YAŞARKEN ÖLMEK

180 11 2
                                    

🦋"Ne kötüydü bir bütün olarak yaşarken, parça parça ölmek" 🦋

Ahraz'ın nefesi kesilmişti. Dermanı kalmamıştı bedeni boşlukta sallanıyordu sanki. İşte şimdi öldürmüştü Dilem onu.

Bana Baranım gibi seslenme diyerek içinde oluşan boşlukta sallanıyordu şimdi. Bir insan yaşarken ölebilir miydi?

Ahraz ölmüştü işte. Kurşun öldürmemişti ama Dilemin sözleri hançer gibi saplanmıştı göğsüne. Peki ya şimdi ne olacaktı.

Koşarak kaçmak istiyordu Ahraz. Geldiği yere geri dönmek hatta ödlek biri olarak saklanmaya devam etmek istiyordu.

Altı üstü sevemez misin diye sormuştu. Bu kadar ağır bir cevap beklemiyordu. Verdiği her cevabı göz ardı edip savaşabilirdi aşkı için.

Ama ya bunu nasıl göz ardı edebilirim. Kardeşime nasıl ihanet edebilirim. Yapılacak şey belliydi. Bunun tek bir çaresi vardı.

Ahraz kafasını kaldırarak karşısındaki ağlayan kadına baktı dikkatle. Çünkü biliyordu bu yüz ona haramdı artık.

Yutkunarak kelimelerini toparladı. Özür dilerim. Merak etme bir daha karşına çıkıp seni rahatsız etmeyeceğim. Seni aşkıma ikna etmeye de çalışmayacağım. Bugüne dek yaptıklarım içinde lütfen beni affet. Bundan sonra adını ağzıma dahi almayacağım.

Kendine iyi bak hoşça kal diyerek ayağa kalkıp sendeleye, sendeleye kapıya doğru ilerledi.

Dilem şaşkındı. Olanlar onu çok şaşırtmıştı hiç böyle bir şey beklemiyordu. Ahraz Baran'ı duyduktan sonra geri adım atmıştı.

Asıl onu şaşırtan da bu olmuştu. Bugüne kadar onu aşkına ikna etmek için elinden geleni yapmıştı ama dostu ile evleneceğini duyunca geri adım atmıştı.

Ahrazdan kurtulmak bu kadar kolay mıydı?

Bir anda aklına gelen ile etrafına bakınarak hemen yerden kalkıp toparlandı birinin görmesini istemiyordu. Baran onun saklı mabediydi. Yüreğinin en saklı köşesindeydi.

---

Dilem mezarlıktan çıktıktan sonra yavaş yavaş eve doğru ilerledi. Kapının önüne geldiğinde kapıdaki adamın kapıyı açması ile yavaşça içeriye girdi.

Kapıdan girdiğinde o kadar bitap düşmüştü ki ne halde olduğunun farkında bile değildi. Yanından geçtiği herkes çökmüş bir şekilde ki hanım ağalarına bakıyordu. Onu bu şekilde görmek nadiren rastladıkları bir şeydi.

Zelal mutfaktan çıktığında perişan haldeki Dilem ile karşılaşınca ne yapacağını şaşırdı. Dilem birkaç gündür konuşmuyordu onunla ne olduğunu da bilmiyordu. Bu hali hakkında hiçbir fikri yoktu.

Dilem düşmek üzereydi adım atacak hali yoktu. Zelal hemen yanına giderek koluna girdi. Etraftan onları izleyen dikkatli gözlere bakarak sizin işiniz yok mu? Önünüze dönün diye azarladı.

Zelalin bu çıkışı ile herkes işinin başına geriye döndü. Zelal de Dileme destek olarak odasına çıkardı. Odaya girip kapıyı kapattığında o can alıcı soruyu sordu Zelal.

Dilem ne oldu? Bu halin ne?

Ama Dilem konuşmak istemiyordu sanki. Susuyordu öylece. Bir süre daha aynı şekilde bekledikten sonra Dilem ayaklandı.

Ben duşa giriyorum çıktıktan sonra konuşalım nasıl olsa anlatana kadar bekleyeceksin.

Peki öyle olsun ben buradayım.

AHLAT YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin