~Multimedya da Asya ve Asrın'ın düet yaptığı şarkı ve görmeyenler için karakterler var.
İyi okumalar :3Gözlerimi açtığımda kendimi odamdaki yatakta yayılmış bir şekilde buldum. Ya ölmüştüm uyku cennetindeydim ya da bayılmıştım ve birisi tarafından yatağıma yatırılmıştım. Yuvarlanarak yatağın ucuna geldiğimde ayaklarımı sarkıtıp, bir süre etrafa boş boş baktım. O ölüm balonundan nasıl kurtulmuştum acaba? Peki ya Poyraz? O mu getirmişti beni buraya? Hiçbir şey yapmadan bilemezdim değil mi? Hızlı bir şekilde odamdan çıkıp, aşağıya indim. Salona girdiğimde Emir yayvan bir şekilde koltuğa oturmuştu. Dizinede Ege başını koyup, ayaklarını havaya dikmişti. Poyraz ise... Diğer koltuğa yayılmış, elindeki içkisini yudumluyordu.
Onları inceleyerek içeriye girdiğimde, Ege beni fark etmiş olacakki birden oturma pozisyonunu aldı.
"Uyandınmı cadı?"diye gülümserken Emir ve Poyraz'ın bakışları bana döndü. Poyraz her zamankinden farklı bakıyordu. Kızmış mıydı acaba bana? Önemsemeyip Ege'ye cevap vermeye karar verdim. Cevap dediysem; sözlü bir şey değil. Sadece kafa sallama. Poyraz içkisini doldururken, Ege yanıma geldi. Kolumdan tutup yavaşça koltuğa doğru sürükledi ve otur anlamında koltuğa yavaşça vurdu. "Özel değilse dinlemek isterim. İlk ne zaman başladı bu yükseklik korkun?" Bu konuda konuşmayı sevimiyordum ama olayı bildikleri için kabullenip anlatmaya karar verdim.
"İlkokuldayken...okulun çatı katında bir çocukla kapalı kalmıştım. Okul, apartman büyüklüğünde olunca da sinir krizi geçirip, korkumu tetiklemiştim."dedim donuk bir şekilde. Bunun üzerine Poyraz ve Emir birbirlerine baktılar. Neden bu kadar garipsemişlerdi ki?
"Bu çok garip. Poyraz'ın da buna benzer bir anısı var."demesiyle ortama bir sessizlik çöktü. Poyraz bir an duraksayıp, gözlerini Ege'de sabitledi. Daha sonra Poyraz'dan beklendiği gibi umursamayıp bilmem kaçıncı bardağını doldurdu. Emir sessizliği bozmak istercesine, bir atılımda bulundu.
"Bu tür bir anıya sahip olan binlerce kişi var. Ne var bunda?"derken Poyraz ayaklandı.
"Bir daha lunapark falan yok. Ne zaman beni dinlemesen başına iş açıyorsun ve bunun kurbanı ben oluyorum."dedi kaşları çatık bir şekilde. Ne demek istemişti ki? Anlamayan gözlerle ona bakarken Ege beni aydınlatmak amaçlı konuşmaya girdi.
"Bakma sen o'na. Şimdi biraz sinirli ondan böyle davranıyor. Sen bu duruma gelince arabasını elinden aldılar. Ceza olarak servisle gidip geleceğiz artık.
"Benim için fark etmez. Okula giden her yol, işkence yoludur benim için."dediğimde Ege ve Emir gülümsemiş, Poyraz ise tepki vermeden içkisini yudumlamaya devam etmişti. Gözümde Poyraz'ı servisteyken canlandırmaya çalışsamda pek başarılı olamamıştım. Poyraz ve servis...içimde bir kahkaha atma hissi uyansada, karşımda kaşları çatık Poyraz'ı görünce bir anda gitmişti o his.
Emir ve Ege bir süre daha oturduktan sonra, çok geç olmadan gitmişlerdi. Poyraz ise kendini odasına kapatmış 'depresyon style' olarak takılıyordu. O'nun bu modundan anlaşıldığı gibi yarın bizi çok değişik bir gün bekliyordu büyük ihtimalle.
~
Bu sabah, her zamankinden biraz daha erken kalkmıştık maalesef. Servis olayına başta olumlu baksamda, konu erken uyanma olunca fikrim ışık hızıyla değişmişti. Servisin gelmesine dakikalar vardı ve ben henüz üzerimi bile giyinememiştim. Dolabımı hızla açıp elime ilk geçen pembe eteğimi, üzerinede rastgele bulduğum t-shirtümü geçirdim. Saçlarımı omuzlarımdan aşağıya serbest bırakıp, çantamıda alıp koşar adımlarla kapıda beni bekleyen Poyraz'a ve servise baktım.