Deniz o yıl 5. sınıfa başladı . Fakat yakın arkadaşı Gamze okul değiştirmişti.Bu üzücüydü ama diğer yakın arkadaşları Sümeyra ve Hande Nur hala yanındaydı üstelik artık Melek ile de çok yakınlardı .Onların Duygun'a olan hislerinden haberi yoktu ama belki ileride söyleyebilirdi . Fakat daha kötü olansa artık Duygun da okul değiştirmişti. Yani artık ne Duygun ne de onu anlatabileceği biri vardı. Günler bu şekilde geçerken Deniz kendine derslerine verip Duygun' u unutmaya çalışıyordu. Derken bu şekilde günler geçti. 6. Sınıf başladı.Deniz bu yıl elinden geleni yapıp Duygun'u unutacaktı. Okul başladı uzun bir süredir Duygun'u görmüyordu. Ama bazen internetten fotoğraflarına bakıyordu.Ama bu yıl bakmayacaktı. Gerekirse başkasını sevecekti ama Duygun'u düşünmeyecek ,onu unutacaktı.Sınıftaki Rıfat ederi olan, bir sarışın,yaşına göre ideal bir boya sahip ,zayıfça bir çocuktu.Kısaca Duygun'u unutturabilecek bir kapasiteye sahipti .Yani Rıfat ile takılırsa Duygun'u unuturdu belkide kim bilir ?
"U"düzeni olan sınıflarında bir yanında Melek bir yanında Rıfat olacak şekilde oturuyordu. Rıfat ile araları da daha önceki yıllara göre fazla iyiydi belkide Rıfat da kendisine ilgi gösteriyordu yada kendisi öyle hissediyordu . Bu süre zarfında gerçekten de Duygun aklına gelmiyordu. Ve dersleri de çok iyiydi çünkü tek ilgi odağı dersleriydi. Gel zaman git zaman Rıfat ile çok iyi arkadaş oldu Deniz. Ama Rıfat hala beklediği adımı atmamıştı.Deniz buna içten içe bozuluyor fakat belli etmiyordu. Birgün karar aldı ve düşüncelerini Duygun'dan bahsetmeden Rıfat'a anlattı.Rıfat ise tahmininin aksine ters tepti.Deniz buna baya sinirlendi. Nasıl bunu yapabilirdi nasıl kendisini reddedebilirdi üstelik ümit de vermişti. Deniz o yıl bir daha hiç konuşmamıştı Rıfat ile. Ama hala öfkesi de geçmemişti,birşey yapmalıydı da içi soğumalıydı ama ne?
Yaz tatilinde on iki yaşındaki bir kız çocuğuna ergenliğin de verdiği yetkiye dayanarak fake (sahte) bir hesap açarak Rıfat'a yazdı ve bir şeklide onu başka biri olarak tanıttığı kendine aşık etti ,bir süre sevgili gibi takılıp onu terk etti .Kendince kalbini kırıp intikam alıyordu ,kalbinin olmadığını bilseydi o da yapmazdı . Bunları yaşarken bir yandan da Duygun'u unutmaya çalıştığı için kendine kızıyor ,ona ihanet ettiğini düşünüp kendi kendine üzülüyordu, vicdan azabı,çekiyor eskisinden daha fazla onu düşünüyordu. Onun fotoğrafı ile yatıp kalkıyordu.Hele bir fotoğrafı yok muydu bir insan ancak bu kadar güzel bakabilirdi. Karanlıkta çekilmiş bir özçekim;ama onun o bakışı,gülüşü bütün karanlığı aydınlatıyordu.Onu görmüyordu uzağındaydı belkide ama olsun aynı zamanda kalbindeydi de bu yüzden çok koymuyordu,zaten yanında olsa yüzüne bakamazdı ki sonuçta onu aldatmış sayılırdı...
Artık Deniz yedinci sınıfa başlamış önceki yıllara göre de olgunlaşmış bir kız oldu. Ve artık Duygun'dan kardeşten öte gördüğü arkadaşları Melek Hande ve Sümeyra'ya bahsetmişti. Zaten bunu söylemenin çoktan vakti geldi de geçiyordu.Çünkü Onların aralarında hiç gizli saklıları yoktu .Kardeş gibilerdi her şeylerini paylaşıp birbirlerinin dertlerine ortak olurlardı,fevkalade olan dostlukların bir de isim koymuşlardı o çocuk akılarıyla "FEVK-İ HSMD" bu isim fevkalâde nin fevki denen tabirdeki "fevki"kelimesi ve baş harflerinden geliyordu.(Hande-Sümeyr-Melek-Deniz) Tabi arada ufak tefek atışmaları da oluyordu her arkadaşlıktan olduğu gibi de işte onlar da işin tuzu biberiydi. Çok seviyorlardı birbirlerini. Tek sorunları vardı ya liseye gidince ayrılırlarsa bunu düşünmek onları üzüyordu,aslında hepsinin istediği okul aynıydı da "TEOG"denen sınav buna izin verir miydi ?Akıklarındaki endişe bu yüzdendi. Onları ne ayırırsa kalplerini hiçbirşey ayıramayacaktı.Sizin fikirlerinizi çok önemli lütfen benimle paylaşır mısınız? 👇