"İlginçti."
"Bunun olmasını beklemiyordum, bu Ruh'ta tuhaf bir şeyler var."
"Tekrar aynı şeyi yaptı. Onları yendi... Aşk, Nefret, Öfke, Korku ve Sevgi'yi."
Genç oğlanın bilinci yavaş yavaş yerine gelirken bir yandan da duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Buna şaşırmıyordu gerçi... Bu geri planda kalan duyguların hepsi onun hakkında bir izlenim yakalamak istemişler fakat yine beş temel duygu üzerinden gitmiş, onu bir kâbusun içine sokmuşlardı. Ne yaptığını izlemişlerdi, tekrar tekrar Aşk, Nefret, Öfke, Korku ve Sevgi'yi temsil eden şeyleri yenmesine şahit olmuşlardı. Ancak seslerinden anlaşılacağı kadarıyla gözlemledikleri deney onları sonuca götürmemişti, aksine kafalarını karıştırmıştı.
Yapışkan ağ, onu tüketmek için çabalayan örümcek... Aşk'tı.
İçine cesetler atılan kazan, kötü kokulu, katranımsı madde... Nefret'ti.
Magma'nın merkezindeki Yanardağ, fokur fokur kaynayan lavlar... Öfke'ydi.
Onu ölüm için saran demirden kelepçeler, boynuna geçirilen halat... Korku'ydu.
Kırmızı can özünün içindeki değerli kafes, insanın kanına dahi nüfuz eden o değerli elmas... Sevgi'ydi.
"Beni sorgulama uğruna harcadınız bütün oyunlarınızı," dedi Riddle. "Şimdi beni serbest bırakın, kabullenin kaybınızı."
Sessizlik gerginlik doluydu. Tom kaşlarını çattı, kazanmamış mıydı? Bu kadarı yeterli değil miydi? Daha ne bekliyorlardı, yeryüzünde olan bütün hisleri teker teker yenmesini mi? Fikirlerini değiştirme çabasına gerçekten girecekler miydi? Bu kadar aptal mıydılar?
"Hayır," Dedi varlıklardan biri. Marvolo, onun Fedakârlık olduğunu bir şekilde yaydığı auradan dolayı biliyordu. Gerçi, bütün bu duyguların bulunduğu ortamda hepsininin enerjisini ayırt etmek çok zordu. "Yapacaklarımızı duydun, biliyorsun."
"Öyleyse," genç Lord'un irisleri kudretli, kızıl bir ışık seli tarafından mahkûm edildi, "Başından beri sözde 'yargılamanız' ve 'sorgulamanız' beni yaşamaya değer bulup bulmamakla ve eğer hayatta kalmaya değeceksem sizin tarafınızdan ikna edilip kişiliğimle oynanması için, bozuk gördüğünüz fikirlerimi baştan inşa etmeniz amacıyla planlanmış... Sizin gözünüzde Ölüm'e karşı çıkmaktı suçum, değil mi?"
"Aynen öyle." Bencillik, soyut varlığında lacivertimsi renkte bir dalgalanmayla çocuğa yaklaştı. "Ve bunun için bize teşekkür etmelisin. Kimseye yardım etmeyi arzulamazdık-"
"Arzulardık!" Fedakârlık, Bencillik'e karşı çıktı.
İki zıt duygu, karşıt fikirler. Neredeyse tartışacaklardı.
"Bunun bir önemi yok, yersiz konuşmayı kesin." başka biri aralarına girdi. "Yapmamız gereken Ruh'u kendi üzerimizden sorgulamak. Aşk, Nefret, Öfke, Korku ve Sevgi'yi zaten aşıp geçti. Zamanımız tükeniyor, bu Ruh Evren Konsey'inde durması icap eden süreden fazla durdu, bu şekilde tehlikeleri göze aldığımızı biliyorsunuz."
Tom kaşlarını çattı. Tehlike?
"Burada durduğu her saniye deliliğin kıyısına daha da yaklaşmasından bahsediyorsan," dedi Bencillik zehirli bir alayla, "bence onu zaten çoktan kaybetmişiz. Ölüm'e karşı geliyor, ne cüret, ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNCERTAINTY
FanfictionBeş temel duygu... Aşk, nefret, korku, öfke ve sevgi. Hepsi bir noktada birbirinden ayrılır, herbiri yüzlerce hisle evrenin enerji merkezine bağlanan ruhların kendi içinde yaşadığı dalgalanmalarının sonucudur. Aşk, en derin dürtülerden oluşan bir...