Jisung'ın ağzından
Gittiğini öğrenmiştim.
Nedenini biliyordum sanırım.
Korkuyordu. Ama neden korkuyordu, onu bilmiyordum işte.
Normal yaşantıma devam etmeye çalışıyordum. Ama bizimkilerin gözlerinden kaçmıyordu bu halim.
Her ne kadar iyi olduğumu söylesemde, değildim sanırım.
Sadece iyi gibi görünmeye çalışıyordum.
Şu birkaç günde onu özlemiştim. Tanrım, farketmeden ona tutulmuştum.
Her gün ona yazıyordum. Sadece iletildi olsa da. Pek umrumda olmuyordu.
Gün içinde bütün yaşadıklarımı anlatıyordum.
Günlük gibi bir hal almıştı. Ve bu hoşuma gidiyordu.
Gönderdiğim bazı mesajlar görüldü olmuştu ve bu benim için yeterdi.
Sonuçta cevap vermese de hala beni düşündüğünü anlayabiliyordum.
Neden gitmişti ki? Şu an yanımda olsa, birbirimize bakıp gülümsesek.
Ne kadar güzel olurdu.
Bu zamanlarda Seungmin ile daha sık gece seansı yapmaya başlamıştık.
Ben tüm düşündüklerimi anlatır sonra da Seungmin ile düşünmeye başlardık.
Aslında bu gece seanslarını dördümüz birlikte yapardık.
Hafta da bir ya da iki kez.Ama şu zamanlarda-Minho'dan etkilendiğimi söyledikten sonra-daha çok Seungmin ile konuşuyordum.
Çünkü diğer ikisinin bana pek yardımcı olmayacağını biliyordum. Yanılmadım da.
Bu yüzden Seungmin'i seçmiştim ve benim için doğru bir seçimdi.
Camın önüne oturmuş bunları düşünüyordum.
Dışarıda yine yağmur yağıyordu ama benim bu yağmurda ıslanmak gibi bir niyetim yoktu.
Onu bana getiren yağmurlu bir gün iken onu benden alanda yağmurlu bir gündü.
Şimdi ise ne olacağını bilmiyordum ve karamsar olmuştum.
Ya da bu yağmurlu günde dışarı çıkmalı mıydım?
Sonuçta, bana getiren de benden alan da böyle bir gündü. Yağmurlu bir gün.
Yağmur damlası kadar kısaydık biz.
Yağmur kadar değildik. Küçük bi damla kadardık.
Ya da yağmur yüzünden oluşan toprak kokusu da olamazdık.
Biz, biz değildik sanki.
O gitmişti ben de burda bitmiş gibiydim.
Tek dileğim geri gelmesiyken ne yapabilirim ki?
Oflayarak düşüncelerimden sıyrıldım ve yan tarafta duran deri ceketi alıp, giydim.
Aşağı indiğimde kimse anormal bir şekilde karşılamamıştı. Alışmışlardı onlar da. Her yağmurlu gün de bunu yapardım.
Seungmin ile göz göze gelmiştim ve bana küçük bir tebessüm yollamıştı. Ben de ona aynı şekilde karşılık vermiştim.
Kapıdan çıktıktan sonra ilerleyip kaldırıma oturdum.
Sadece ıslanıyordum ve yağmur yüzünden ıslanmış olan toprağın kokusunu içime çekiyordum. Bu his çok hoştu.
Ne zamandır burada oturuyordum bir fikrim yoktu ama sırılsıklam olmuştum.
Yağmur da gittikçe yavaşlamıştı.
Sonunda oturduğum yerden kalkıp eve doğru adımladım ve içeri girdim.
Hızla yukarı kata çıkmıştım. Ardından duş almak için banyoya gitmiştim.
Oradan da hızlıca çıkmıştım. Üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım.
Çok geçmeden uyuyakalmışım.
_________________
*404
ÇOK ÖZÜR DİLERİM...
Bu bölümün fazla kısa olduğunu biliyorum ama geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz. Tekrardan çok özür dilerim.
26.01.2020
9 episode
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain
FanfictionOnunla yağmur da ıslanmak kadar güzel bir şey yoktu [romantizm.] ikibinyirmi ocak