🥀ѕтυcĸy oɴe ѕнoтѕ 🥀

Aldatılma

Not: Ağır Seks içerikli. Uyarı verilmeyecek. Belki konuyu da sevmeyebilirsiniz. Eğer hoşunuza gitmeyecekse bu bölümü atlayın.

Konu: Bucky Barnes kendisini aldatan sevgilisi Steve Rogers'tan intikam almak ister. Bu yüzden de kimseye göstermediği sadist tarafını ortaya çıkartır. 

∆

Üstünden 8 ay geçmişti. Bucky ve Steve sekiz ay önce ayrılmışlardı. Sebebi ise Steve'in Bucky'i aldatmasıydı. Kumral adam gecenin bir yarısı telefonuna gelen mesajla uyanmıştı. Soluna baktığında sevgilini göremedi. Gelen ikinci mesaj sesi onun tekrardan telefonuna bakmasını sağladı. 

Gelen mesaj bir fotoğraftı. Sevgilisi başka bir yatakta, çıplak bir şekilde uyuyordu.Mesajın altında ise 'Sevgililerimiz bize ihanet ediyor.' yazıyordu. Bucky'nin o an gözü kararmıştı ve sanki kendisini ölmüş gibi hissetmişti. Steve bunu kendisine yapmazdı. 5 yıllık ilişkilerini bir kadın için çöpe atmazdı. Ama görünen o ki, Steve her şeyi mahvetmişti. 

Sabah olduğunda Steve üstü dağınık bir şekilde eve gelip, hiçbir şey demeden duşa girdi. Bucky ise sessizce onun duştan çıkmasını bekledi. Bir saatin sonunda sarışın adam yeni kıyafetler ile duştan çıktı. 

"Dün gece neredeydin?" diye sordu Bucky tek kaşını kaldırarak. Steve kafasını iki yana sallayıp, kendisine bir kahve hazırlamaya başladı. "Dün gece neredeydin diye sordum, Steve!"

Sarışın adam yavaş bir şekilde arkasını dönüp, içine derin bir nefes çekip, "Rose'un evindeydim." dedi sadece. Başka bir şey demeden içeriye gidecekti ki, Bucky adamın elindeki kahve fincanını alıp, duvara sertçe fırlattı. Bunu gören sarışın hızla Bucky'nin kahve dökülen elini tutmak istemişti ama Bucky sinirle elini geriye çekti.

"Beni aldattın! Her şeyi bitirdin!" 

Yüksek sesi büyük salonda yankılanırken, Steve kaşlarını anlamsızca çatıp, kafasını hafifçe sola yatırdı. "Bu ne demek Bucky?" 

"Siktir git,Steve."

"Seni aldatmadım!"

"Hiç şaşırmadım beni aldatmana! Son üç aydır durmadan kavga ediyoruz! Ama ben seni düşüncemde bile aldatmamışken, sen kendini başka bir kadının kollarına attın!"

Steve bunu reddedecekti ki, vazgeçti. 

"Bir kez bile bana sormadan peşin hükümlü olarak 'beni aldattın' diye bağırıyorsun. Demek ki bana hiç güvenmiyorsun. Bir ilişkide güven yoksa hiçbir şey yoktur. Belki de artık bitirmeliyiz." 

Steve başka bir şey demeden evden ayrıldı ve bir daha sekiz ay boyunca hiç konuşmadılar. Daha doğrusu karşı karşıya bile gelmediler. Tek bir farkla. Steve kendi hayatını yaşamaya başlamıştı ama Bucky daima Steve'in bir adım gerisindeydi. Durmadan sarışın adamı izleyip, nereye gitse oraya giderdi. Ama tahmin etmediği gibi, Steve bu sürede hiç sevgili yapmamıştı. Belki de vicdan azabı duyuyordu. 

Ta ki, Steve, Rose ile buluşana kadar. 

Rose'un sevgilisi atmıştı fotoğrafları. 8 ay önce de Rose ile aldatılmıştı. 

Bucky, onların bir cafede oturduklarını, kısa süre sonra Steve'in ağladığını daha sonra ise Rose'in onun elini tutup, yüzüne bir öpücük koyuşunu izlemişti. 

İşte bu bardağı taşıran son damlaydı.

°

Bucky gece gizlice sarışının evine girmişti. Elindeki bezi sıkıca tutup, adımlarını sarışının odasına çevirdi. Odaya girdiğinde yatağın boş olduğunu gördü. Odaya biraz daha göz atıp, adımlarını aşağıdaki salona  çevirdi. Steve kanepede, bir bez parçasına sarılıp, uyuyordu. Bucky sarıldığı şeyin ne olduğuna bakmadan, yavaş ve sessiz adımlarla uyuyan sarışının yanına gidip, bezi hızlıca ağzına kapattı. Steve gözlerini açtığında, burnunun ve ciğerlerinin keskin koku yüzünden yandığını hissedebiliyordu.