"Bu yara nerede ve ne zaman oluştu?"
Steve hızla beyaz t-shirtünü giyip geriye döndü ve kralının önünde saygıyla eğildi.
"Fazla olmadı. On dakika önce bir eğitim esnasında oldu."
"Bunun olmasına müsaade ettin galiba? Yoksa sen eğitimde yaralanacak bir şövalye değilsin."
"Haklısınız Kralım. Çocuğun biraz özgüvene ihtiyacı vardı."
"Kapıyı kapatın ve içeriye kimseyi almayın."
Kapının önündeki askerler kapıyı kapattığında Steve kanlı olan kazağını yatağın üzerinden alıp Bucky'e bakmadan diğer odaya geçecekti ki, Bucky hızla Steve'in kolundan tuttu.
"T-shirtünü çıkart."
"Gerek yok kralım."
"Yaranı temizleyeceğim. Kanaman durmamış bile."
"İsterseniz siz çıkın. Yanlış anlaşılmak istemezsiniz."
Steve sert bir şekilde kolunu geri çektiğinde Bucky içine bir nefes çekip diğer odaya geçen eski sevgilisinin peşinden yürümeye başladı.
"Tam tamına iki haftadır benden kaçıyorsun Steve."
" 'Bana zorluk çıkartma' demiştiniz. Bunun için karşınıza çıkmıyorum."
"Onu bir anlık sinirle dediğimi biliyorsun."
"Ne fark eder?" Steve t-shirtünü çıkartıp kenara attı ve küçük bir bez parçası çıkarttı dolabından. "Sonuçta dediniz ve benim size karşı çıkmak gibi bir hakkım yok. Kral olan sizsiniz."
"Ve sen de benim sevdiğim adamsın."
"Keşke olmasaydım."
"Ne?"
Steve arkasını dönüp Bucky'nin maviliklerine sinirle baktı.
"Diyorum ki, beni böyle seveceğine keşke hiç sevmeseymişsin."
"Ayrıldığımız için böyle konuşuyorsun."
Sarışın adam kafasını iki yana sallayıp bir şey demeden geriye döndü ve küçük bezin üzerine biraz alkol döktü. Daha sonra aynadaki yansımasına göre sırtındaki yarayı temizleyecekti ama bunda fazlasıyla zorlanmıştı.
"Bana bırak, lütfen." dedi Bucky, Steve'in elindeki bezi tutarken. Steve yavaşça bezi serbest bıraktığında Bucky bezi alıp üfleyerek Steve'in yarasını temizlemeye başladı.
"Dikişlik değil."
"Biliyorum."
"Sen iyi bir askersin."
"Teşekkür ederim."
"Ayrıca çok güzelsin."
Bucky, Steve'in beyaz tenine öpücükler bırakmaya başladığında Steve kendisini zorlayarakta olsa Bucky'den ayırdı.
"Bunu bana yapma Bucky."
"Neyi?"
"Umut verip yarı yolda bırakma. Kaldıramıyorum! İki haftadır kafayı yiyorum ben! Her gözümü kapattığımda seni görüyorum! Tenini tenimde isteyip hissedememek nasıl bir şey biliyor musun sen!? Sana dokunamamak, öpememek, sarılamamak ne boktan bir duygu biliyor musun sen!?"
"Bilmiyorum." dedi Bucky ciddi bir sesle. Steve gülüp alt dudağını ısırdı.
"Odamdan çıkar mısınız kralım? Yorgunum, uyuyacağım."
"Bilmiyorun çünkü sen her uyuduğunda ben senin odana gelip tenini okşadım, öpücükler bıraktım. Senin tenini her zaman tenimde hissettim. Sana sarıldım, kokunu içime çektim."
"Ne yani şimdi yumuşamam mı lazım? Beni uyuttun sen! Ben de diyorum ki neden her gece aynı saatte geliyor uykum."
"Üzgünüm sadece sensiz yapamazdım."
"Peki ya ben!? Sen beni her zaman hissettin. Ya ben!?"
"B-ben bana daha fazla bağlanmanı istememiştim."
"3 ay Bucky! 3 ay boyunca aklın neredeydi senin!? O 3 ayda sana bağlanmadığımı mı düşündün!?"
"Haklısın...-"
"Çık, lütfen."
"Aslında buraya gelmemin bir sebebi var."
Steve bir şey demediğinde Bucky birkaç adımda sarışın adama yaklaşıp yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Evlen benimle Steve."
"N-ne?"
"Bak, bir kral olarak bir kraliçeye ihtiyacım var ama kalbim ve aklım sendeyken başka biriyle mutlu olamam ben."
"A-ama bu yasak."
"Umrumda değil. Ben kralım. Yasaları yeniden düzenlerim gerekirse."
"B-ben...-"
"Eğer hayır dersen seni zorlamam ama evet demen için de her şeyi yaparım."
"Seni seviyorum."
"Bu evet demek mi?"
Steve kafasını olumluca salladığında Bucky büyük bir tebessüm ile Steve'in dudağına minik bir öpücük bıraktı.
"Ben de seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀ѕтυcĸy oɴe ѕнoтѕ 🥀
FanfictionSteve Rogers ve Bucky Barnes'in hikâyeleri. 🥀Göz göze geldiğimiz günden beri hep sen kazanıyorsun.🥀 [Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantılı, Bazı Bölümleri MCU İle Bağlantısızdır]