi değil mi ‘’ , kedicik ümitsiz bir şekilde mırıldandı.

Sehun ise üst kata çıkıp, kendi odasına –bir zamanlar öyle olan- girdi. Odanın ortasında kocaman , beyaz çarşaflarla örtülmüş bir yatak vardı. Kendi yatağı gitmişti yani. Dolaplar yenilenmişti. Onlar da beyazdı. Anlaşılan evi alan kimse beyaza gerçekten takıntılı birisiydi.

Bu ev Sehun’undu. O zaman evin içindeki eşyalar da onun sayılırdı değil mi… Yüzüne yerleşen kocaman gülümseme ile koşup yaramaz bir çocuk gibi yatağa attı kendini.

‘’Woah!! Yumuşacıkmış’’ dedi Sehun, elleri ile de yatağı kontrol ediyordu.

Bu sırada Jongin , banyodan çıkmıştı. Havlunun birisi sadece belinden aşağısını kapatıyordu.  Diğer havlu ile de saçlarını kurulamakla meşguldü.

Banyodan çıkan kişiye bakıyordu Sehun . Yarı çıplak bir adam karşısında duruyordu. Esmer tenin üzerinden akan sular boynundan başlayıp yavaşça kayarak karnının üzerinden aşağı doğru gidiyordu. Hatrı sayılır derecede belli  olan kasların çekiciliği de ayrı bir olaydı. Bir an bile gözlerini kırpmadan esmeri süzdü.  Yanaklarının kızardığını hissetti Sehun. Bu kısacık zaman diliminde aklından türlü türlü sahneler   geçmişti.

Jongin,  kafasını kaldırıp yatağında uzanan sarışın adamı görünce panikledi.  Elinde tuttuğu havluyu kendine siper edip "Hey! Sende kimsin ? Yatağımda ne işin var? " dedi.

Sehun ise tek bir kasını bile kıpırdatmamıştı.  Aynı pozisyonda yatağın üzerinde uzanıyordu.  

" Evin hayaletiyim" dedi. Karşısındaki adama doğru dönüp dirseğinin üzerinde yükseldi.

Jongin ,duyduğu şeyin saçmalığını ve söylenen sözün her bir harfini zihninde belirli yerlerden geçirip anlamaya çalışıyordu. Gözlerini kırpıştırıp "Anlamadım ... ben neyim dedin? " diye sordu.

"Neyini anlamadın.  Bu evin hayaletiyim dedim işte "

" Dalga geçiyorsun değil mi ? Nasıl girdin evime . Defol hemen.  " Dedi Jongin.  Sinirli gözüküyordu.  Eve yerleşeli daha bir gün olmadan , bir de hırsız girmişti. Çok güzel...

" Hayır ben ciddiyim.  Ayrıca bu ev benim neden ben gidiyor muşum " diye çıkıştı Sehun.

Jongin daha fazla dayanamayıp,  belindeki havluyu düşmemesi için sıkılaştırdı ilk önce, daha sonra yatağa yaklaşıp , yatağında bulunan adamı kolundan tutup kaldırdı.

Ev Arkadaşım Bir Hayalet! √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin