EVLENİYORUZ

108 4 0
                                    

Gecenin sonunda Dilem elinde tüm ihtişamıyla parlayan yüzüğüne bakıyordu. Gözlerini kamaştıracak kadar güzeldi.

Gittiği davetin sonunda bu kadar güzel bir şey olacağını tahmin bile edemezdi. Artık zamanı gelmişti. En çok da bugün Ahraz'ın Yaptığı sürpriz ile yapması gerekenin ne olduğunu görmüştü.

Bundan sonra ondan ayrı kalmak istemiyordu. Tabi kimsenin diline malzeme de olmak istemiyordu. Onların evliliği gerçekti ve tam anlamıyla gerçek olması gerekiyordu.

Şimdi tam anlamıyla Ahraz'a ait olabilirdi.

Daldın hayatım ne düşünüyorsun öyle?

Seni! diye çıkmıştı bir anda Dilem'in dudaklarından. Tabi anında fark etti yaptığı bu hatayı. Kocasının kendisine baktığının farkındaydı ama ne diyeceğini bilmiyordu.

Ahraz bıyık altı gülmeye başladı. Çünkü karısının kırdığı pot onu mutlu etmeye yetmişti.

Gülmesen Ahraz. Zaten yeterince utandım, bir de sen üstüme gelme.

Utanmak ne kadar da çok yakıştı karıma. Sen hep böyle utan, ben hep böyle seni izleyeyim. Bence çok iyi fikir sence?

Kafanı kırmamak için kendimi zor tutuyorum ama araba kullandığın için eve gidene kadar sabredeceğiz.

Tehdit ha... Aracın camını açarak dışarıya doğru bağırmaya başladı. Ey Mardin duy sesi mi... Karım benim kafamı kuracakmış, bu güzel narin elleriyle.

Söylesene Mardin benim gıkım çıkar mı o benim kafamı kırarken.

Sen çok adisin Ahraz.

Yanlarından geçtikleri herkes gülerek onlara bakıyordu. Ama bu Ahraz'ın hiç de umurunda değildi. Karısı kendin düşündüğü için çok mutlu olmuştu.

Acaba 3 gün sonra ona Yaşatacağı şey için ne kadar mutlu olacaktı? Çünkü biliyordu karısı annesi olmadan bir boşluktaydı, asla mutlu olamayacak.

Konağa geldiklerinde yüzünde kocaman bir mutluluk vardı. Ahraz'ın. Annesi ne olduğunu hemen anlamıştı. Çünkü dilemin parmağındaki yüzük göz kamaştırıcıydı.

Ahraz bunu annesi ile konuşmak için yarını bekleyemeyecekti. Dilem, canım sen odaya çık, ben biraz sonra geliyorum.

Karısı tamam diyerek oradan ayrıldı.

Anne, sana müthiş bir haberim var.

Görüyorum oğlum Dilem'in parmağında kocaman parlayan bir yüzük var. Ayrıca senin suratında da şapşal bir gülümseme.

Ona evlenme teklif ettim anne. Karıma evlenme teklif ettim.

Görüyorum ki o da kabul etmiş.

Evet ve ben çok mutluyum. Ama babaannemin bu mutluluğu bozmasından korkuyorum. Çünkü yarın ona söyleyeceklerim büyük ihtimalle kıyamet etkisi yaratacak.

Ne söyleyeceksin ki?

Karım'ı ailesinden istemeye gideceğiz.

Selva kesinlikle buna izin vermez. Evlenmenize bile karşıydı.

Izin vermeyeceğini bildiğim için önce gidip ondan izin istedim. Ama kabul etti, her şeye rağmen kabul etti.

3 gün sonra gelip istememizi söyledi.

Nasıl yani, gerçekten kabul mü etti?

Şaka gibi ama evet kızının üzülmesine kıyamadı. Ama o da farkında. Ailemin tekrar gidip Dilem'i istemeyeceğini biliyor.

AHLAT YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin