Eğer Ruru ile ilgili bir duvar kâğıdı istiyorsanız, medyadaki fotoğraf bedava. Alın kullanın ^-^
Kiki'nin gözünden...
Kapıyı Angelina açtı ve bizi içeri aldı.
"Sıcak çikolata yaptım. İster misiniz?"
"Olur!"
Angelina çok iyi biri! Birkaç odaya baktık ve evi ezberledik. Salona oturduk ve bekledik. Koltuk 3 kişilikti. Ortaya ben yanıma Error oturdu.
Ruru'nun gözünden...
Ben şu kıza güvenmiyorum. Hem de hiç. Kapının oradan ayak sesleri geldi. Angelina geldi. Tam geliyordu ki birden ayakları takılmış gibi yaptı ve çikolataları üzerime bilerek döktü. Tüm çikolata Kiki'nin ceketine dökülmüştü. Kiki hemen ayağa kalktı ve Angelina'yı kontrol etti. Burada ben yanıyorum, o orada daha yeni tanıdığımız bir kıza yardım ediyor. İkisi de ayağa kalktığında ben de kalktım. Saat zaten 9 falandı. Eve gitmek istemedim. Üstümden ceketi çıkardım. Tişörtümede gelmişti. Kaburgalarım belli oluyordu. Kiki'ye baktım. Bana bakıyor ve burnu kanıyordu. Hemen yanına gittim, ve Kiki'yi kontrol ettim.
"Kiki, iyi misin?"
Angelina bana ölümcül bir bakış attı. Ben de karşılık verdim tabii. Sonra Kiki'ye geri döndüm. Bana evet kafa salladı. Banyoya gittim. Üstündekileri makinaya attım ve duş almak istedim. Küveti vardı. Küvete girdim ve duş almaya başladım.
-45 dakika sonra-
Duştan çıktım ve üstüme ne giyebileceğimi düşündüm. Belime bir havlu sardım ve salona gittim.
"Hey Angelina, kuru kıyafetleri nereden bulabilirim?"
"Yatak odasında var."
Salondan çıktım ve yatak odasına ayırdım. Dolabı açtım ve üstümü giydim. tam dolabı kapatacaktım ki boynumda bir nefes hissettim. Hemen arkama döndüm.
Angelina elinde bir bıçakla duruyordu.
"İnk'ten uzak dur yoksa..."
"Yoksa ne?"
İplerimle Angelina'yı sardım. Elindeki bıçağı yere attı ve sahte bir şekilde ağlamaya başladı. İnk içeri girdi ve bizi o pozisyonda görünce hemen benim yanıma geldi.
"Error hemen Angelina'yı bırak!"
"Ama-"
"ERROR!"
Birden bana tokat attı. Glitchlenmeye başladım. Gözümden yaşlar akıyordu. Angelina'yı bıraktım. Kiki elleriyle ağzını kapattı. Bana bakıyordu. Odadan koşarak çıktım. Kiki'nin arkamdan bağırdığını duydum.
"ERROR! GERİ GEL ÜZGÜNÜM!"
Umurumda bile değildi. Banyoya girdim ve makinanın içinden kıyafetlerimi alıp dışarı çıktım. Eve girdim ve odamda üstümü değiştirdim. Evden çıktım ve elimdeki kıyafetleri bırakmak için Angelina denen Şeytan'ın evine gittim. Kapıyı vurdum ve kapıyı Kiki açtı.
"Error ben-"
"Bunun için çok geç..."
Kıyafetleri Kiki'nin yüzüne doğru fırlattım. Ağlamamaya çalışıyordum. Kiki de bunu fark etmiş olmalı ki bana üzgünce bakıyordu. Sonra arkada Angelina denen Şeytan belirdi.
"İnky~? Gelmiyor musun?"
Beni görmüş olmalı ki Kiki'yi öpmeye başlamıştı. Kiki itmeye çalışıyor gibi görünüyordu. Ama umurumda değil! Gözlerimden birkaç yaş geldi. Gözlerimi sıkıca kapadım ve evden koşarak uzaklaşarak eve döndüm. İçeri girdim ve bir kâğıt aldım. Sonra Kiki'nin olan kapşonluyu giydim. Biraz küçük gelse de hâlâ o sevdiğim yoğun boya kokusunu alabiliyordum. Elime Kiki'yi yaptığım bebeği alıp aşağıya indim ve masanın üzerine bir notla anahtarlarını bıraktım. Evden çıktım ve kâğıtta verilen adrese gittim. Bir kaleye benziyordu. Çok büyüktü. Önünde iki koruma vardı. Kapını önüne gittiğimde korumalar beni durdurdu.
"Bu saatte nereye?"
Kâğıda baktım.
"Ben, Marry Afton isimli birini arıyorum."
Kâğıdı korumalardan birine verdim. Koruma kâğıdı inceledi. Sonra ikisi de anlaşıp önümden çekildiler. Kapıya vurdum. Biraz bekledim. Ne bekliyorum ki? Saat 11 falan. Kimse uyumasa bile çıkmaz bu saatte. Tam gitmek için arkamı dönüyordum ki kapı açılma sesi geldi. Hemen kapıya baktım. İçeriden Marry çıktı. Beni görünce şaşırdı. Sonra da sıcak bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Ağladığımı anlamış olmalı ki göz altlarıma bakıyordu.
"İçeri girip sıcak çikolata ya da ılık ballı süt eşliğinde ne olduğunu anlatmak ister misin?"
Kafamı evet anlamında salladım. İçeri girdim ve odalardan birine baktım. Şansa olsa gerek ki direkt olarak salona denk gelmiştim. İçeride 2 çocuk ve 1 adam vardı. Arkamdan bir ses geldi. Bu Marry'di.
"Hadi içeri gel." Marry içeri girdi. Ben de arkasından geldim. Herkes bize bakmaya başladı.
"Evet, bu Ruru."
"Merhaba-!?"
Çocuklar hemen yanıma gelip beni bir koltuğa oturttular. Sonra da yanıma oturdular.
"Errmm..."
"Ruru abi! Bebeğin çok güzel! Bizim de bebeklerimizi yapar mısın?"
"Tabii..."
"Çocuklar, Ruru abinizi biraz rahat bırakın, soluklansın!"
Çocuklar benimle uğraşmayı bıraktılar.
"Sıcak çikolata mı istersin,
yoksa ılık ballı süt mü?"
"Sıcak çiko-"
Birden durdum. Aklıma bu günkü olay geldi.
"Ben bir bardak ballı süt alabilirim..."
Marry odadan çıktı ve tahmin ettiğim kadarıyla mutfağa gitti. Biz de kocasıyla konuşmaya başladık.
-20 dakika sonra-
Marry içeri girdi. Elinde bir bardak ballı süt vardı.
"Ben çocukları yatağa yatırayım."
Hiç fark etmemiştim. Çocuklar kucağımda uyuyorlardı ve ve de onların başlarını okşuyordum. Marry elindeki ballı sütü önemdeki masaya koydu ve çocukları kucağımdan aldı. Odadan çıktı ve birkaç saniye sonra geldi. Yanıma oturdu. Elime ballı sütü aldım. İlıktı. Bir yudum çektim.
"Bana ne olduğunu anlatmak ister misin?"
Başımı evet anlamında salladım ve herşeyi anlatmaya başladım.
-30 dakika sonra-
Anlatmayı bitirmiştim. Birden ağlamaya başladım. Marry beni kendine sardı. Kanatlarıyla da üstümü sardı. Biraz daha ağladıktan sonra ağlamam durmuştu. Marry sırtıma yavaşça vuruyordu.
"Hadi sen yat. 3. kat boş. Çünkü misafir katı. Uçarak çıkabilirsin. Merdivenlerin oraya gittik. Marry bana nasıl uçulacağını gösterdi. Birlikte üst kata çıktık. Bana yatak odamı gösterdi. Biraz boştu. Marry birden elini şıklattı ve eşyalarım yani odamda belirdi. İçeri girdim ve iplerimle tavanı sardım. İplere de bebeklerimi bağladım. Bir hamak kurdum.
"Çok teşekkürler!"
"Önemli değil! Ve istersen, yani istersen, ben kapşonluyu kokusu çıkmadan temizleyebilirim. Tam temizlenmemiş."
Kapşonluyu Marry'e verdim.
-30 dakika sonra-
Marry içeri girdi. Elinde kapşonlu vardı. Bana uzattığında hemen alıp giydim. Doğru söylüyormuş. O yoğun boya kokusu hâlâ duruyordu.
"Bakıyorum da iyice yerleşmişsin."
Bana sıcak bir şekilde gülümsedi.
"Evet..."
Ben de sıcak bir gülümseyle karşılık verdim.
"Ben çıkayım artık. Evindeymiş gibi davran!"
Marry odadan çıktı. Ben de ışıkları kapadım ve yatağıma yattım. Kiki'nin bebeğine sarılarak uyumaya çalıştım. Ama o kız aklımdan çıkmıyordu. Kalktım ışıkları yaktım ve o aptal kızın bebeğini yapmaya başladım.
-15 dakika sonra-
Veee, bitti! İplerimden birine bebeği astım. Ama yatağıma en uzak olana. Elime bir kalem aldım. İpi yere doğru biraz indirdim. Sonra bebeği elime aldım ve kaleme baktım.
...
Kalemi bebeğin tam kalbine sapladım. Gözlerim ışıldamaya başladı ve ağzımda büyük bir sırıtış belirdi. Çok iyi hissediyordum. Sanırım bu benim daha iyi hissetmeme neden oldu. Neden bilmiyorum, ama her gece böyle yapmak istiyordum. Bebeği yarın için düzelttim. İçeri Marry girdi. Beni görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
"Sadece kontrole gelmiştim."
Bebeği yerine geri astım.
"Oh..."
Bana biraz açıyor gibi baktı. Sonra yeniden gülümsedi.
"Biraz konuşmak... İster misin? Yani daha iyi hissetmene yardımcı olacaksa..."
"Olabilir..."
İkimiz de yatağa oturduk.
-10 dakika sonra-
İçimdeki herşeyi ortaya atmıştım.
"Ben o Angelina denen kızı Chennem'e yollayacağım. Merak etme."
"Nasıl?"
"Ben buraların kraliçesiyim. Tabii kocam da. O buraların kralı."
Biraz gülümsedim.
"Teşekkürler..."
"Hadi sen biraz uyu."
"Tamam."
Marry odadan çıktı. Ben de son olarak Angelina bebeğini indirdim. Elime aldığımda boğazını sıktım ve kopardım. Sonra yeniden dikip yerine koydum. Yatağa geçtim, ışıkları kapattım, Kiki bebeğine sarıldım ve uyumaya çalıştım. 2 dakika sonra uyumuştum.Son bölümü yazarken 'Just Monika' dinliyodum. Kafama girmiş, ondan son bölümde böyle şeyler var. Ve hayır! Error bir yandere değil!
Şarkıyı isteyenler için buraya koyuyorum. Umarım bölümü beğenmişsinizdir, oy vermeyi unutmayın canlarım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Başlangıç || Errorink || Sezon 1
Hayran KurguKiki ve Ruru, iki düşman. Bir gün ikisi birden biri tarafından Cennet ve Cehhennem'e getiriliyor, orada kalmak zorundalar. Sizce ne olacak?