5. Soğuk

1.1K 56 69
                                    

Bazen hayat bize küçük oyunlar oynar. Eğer oyunda kalmak istiyorsan kurallara uymak zorundasın. Ama...

Eğer kazanmak istiyorsan kendi kurallarınla oynamalısın.

"Poyraz, şaka mısın sen?" Dedim titreyen dudaklarımın arasından, tekrar konuşmaya çalıştım "Ciddi misin sen?!" Diye bağırdım kesin bir ses tonuyla.

"Bunu internette bir yerde okumuştum. Bende denemek istedim, çokmu korktun sarı?" Dedi Poyraz. O pis sırıtışı gözümün önüne geliyordu.

"Ya! Sen nasıl bir öküzsün?! Hava zaten soğuk, soğuk şakanla daha çok üşüyorum. Artık aç şu kapıyı." Dedim sabırsız bir şekilde.

"Sarı bir daha bana öküz dersen fena olur." Dedi. Diklenmeyi düşünmüyordum. Bu sefer sırf inat olsun diye beni burada dondurabilirdi.

"Şuan pek uygun değilim, birazdan açarım kapıyı sarı." Dedi kesin bir işler karıştırıyordu.

"Eve kız mı attın yoksa Poyraz? Eğer öyleyse Aslı Teyzeyi ararım ona göre!"

"Yeni duş aldım sarı, üstümü giyiyordum. Kapıyı bu şekilde açmamı istiyorsan açabilirim benim için sıkıntı yok." Dedi Allah kahretmesin seni ya! Off, burada donarak ölecektim kesin.

"Ha...Hayır! Sakın öyle birşey yapayım deme." Soğuktan mı yoksa utangaçlıktan mı titrek bir şekilde konuşmuştum? Onu bende bilmiyordum. Bir anda telefon suratıma kapandı.

Duvara sırtımı dayadım ve kafamı duvara vurmaya başladım. Yavaşca aşağıya doğru kaymaya başladım, dizlerimi kendime çekip kendimi ısıtmaya çalıştım. Başıma ceketimin kapşonunu geçirdim ama bir türlü ısınamıyordum.

Burayı Mersin sanmıştım herhâlde. Mersin'in soğuyla İstanbul'un ki karşılaştırılamaz bile. Mersin'de soğuk, İstanbul'da ki soğuğun yarısı kadar bile değildi. İçimden Poyraz'a sonsuz küfürler yağdırırken kapının açıldığını duydum ama hareket edemiyordum. Sanırım donmuştum.

Poyraz ayağıyla hafifçe beni sarsarak dürttü.

"Sarı? Öldün mü?"

Ölüp başına kalacağımı sanmıştı herhalde. Ölmeye niyetim yoktu. Aksine beni böyle dondurduğu için ondan hesap soracaktım. Tabi bunun için kendime gelmem gerekiyordu.

"Evet." Dedim ruhsuz bir şekilde. Kalkmaya çalıştım ama başarısız olmuştum. Kafamı zar zor hareket ettirip Poyraz'a baktım.

"Poyraz kalkamıyorum." Bana tuhaf bakışlarla bakarken yavru kedi bakışlarımı ona çevirdim. O kadar çok soğukta kalmıştım ki eklemlerimi hareket ettirdikçe acıdığını hissedebiliyordum.

"Seni içeriye taşımamı istemiyorsun herhâlde sarı?" Dedi şaşkın ve bir o kadar da istemiz bakarken.

Tekrar yavru kedi işine döndüm eğer bir kalbi varsa yapardı. Poyraz'da olmadığına emindim ama umudumu kaybetmedim.

"Sürünerek girmeyi denesen sarı? Çok ağır görünüyorsun." Dedi yarım ağız gülümserken.

"O kadar kası bir işe yaramayacaksa neden yaptın aptal? Ayrıca ben ağır değilim." Diye sitem ettim. Aslında şişman değildim zayıf bile sayılırdım. Bilerek yaptığına adım gibi emindim. Sinir bozucu bir şekilde ofladıktan sonra bana cevap verdi.

"Tam bir baş belasısın sarı."dedi bana yaklaştı ve beni kucağına aldı.

"Kimin yüzünden bu haldeyim acaba bir düşün?"dedim gözlerimi devirerek.

"Kendi hatan yüzünden bu durumdasın sarı."dedi gayet ciddi bir sesle.

"Her gittiğim yer içim senden izin mi alacağım ben ya?"yine sesimde sitem vardı.

Sert PoyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin