🥀ѕтυcĸy oɴe ѕнoтѕ 🥀

Striptizci

 @DarkCrow88 bebeğimm biraz geç attım ama umarım beğenirsin. 💙

Birde bebeklerim, yorum yaparsanız çok mutlu olurum. ✌🏻 💜

Bilinmeyen Numara: Merhaba. Rahatsız ediyorum ama ben Golden Gay Bar'ından yazıyorum size. Arkadaşınız Sam Wilson içkiyi fazla kaçırdığı için şuan iyi durumda değil. Lütfen buraya gelebilir misiniz?

Mesajı okumamla beraber elimdeki dergiyi masanın üzerine bıraktım ve kafamı geriye attım. Haftada sadece tek bir günüm bana aitti. Onun dışında hep çekimlerde oluyordum. Şimdi ise bana ait olan tek bir günü, Sam'in dağılan kıçını toplamak için kullanacağım.

Telefonu pantolunumun ön cebine koyduktan sonra üstüme deri ceketimi giyip, garajdaki arabama bindim ve hızla Gay barına gittim. Sam'in Gay barında ne yaptığını bile bilmiyorum. Ben onu kızlardan hoşlanıyor sanıyordum.

Kısa süre sonra barın önünde durmuştum. Arabadan inince vale beni tanımış olmalı ki, yüzüne büyük ama sahte bir gülümseme koyup, yanıma geldi.

"Bay Barnes. Sizi burada görmek büyük bir onurdur efendim. Arabanızı park etmemi ister misiniz?"
"Gerekmez. Fazla durmayacağım. Arabam burada dursun."
"Ama yasak. Arabanız çekilebilir."
"Dediğim gibi. Hemen çıkacağım."

Hızlı adımlarla bara girdiğimde, korumalar ufak bir baş selamı ile geriye çekilmişlerdi. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde, Sam'in en ön masada, bir içki yudumladığı gördüm. Hızlı adımlarla yanına gittiğimde hiçte sarhoş olmadığını fark ettim.

"Sam?"
"Bucky. Hoşgeldin dostum."
"Sen sarhoş değilsin?"

Sam ağzını açıp kapayınca sinirli bir şekilde kafamı sağa yatırdım.

"Gay barında ne işimiz var, Sam?"
"Hadi ama dostum! Eğlenmek senin de hakkın."
"Gay barında mı?"
"Bucky, gay olduğunu ne kadar saklayacaksın daha?"
"Saklayabildiğim yere kadar. Ben gidiyor...-"

Bir anda çalan müzik ile kaşlarımı çatıp, kafamı sağa çevirdim. Sahnesinin ortasında bir striptizci vardı. Altında siyah dar bir tayt üstü ise çıplaktı. Karın kaslarına kadar inen kolye, kolundaki zincirli bileklikler, ayağındaki spor ayakkabı, kafasındaki siyah şapka ile cidden çekici duruyordu.

"Bak bu Steve Rogers. Çok iyi dans ediyor. Bunu izlemelisin dostum."

Ne kadar kararsız kalsamda en sonunda Sam'in yanına oturup, adamı izlemeye başladım. Şuan herkesin tüm dikkatleri onun üzerindeydi. Millet çocuğa yiyecek gibi bakarlarken, arkadan konuşan insanları az çok duyabiliyordum.

"Steve Rogers. İmkansızın adamı. Bir kez onunla seks yapabilmek için tüm şirketimi satabilirim."

"Geçen gün çıkışta yakaladım. Yemek ısmarlamak istedim ama ters ters bakıp gitti."

"Tanrım! O çok seksi!"

"Kalçasını görüyor musun? Onu bir kez ellemek istiyorum."

Bu tepkilere karşı ne diyeceğimi bilemedim. Doğruyu söylemek gerekirse ünlü biri olduğum için birçok manken ile --kız-erkek fark etmez-- tanıştım ama şuana kadar böyle güzel birini görmedim. Hem vücudu hem yüz hatları çok güzeldi. Sanki manken olacakken son dakika gay barında striptizci olmaya karar vermiş gibiydi.

Kafasındaki şapkasını çıkartıp, öne doğru attığında, şapka ayaklarımın dibine düşmüştü. Sarışının bakışları kısa süreliğine beni bulsada hızla gözlerini kaçırıp, dansına devam etti.