Minho'nun ağzından
"Min baba" bana seslenen kızım ile ona baktım.
"Efendim"
"Jisung babam ile nasıl tanıştınız?" küçük kızıma gülümseyerek bakmıştım.
"Senin uyku vaktin gelmedi mi?" diye sormuştu Jisung odaya girerken.
"Ama baba~ merak ediyorum." Jisung'a yavru köpek bakışları atıyordu.
"Bu bakışlarına kıyamayacağımı bildiğin için böyle bakıyorsun değil mi, minik cadı?"
"Evet"
İkisine bakıp kahkaha atmıştım.
"Kim anlatıyor o zaman?" diye sormuştu Yujin.
"Başlıyorum o zaman. Minho baban bilinmeye numara olarak yazmıştı bana. Ben böyle bir şeyi beklemediğim için şaşırmıştım tabii ki. Kim saşırmaz ki?"
"Senin bana çorba yapıp göndermen de benim için şaşırtıcı bir şeydi."
"Nasıl yani?" diye sormuştu
Yujin."Bana yazdığı zaman da ben dışarıdaydım ve yağmur yağıyordu. Hatta Minho baban 'bir yerden başlamak lazım' yazdıktan sonra gelip bana sarılmıştı. Tabii ben mesajları gördükten sonra öğrenmiştim."
"Ben de Jisung babanın hasta olacağını düşündüğüm için ona çorba yapıp kapısının önüne bırakmıştım. O da benim için çorba yapmıştı. Çorba meselesi biraz fazla uzun sürmüştü aslında."
"Chan hyung ile arkadaş olduğunu öğrenmiştim. Minho babanın kim olduğunu bulabilirim diye bunları kendi evime davet etmiştim. Eğlenmiştik aslında. İlk kez o zaman Minho babandan etkilenmiştim."
"Siz çok tatlısınız." demişti Yujin gözleriyle gülerek.
"Sen daha tatlısın"demiştim ben de. Gülmüştük.
" O buluşmadan sonra gittikçe yakınlaşmıştık. Dokuz kişilik bir arkadaş grubu olmuştuk ama arada gelişen olaylar yüzünden sekiz kişiye düşmüştük" diye devam ettim.
"Ben bilinmeyen numaranın kim olduğunu bulmuştum ve yazmıştım."
"Ama ben ne yaptım? Çok saçma bir şey yapıp korktuğum için kaçtım."
"Min baba, ne demek Jisung babamdan kaçtın. Görmüyor musun çok tatlı ve o bir sincap gibi." deyip omuzuma vurmuştu Yujin.
"Hey, babaya vurmak yok ve yaptığımın aptallık olduğunu biliyorum." demiştim kendimi savunmak için.
"Neyse ki çok vakit geçmeden hatasından dönmüştü." dedi Jisung bana bakarak.
"İşte böyle" demiştim.
"Peki bir şey daha sorabilir miyim?" diye sormuştu Yujin tatlı bir şekilde.
Jisung cevap olarak kafasını sallamıştı.
"Neden, Jisung babama içimden geldi diyerek sık sık siyah gül veriyorsun. Neden kırmızı gül değil?"
"Merak ettiğin şey bu muydu?" diye sormuştu Jisung.
"Bilmem. Siyah gül bağlılığın simgesidir." demiştim Yujin'e.
"Min baba~"
"Ne soracaksın?"
"Sen Jisung babama nasıl aşık oldun?"
"Aslında... Onu ilk kez yağmurlu bir gece de görmüştüm. Sinirlendiğim için gece saati bile takmadan dışarı çıkmıştım. Yağmur da sinirle yürürken bir ağacın altında durun çocuk dikkatimi çekmişti." durup derin bir nefes almıştım.
"İç çekişleri ve hıçkırık sesleri yüzünden ağladığını düşünmüştüm. Ne olduğunu sormak için yanına gittiğim de bir anda bana sarılmıştı. Ve omzumda ağlamaya devam etmişti."
"Çocuğa daha fazla burada durmaması gerektiğini söyleyip yanından gitmiştim. Sonra bir kaç araştırma ile bulmuştum onu."
"İşte böyle oldu."
"Sizi çok seviyorum. Çok tatlısınız." demişti Yujin bize bir yandan sarılarak.
Jisung konuşmaya başlamıştı.
"Hadi bakalım artık uyku vakti."
"Pie nerede?" diye sorduktan sonra hemen bir havlama sesi gelmişti.
"O da geldi zaten." demiştim gülerek.
Yujin ona sarılarak uyumayı çok seviyordu.
"Artık uyumalısın. İyi uykular Jinnie~." demiştim sevimli bir şekilde. Ardından yanağına bir öpücük kondurmuştum. Jisung'ta benim gibi yanağına bir öpücük kondurmuştu.
Yujin'in kapısını kapatıp biz de odamıza gitmiştik.
Jisung ile kapı arasında kalmıştım. Şaşırdım mı? Tabii ki hayır.
Jisung bana bakış atıp dudaklarıma kapanmıştı. Ben de karşılık veriyordum.
Soluklanmak için birbirimizden ayrıldığımızda Jisung konuşmuştu.
"Seni seviyorum Lee Minho."
Sırıtarak:
"Ben de seni seviyorum Lee Jisung." demiştim.
_________________
*550
Bu bölüm biraz değişik oldu ama bilemiyorum ya. Hem güzel olmuş gibi hem de hiç güzel olmamış gibi hissediyorum. Umarım güzel olmuştur.
31.01.2020
14 episode

ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain
Fiksi PenggemarOnunla yağmur da ıslanmak kadar güzel bir şey yoktu [romantizm.] ikibinyirmi ocak