2

3.3K 424 178
                                    

{Seni ayın karanlık tarafında göreceğim}

Küçük bir su damlası kadardı benliğim. Nefretimin akıp giden nehiri taşırabildiğini bilmiyordum. Üzerinde yüzen insanlar boğulanların hatıralarını tutarken daha fazla aktı gözlerimdeki damlalar. Yüzümü ıslatıp kendini unutturmaya yemin etmiş gibi başka nesenelere umut olmaya başladı. Çiçeklenmeye tutunmuş filiz, ayaklarımın altında ezilirken benden çaldığı gözyaşlarımı aldığı nefesle iade ettim.

Bileğimi kapatan siyah kısa botlarımı ayağıma geçirip, vücudumun hatlarını belli eden kısa ve lila elbiseye uzunca baktım. Pencereden içeriye şuursuzca giren rüzgarlar açıkta kalan bacaklarımı yalayıp yutuyor ve irkilmeme neden oluyordu. Hayatımda ilk defa tek başıma bir organizasyona gidecek ve arkadaşlarımla deli gibi eğlenebilecektim. Bu fırsat düşüncelerimi korkunun kollarına atsa bile sadece kendimi kaybetmek istiyordum.

Askıda duran çantamı koluma asıp kendimi dışarıya attım. Organizasyondan erken dönüp anında emniyete gidecektim. Anca bu şekilde ikna edebilmiştim babamı. Kapının önünde beni bekleyen taksiye binip ellerim ile elbisemi düzelttim. Aynadan göz göze geldiğim şoför kısa bakış atıp arabayı çalıştırdığında karanlık gecenin vermiş olduğu huzursuzluk ile camdan dışarıya bakmaya başladım.

Parlayan yıldız gözlerimi kamaştırır nitelikteyken terleyen avuç içlerim ile gözlerimi arabanın içerisinde gezdirdim. Tekleyen kalp atışlarım ölüp dirilmeme yol açıyor ve bu karanlık gece de ruhumu kaybedeceğimin hissini veriyordu. Güneşin kucakladığı sabahtan bu denli korkmuyorken ayın kucakladığı 'zifiri karanlıktan' neden korkuyordum?

Düşüncelerimin esiri olan bu gökyüzü bir gün beni yiyip bitirebilir, kendi çıkarları için ruhumu harcayabilirdi. Bedenimde zorlukla kurtulan su damlaları titreyen bacaklarımdan aşağıya doğru zaferle iniyor ve korkunun esirini bana altın bir tabakta sunuyordu.

Gül yaprakları kokusunu salarken insanlara, benliğimi taşıyıp zirvedeki yamaca koyacağını düşünüyordum. Gözlerimden akan sular birer merdiven olurcasına beni yukarıya doğru taşıyor, kalbimin odacıklarına hapsediyordu. Çırpınmaktan yorulduğum kollarım, güçsüzlük ile kaybetmeyi sindirirken tanımakta güçlük çektiğim hırslı kalbin sahibini arıyordum. Pislik dolu bir kalbi hangi vücut taşıyabilirdi?

Yollardan dolayı sarsan araba her geçen dakika daha fazla endişelenip çantam ile bacaklarımı örtmeme neden oluyordu. Dışarıya bakan gözlerim tanıdık yollar ve kaldırımdan geçen insanları görmesi ile derin bir nefes almamı sağlamışken, ışıklardan dolayı şahlanan sokaklar yüzüme tebessüm konduruyordu.

Çantamdan rastgele çıkardığım parayı öne uzatıp elimden almasını beklediğimde mekana girmek için biraz daha yürümek gerektiği gerçeğini sindirmeye çalıştım. Elimden çekilen para aniden kendimi arabadan atmamı sağlayıp ışıklara muhtaç olduğumu belli ediyordu. Kaldırımdaki insanlar birer birer beni geride bırakırken sahile ulaşabilmek adına oldukça dar olan sokağa döndürdüm bedenimi.

Buradan kaçıp eve gitmeyi bekleyen bedenim zorluk ile sokakta ilerlediğinde içimden lanetler okuyup saçlarımın yüzümü kapatmasına yardımcı oldum. Bir ruh gibi Joyların yanına ulaşıp, görünmez bir kız olmayı adıyordum. Hayattan bir şey dilemeye utanan zavallı bir kızın bunu istemeye hakkı olamaz mıydı?

Sokaktaki uzun ve bir o kadar da az ışık veren lamba arkamdan gelen adamın gölgesini bana sunarken hızlanan adımlarım nefes almamı zorlaştırmıştı. Ağlamamak için bastırdığım dudaklarım acı ile aralandığında kolumdan çekilen çanta güçsüz kollarımdan kopup koşan adama doğru şahlandı. Adım atmayı bırakın bacaklarım korkudan titrediğinde etrafa bakınıp bir daha eve ulaşamayacağımı düşündüm. Az önceki adama itafen daha şık kıyafetli ve düzenli saçlı adam çantamı kurtarmak ister gibi hızla köşeye döndüğünde anlamaz bakışlarımı duvara yaslanan bedenime çevirdim.

Dance Of Eternity | TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin