Bunu yazarken aklıma Bryan Adams-Please forgive me geldi ama bölümle alakası yok, isterseniz dinleyebilirsiniz güzel şarkıdır.
---------
Benim hasta olduğum gece herkes gittikten sonra Luke ile bir süre sohbet etmiştik. Daha doğrusu annemin durumunu konuşmuştuk. Nerede olduğunu bilmiyorduk. Ta ki gecenin üçünde bir gümbürtü duyup uyanana kadar. Ben uyanınca Luke da uyanmıştı. Annem yine kapıda üzerinde ancak bir sürtüğün giyebileceği bir elbiseyle yatıyordu. Kucağında da bir içki şişesiyle ağlıyordu. Onu salona taşıyıp, yüzünü temizledik. Luke onun için kahve yaptı.
Biraz daha ayık olduğunu düşündük.
Bana bakıp ellerimi tuttu. Luke bizi yalnız bırakıp uyumaya geri döndü. Annem öyle istemişti." İşten atıldım. Artık kendi ayakların üzerinde durabilirsin. Çalışmana izin veriyorum. Artık ne istersen onu yap ben yokmuşum gibi yaşa." dedi annem. Evet bunları annem söyledi.
Şaşkınca ona baktım.
" Olsun sen yeniden kendine iş bulursun. Hem bak daha senin odanı yeniden dekore edecektik."
Burukça güldü.
" Evi satacağım. Umrumda değil sikerim odasını." İlk defa annemin küfür ettiğini duyuyordum.
" Peki ne yapacağız?" dedim ona bakıp endişeyle. Kafayı sıyırmış gibi konuşuyordu.
" Ben artık kendimi kaybediyorum kızım. Ben babanı çok özledim. Onsuz dayanamıyorum artık. Yeri dolmuyor. Onun yanına gideceğim." dedi ağlarken.
Tuttuğum göz yaşlarını saldım.
" Beni bırakamazsın."
" Seni hep izliyor olacağım. Sen bunca zaman hep yalnızdın. Şimdi de yalnız kalabilirsin." dedi umursamazca.
" Anne sana ne oluyor?" diye bağırdım ama boşunaydı. Ayağa kalktı ve evden dışarı çıktı. Arabasına ilerlerken kaşlarımı çattım.
Elinde bir şey parlıyordu. Bir silah.
Silahı alnına dayadı ve bana son kez baktı.
" Seni düzgün sevemedim kızım özür dilerim. Tanrı seni bana verirken babanı aldı. Ve ben onsuz yapamıyorum lütfen beni affet." dedi.
" Beni affet kızım. Sen beni hak etmemiştin. Sen bu hayatı hak etmemiştin. Kötü bir anneyim ben. Senin için yaşadım kızım, ama artık dayanamıyorum. Hoşçakal. Seni seviyorum annecim."
Ben daha ona cevap veremeden silah sesi duyuldu. Onun yanına koşsam da bağırsam da nafileydi. Annemin, kendi öz annemin kanlar içindeki bedenine sarıldım.
Defalarca bağırdım. Seni affediyorum diye umarım duymuşsundur anne.
Seni bana ne yaparsan yap affediyorum ve seviyorum. Umarım benim sana veremediğim mutluluğu babamla bulmuşumdur. Baba umarım annemi mutlu edersin.Kafamı gökyüzüne kaldırıp, elimden geldiğince bağırdım. Boğazım acıyana sesim kesilene kadar bağırdım. Annemin saçlarını okşadım. Güzel yüzünü aklıma kazıdım. Luke kapıda belirdiğinde kanlı ellerim ve yaşlı gözlerimle ona baktım.
" Annem bize veda etti Luke. O da gitti." dedim ve bağırmaya devam ettim. Luke telefonuyla birilerini aradı. Sonra benim yanıma geldi. Komşular da benim etrafıma doluşurken ben bağırmaya devam ediyordum.
" Anne, seni seviyorum." diyebildim ambulanstan gelen hemşireler annemi götürmeden önce. Ben de onlarla bindim ve annemin soğuk elini tuttum.
Annemi yoğun bakıma aldıklarında Luke koşarak yanıma geldi. Beni lavaboya sokup kanlı kollarımı temizledi. Senin kanın bunlar anne...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Will you be my daddy? | Irwin
FanfictionBir ebeveyni olmayan çocuklar için, annesi yoksa "bu çocuk duygusuz olur, annesi yok." Babası yoksa "bu çocuk güçsüz olur çünkü babası yok." Ve evet, belki benim babam ben doğduğumda ölmüştü, güçsüzdüm ama beni her şeyden koruyacak bir daddy'e sahip...