"Aman tanrım, inanabiliyor musun? Ben Lee Felix, Seo Changbin'e anonim olarak yazdım ve şu an benimle konuşuyor."
"Felix sus biraz. Anladık konuşuyorsunuz." diye sitem etti Hyunjin.
Yaklaşık bir saat önce gelmişlerdi ve yanımda durmadan konuşuyorlardı.
Aklıma ona çorba yapmak geldiğinde sevinmiştim. Ama ona nasıl yollayacağımı bulamadığım için yapmayacaktım.
Masanın üzerindeki, ona ait olan çorba tabağını fark ettiğim de mutlu olmuştum.
Kendimi biraz daha mutlu hissediyordum. Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerliyordum ki üç çift göz bana dönmüştü.
"Ne bakıyorsunuz öyle."
"Sen ne yapacaksın böyle, bir anda kalktın." diye söylenmişti Felix.
"Onun için çorba yapacağım."
"Nasıl?" şaşkın gözlerle bana bakıyordu Hyunjin. Seungmin bana bakmış ve gülümseyerek başını sallamıştı. Sanırım ne yapacağımı anlamıştı.
"Jisung ne yapcağını bilir. Siz de daha fazla konuşmayın. Yardıma ihtiyacın var mı?" diye sormuştu Seungmin.
Başımı 'evet' anlamında salladığım da ayağa kalkmıştı.
"Bu ikisi de ne kadar soru soruyorlar."
"Sormazlarsa olmaz zaten." diyerek güldü Seungmin de.
On beş dakika içerisinde çoğu şeyi yapmıştık. Sadece çorbanın kaynaması kalmıştı.
"Neden un?" diye sorarak Hyunjin Seungmin'in yanına gitti.
"Bilmem." diye karşılık verdi Seungmin. Üzerimiz un olmuştu oysa ki çorbaya un koymadık.
"Gerçekten üzerinizde neden un var?" diye tekrar sormuştu Felix.
"Siz ikiniz" diyerek eli ile yanındaki Hyunjin'i ve kapının önünde duran Felix'i gösterdi Seungmin ve sözüne devam etti.
"Ne kadar çok soru soruyorsunuz farkında mısınız? Biraz susun."
Ben de "Haklı" diyerek tarafımı belli etmiştim.
"Gel biz gidelim. Bu ikisi bizi yanında istemiyor" dedi Felix umursamıyormuş gibi yaparak.
"Sevgilim var burada ama." diyerek Seungmin'in yanağına bir öpücük kondurmuştu. Felix'te ağlamaklı sesi ile konuşmuştu.
"Sen de mi?"
"Evet" diye Seungmin söylemişti.
"Peki, öyle olsun."
"Felix bir de ağlar mısın?" diye gülerek sormuştum.
"Neden ağlayayım? Siz kaybettiniz benim gibi yakışıklı, mütevazı, dürüst ve daha birçok güzel yönü olan birini."
"Başka kaldı mı?" diye sormuştum.
"Dahası da var ama siz üzülmeyin diye söylemiyorum."
"Felix gidiyor musun? Kalıyor musun?" diye sormuştu Seungmin.
"İstenmediğim yer de durmak favori aktivitem bu yüzden tabii ki kalıyorum. Siz ne sandınız?"
"Neyse yeter bu kadar."
Kaynayan çorbayı alıp tezgahın üzerine bırakmıştım.
Yavaş yavaş çorba tabağına dökmüştüm. Ardından Seungmin'e bakarak:"Güzel olmuştur değil mi?" diye sormuştum.
"Jisung, tadına bakabilirsin. Farkında mısın?"
"Olsun." Seungmin gözlerini devirmişti.
Çorba tabağını alıp, kapının yanına gittim. Kapıyı açıp tabağı yere bıraktım. Kapıyı kapatıp telefonu elime aldım ve ona yazdım.
Jisung-ah:
Tabağını alabilirsin
Kapının önüne bıraktım
Ve içinde bir şeyler varÇok geçmeden cevap gelmişti.
Bana sarılan çocuk:
Ne?
Peki, alırım
Ama beni görmek istediğin için yaptığını nereden bilebilirimJisung-ah:
Aslında bu hiç aklıma gelmemişti
Ama söz veriyorum bakmayacağımBana sarılan çocuk:
Peki
O zaman gelip alıyorum.Yaklaşık on dakika sonra mesaj gelmişti.
Bana sarılan çocuk:
Swn bans çorbs m8 yapt8n?Jisung-ah:
Lütfen biraz düzgün yazar mısın?Bana sarılan çocuk:
Sen bana çorba mı yaptın?
İnanmıyorum,
Aman tanrım, aman tanrım, aman tanrımJisung-ah:
Biraz sakin ol
Ve evet sana çorba yaptımBana sarılan çocuk:
Teşekkür ederim ^-^
Ama neden yaptın ki?Jisung-ah:
Sana çorba yapacak kimse olmadığını söylediğinde
Aklıma takıldı ben de öyle içimden geldi yaptım.
Umarım beğenirsin
Bu arada senin yaptığın çorba da gayet güzeldiBana sarılan çocuk:
Sana o çorbayı atmanı söylemiştim ama beğenmene sevindimJisung-ah:
Bir soru hakkımı kullanmak istiyorum
Ve saçma bir soru ama merak ediyorum da
Acaba nerede oturuyorsun?
Çünkü neredeyse 10 dakika olmadan bana yazdınBana sarılan çocuk:
Bu soruyu pas geçsek olmaz mı?Jisung-ah:
Neden?Bana sarılan çocuk:
Peki...
Karşı apartman da oturuyorum desem...Jisung-ah:
Ne?
Ciddi misin?
Aman tanrım
Ama seni hala tanımıyorumBana sarılan çocuk:
Evet,Bana sarılan çocuk offline
_________________
*596
Güzel oldu mu bilmiyorum ama umarım güzel olmuştur. Açıkçası bu bölüm pek içime sinmedi.
22.01.2020
5 episode
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain
FanfictionOnunla yağmur da ıslanmak kadar güzel bir şey yoktu [romantizm.] ikibinyirmi ocak