0.1

8.7K 258 253
                                    


Alis Keskin

"SABAH KALKTIM! BUGÜN YİNE ÇOK GEÇ KALDIM! SAÇIMI YAPTIM!" güne dün gece yanında uyuduğum Savaş abimin odasında gözlerimi açmıştım ve bir Alis klasiği olarak saçma şarkılarla abimi uyandırmıştım.

"GÜNEŞ PARLAK HARİKA! DIŞARI ÇIKTIĞĞĞM!!"

Abim gözlerini açıp bana gülümsediğinde az önce zıplamış olduğum yatağında uzanır pozisyona geçip abimin göğsüne tabir- i caizse kedi gibi sokulmuştum.

Abimde hemen beni kendisine iyice çekip kollarını belime bağlamıştı.

"Küçük fare, bugün çok enerjiksiniz bakıyorum.." dedi ve saçlarıma kocaman bir öpücük kondurdu.

"Acaba bunu neye borçluyuz?"

Başımı koyduğum göğsünden geri çekilip bayık bayık suratına baktım.

İşaret parmağımı burnuna dokundurup "Bir sebep olması gerekmiyor koca ad.. AH!"

Abim burnunda olan parmağımı kaşla göz arasında ısırmıştı!

"Ya abi çok kötüsün!" Dedim ve göğsüne geri yaslandım.

Napayım çok güzel kokuyordu.

"Kıyamam ben bebeğime" dedi ve az önce hafifçe ısırdığı parmağımı öptü ve başını boynuma sakladı.

Abim gerçekten bizim için çok uğraşıyordu. Gecesini gündüzüne katıyordu. Sahibi olduğu holding ve şirketler de cabası!

Abimin boynumdaki düzenli nefes alış verişlerini hissedince uyumasına izin verdim.

Bir süre sonra ben de dayanamayıp uyuya kalmışım zaten.
#

"Abi, bebeğim! Günaydın!" Alper abimin sesiyle aniden yerimden sıçradım. Ani sıçramamla Savaş abimde uyanıp kollarını sıkıca belime bağladı.

"Alper, abicim seni öldürmemem için üç sebep sayar mısın? Alis' e bir şey oldu zannettim!" Dedi ve tehditkar bakışlarını Alper abime yolladı.

Alper abim şirince gülümseyip; "Birincisi çok sevgili abim, tatlıyım! İkincisi sen bana kıyamazsın.."

Yanıma yaklaşıp beni Abimin kollarından aldı "Üçüncüsüyse.." diyip beni sıkıca göğsüne yasladı ve saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı. "Alis bebeğim en çok beni seviyor!"

Savaş abim kısık gözlerle bana bakıp "Öyle mi Alis hanım?!"

Konu bana geldiğini göre gitme vaktim geldi de geçiyor. Aa.. ne ayıp!

Şirince sırıtıp "Ocakta yemeğim var!" Dedim ve hızla odama kaçtım arkamdan bağıran abilerim bağırmalarına devam edebilirdi.
#

Odama girip elimi yüzümü yıkadım ve işleerimi hallettim.

Odamın içindeki giyinme odama girip ne giyebileceğime baktım. Ocak tatiline girmemize iki hafta kalmıştı ve içerisi ne kadar sıcaksa dışarısıda içeriye tezat olarak bir o kadar soğuktu.

 Ocak tatiline girmemize iki hafta kalmıştı ve içerisi ne kadar sıcaksa dışarısıda içeriye tezat olarak bir o kadar soğuktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giydim ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Son merdivene gelince ne yalan söyleyim yorulmuştum. Dile kolay dört kat.

Dışı sizi içi beni..

Salona girdiğimde abilerimin hepsi koltukta oturmuş dark izliyorlardı.

Tabi İngilizceyi ana dil gibi bildikleri için altyazının gazabına uğramıyorlardı. Sessizce yanlarına yaklaşıp Enis abimin göğsüne sokuldum. Abim saliselik bir şekilde bana bakıp tekrar filme döndü bu sıradada 'çok aşırı efsane mükemmel kaslı' kollarıyla beni kendisine çekmişti.

Onlar kollar sadece beni öyle kendine çekebilir!

Abimin göğsüne iyice yerleşip filmi izlemeye başladım. Bir süre sonra Rana abla kahvaltının hazır olduğunu söyleyince Enis abim beni kucağından indirmeden ayağa kalkıp mutfağa ilerlemeye başladı.

Diğer abilerim arkamızdan geliyordu.

Masaya oturduğumuzda gözüme krep, muz ve nutella kaçmıştı.

Hemen tabağıma üç tane krep aldım. Hiç öyle 'ay bon yoyomem conom ostomoyo' diyemezdim.

Savaş abim bu davranışım karşısında bana çatık kaşlarla bakıp konuşmaya başladı. "Bebeğim yumurtanı yer misin önce?"

Tatlı olduğunu düşündüğüm bakışlarımla abime bakıp genişçe sırıttım. "Bir kerec.."

"Of, tamam" diyince zaferle gülümsedim ve sandalyemden kalkıp abimin yanına gittim.

Yanağından kocaman öpüp geri yerime oturacaktım ki Alper abim beni belimden yakalayıp "Ee, güzelim bana yok mu öpücük?" Dedi.

'Siz iflah olmazsınız' bakışımı atıp Alper abimide öptüm. Sonra anlık bir sevgi patlaması yaşayıp yanaklarını mıncırdım. "Oy benim yakışıklı koca bebeklerim" dedim ve saçlarını karıştırdım.

Yerime oturunca kirpiklerimin altından Enis abime baktım. Onu öpmediğim için 'acaba bir şey mi yaptım?' Diye hafızasının sınırlarını zorluyordu.

Çikolata ve muz koyduğum krebimi dürüm yapıp yanımda olan abimin ağzına doğru uzattım.

Abim önce şaşkınca baksada sonra gülümseyip krepi kocaman ısırdı. Tabi parmaklarımı da.

"Bebeğim ben de acaba bilmeden bir şey mi yaptım diye düşünmekten kafayı yiyecektim" diyip ve saçlarımı öpünce "Iyy!" Dedim ve uzaklaştım.

"Abi ya! Yağlı dudaklarınla ne diye öpüyorsun saçımı!" Diye cırladım.

"Bebeğim yıkarsın sonra sıkma canını" dedi ve kahvaltısına geri döndü.

Öküz..

Ama benim!

Kahvaltımı yapınca aşırı doymuştum.

Sofradan kalkıp afiyet olsun dedim ve abilerimin yanağını teker teker öptüm.

Odama çıkıp yarım saatlik bir duş aldım.

Kendime geldim yemin ederim.

Banyo yapmadan önceki kıyafetlerimi geri giyip aşağı indim.

Salona baktığımda abilerimi göremeyince yanımdan geçen Rana ablanın kızı Avşa' yı durdurdum.

"Avşa, abimler nerede biliyor musun?"

"Bilmiyorum Alis, Savaş Bey' e telefon gelince apar topar evden çıktılar"

Teşekkür edip koltuğa oturdum acaba ne olmuştu ki?

Bu arada Avşa, Rana ablanın kızıydı. Kendisi 22 yaşında ve tıp teknisyenliği okuyor. Abilerim her ay düzenli olarak burs veriyor ve eğitim imkanı sağlıyorlardı.

Neyse diyip televizyonu açtım ve Esrarengiz kasaba izlemeye başladım.

Bir süre sonra eve telaşlı bir şekilde giren Selim abiyi görünce hızla ayağa kalktım.

"Selim abi abil.."

"Alis, toparlan dağ evine gidiyoruz, şimdi! Yanına fazlaca kıyafet alırsan iyi edersin!"

Ne?
#



SELAAAAMMMMMMMSSSS CANİKOLARIM

bölüm nasıldı?

Multimedia: Alis Keskin

oy ve yorum

bb.

Abilerim  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin