0.2

5.5K 220 131
                                    


Savaş Keskin

Aldığım telefonla üçümüz de apar topar evden çıkıp şirkete gelmiştik. Normalde olsa Alis' i doya doya öpüp sinir etmeden evden çıkmazdım.

Şirkete gelince en üst katta bulunan odama çabukça ilerleyip içeri girdim. Alper ve Enis de sinirli adımlarla beni takip ediyordu.

Sandalyeme hızla oturdum. Enis ve Alper' de  karşımdaki ikili koltukta oturmuş ayaklarıyla ritim tutuyorlardı.

Kapım çalınınca "Gel!" Diye bağırdım sertçe.

Kapıyı güvendiğim adamlarımdan biri olan Ömer açtı.

"Seni dinliyoruz Ömer!"

"Abi, biliyorsun meseleyi. Hakan piçi onu yer altından kovmamızla hırslanmış ve kendinden küçük ve yeni mafyalarla bir birlik içerisinde ve.."

Durakladığında sinirden köpürmek üzereydim. "VE?!"

"Abi, Alis' in peşindeler. Aralarına  adamlarımızdan birini sızdırmıştım. Size Alis üzerinden oynayacaklar. Alis' e dikkat edin abi."

"Tamam, çıkabilirsin"

Çıkınca sinirden masadaki her şeyi yere fırlatmıştım.

Elime aldığım vazoyu tam fırlatacakken Enis ve Alper beni yakalayıp koltuğa oturttular.

"Abi! Kendine gel yapma böyle" diyerek gömleğimin düğmelerini açmaya başladı Enis.

Alper "Abi iyi misin?" Diye sordu tedirgince. Az önce olası bir sinir krizinin eşiğinden dönmüştüm.

"Alis.. Alis' e bir şey olursa yaşayamam ben" dedim bitkince.

"Abi, halledeceğiz bir şekilde.. lütfen böyle yapma.."

Alper, Enis' in sözünü kesti. "Hem o piç bir sik yapamaz Alis' e abi. Götü yemez, topladığı mafyaların hepsi yeni ve çöp. Bizse yer altının saygın isimlerindeniz"

Beni rahatlatmaya çalışıyorlardı fakat rahatlamam in yapmam gereken tek şey Alis' e sıkıca sarılıp kokusunu derince içime çekebilmekti.

"Selim.. Selim' i arayın Alis' i dağ evine getirsin. Yanına da 100 tane koruma alsın, en sağlamından" dedim.

Alper başını sallayıp Selim' i aramaya başladı.

Enis "Abi, biz de dağ evine gidelim istersen iyi durmuyorsun bir kaç gün işlerden uzak duralım" diyince fikri aklıma yatmıştı.

Hem Alis' imle bu bir kaç günü güzelce değerlendirebilirdik.

Tamam anlamında başımı salladım.
#_________________#_________________#

Yaklaşık iki saatin ardından şehirden fazlaca uzaktaki dağ evimize gelmiştik. Uzun zamandır uğramadığımız içerisi çok soğuktu, etraf tozluydu ve bebeğimin toz alerjisi vardı. Ayrıca da bünyesi çok zayıf olduğu için bu ortam hasta olmasına çok elverişliydi

"Enis, Alper! Buranın kaba bir tozunu alın bakayım, ben de şömineye odun getireyim diyerek dışarı çıktım.

Dışarı çıkmamla önümde ondan fazla siyah arabanın durması bir oldu.

Ortadan bir arabanın kapısı açılıp içinden kalın montu olmasına rağmen kocaman yün battaniyeyle kendisini mumyalayan bir Alis görmeyi beklemiyordum.

Bu hali fazlaca şirindi.

Yanıma doğru paytak adımlarla yürüyüp dibimde durdu.

Bu sırada Ömer ve adamları odun toplamaya gitmişti.

Burnunu hafifçe çekip konuşmaya başlayınca ayvayı yediğinizi anladım.

"Abi?"

Hafifçe eğilip boylarımızı eşitledim.

Göğsüme çekip sıkıca sarıldım ve saçlarını öptüm. Bu koku için canımı verirdim.

"Abim"

Saçlarımı kafasından ayırıp doğruca yüzüne baktım.

"Neden buraya geldik ki bir anda" diye sordu ve battaniyesine daha sıkı sarıldı.

"Tatil yaparız bebeğim, kötü mü oldu?"

"Yok.. ama ben üşüyorum" diyip kafasını omzuma yasladı.

"Hadi sen Selim abinin arabasına git daha fazla üşüme, ben şömineyi yakıp sana çorba yaparım" dedim ve sıkıca sarıldım.

Tamam anlamında başını sallayıp sarsak adımlarla arabaya doğru ilerlemeye başladı.

Arkasından gülümseyerek baktım ve biraz uzaklaşıp odun toplamaya başladım.

Yaklaşık bir saat sonra topladığımız odunları şömineye atıp yakmıştık. Bu sürede ben de Alis' e tavuk suyu çorbası yapıyordum.

Çorba hazır olunca bir kaba döküp tepsiye koydum. Su, peçete ve kaşık koyup yarattığım şahesere baktım.

Benden daha fazlası çıkmazdı zaten.

Hemen salona geçip şöminenin karşısındaki koltukta Alperin kucağında uzanan Alis' in yanına gittim ve sandalyeye oturdum.

Alis çorbaya üzgün bakışlarını atarken boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

"Bebeğim, bu çorbanın hepsi bitecek. Güçsüz düşmeni istemiyorum." Dedim ve yüzünü ellerimin arasına alıp alnını uzunca öptüm.

"Ama abi.." diyip ve suratıma tatlı tatlı bakınca pes etmeyeceğini anladım.

"Bebeğim, güçsüz düşüp hastalanıyorsun sürekli. Günde on tane hap içmek istemezsin bence" dedim ve tek kaşımı kaldırdım.

Omuzlarını düşürüp derin bir 'of' çekince Alper gülüp Alis' in yanağını öptü.

Alis bu sefer ona bakıp "Aşk olsun abi! Sende arkamda durmadın" diyip küçük dudaklarını büzdü.

Alper hafif gülerek; "Bebeğim abime karşı çıkacağımı zannediyorsan yanılıyorsun. Hem abim haklı, vitaminsiz düşüp hap içmek istemezsin." Dedi.

"Of ne dersem diyeyim haklısınız" dedi.

Tepsiyi Alper' e devrettim.

O Alis' e içirirken ben de odama çıkıp kıyafetlerimi giydim ve yatağa uzandım.

Bugün fazlaca gerilmiş ve yorulmuştum.
####



SELLLLLLLLAAAAAAMMMM

YENİ BÖLÜM NASILDI?

Multi: Savaş🥺

oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bu aeada yeni bir kurguya başladım. Hazır olduğunda onu da yayına koyacağım.

Kendinize iyi bakın.

bb.💞

Abilerim  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin