Baekhyun'un kalp atışı aniden duraksadı.
"Sana aşığım, Baekhyun."
Duyduğuna inanamıyordu.
"S-sen değilsin... sen değilsin Chanyeol."
Baekhyun, Chanyeol'un yanaklarına kedi yavrusu kürkü gibi nazikçe dokunduğunda bilinçsizce fısıldadı.
Chanyeol buna kıkırdadı, "Benim Baekhyun. Ben Chanyeol'um," Baekhyun'un yüzündeki ellerini tuttuğunda, bal gibi tatlı bir sesle cevapladı.
Baekhyun başını salladı, hala inanmıyordu, "Bunun bir rüya olmadığını nasıl inandırabilirim?" Daha çok kendine fısıldadı.
Ardından kapalı gözleriyle arkaya adımlamaya başladı.
"Ne yapıyorsun?" Chanyeol şaşkınlık içinde sordu.
Baekhyun, geriye yürümeyi bıraktığında ona konuşmamasını işaret etti.
"Sus, bunun sadece hayal olup olmadığına emin oluyorum."
Hemen sonra dudaklarından bir 'rüya' kelimesi kaydı, arkasının yumuşak yatağa düştü. Kalbi hızlı atıyordu. Birkaç saniye sonra sonunda gözlerini açtı. Ve yaptığı gibi, çoktan dudaklarındaki yalın bir gülümsemeyle üzerine süzülmüş Chanyeol'u gördü.
"Bu gerçek, Byun Baekhyun, ve bu," yüzünün yakınına eğildi.
"Bu hisler doğru." Baekhyun'un sevinli olanlarının üzerindeki dudaklarını yana eğiyordu. Baekhyun tutkulu, çok sevimli ve yalın olan öpücük için bir şey yapamadı ama dudakları arasındaki hareketlere gülümsedi. Gözleri gözyaşlarıyla doluydu.Elbette, mutluluk gözyaşları.
Baekhyun umut dolu camsı gözleriyle Chanyeol'un elma yanaklarını kavramaktan belli belirsiz geri çekildi.
"Yeol? Lütfen söyle."
Chanyeol, o dudaklarındaki gül rengindeki gülümsemeyle erirken, içten içe meleğe hayranlık duyuyordu. Hatasız, Baekhyun'un kulağına ağzını yakınlaştırdı.
"Seni seviyorum, Baekhyun."
Baekhyun'un çoktan ağladığını duyduğunda, ona gülümsemek için geriye doğru eğildi. Doğrudan dudaklarına bakan gözleriyle Baekhyun'un ıslak gözlerinin kenarlarına dokunuyorken fısıldadı,
"Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum."
Kısa olan adam hıçkırdı. "Çok teşekkür ederim, Chanyeol."
"Hayır," Chanyeol neredeyse gözlerini örten birkaç saç tutamını düzeltti, hala sevgiyle bulaşıcı gülümsemesiyle çok düşünmeden Baekhyun'un sevimli burnunun ucunu öptü.
"Ben teşekkür ederim, Baekhyun. Hayatıma geldiğin için teşekkür ederim."
Chanyeol sevinçle iç çekti, ardından ıslak yanaklarını okşayıp başparmağıyla gözyaşlarını kuruladı.
"Benimle..." biraz şüpheyle yutkundu, eğer bunu sorması gerekiyorsa. Çok hızlı gitmiyor muydu? Ama emindi ㅡ bunu istediğine çok emindi.
"Bir kez daha benimle olur musun, Baekhyun?"
Baekhyun'un dudaklarını yukarı çekti, şimdiye kadar gördüğü en parlak Chanyeol'du. Yaşam doluyduㅡ renkle doluydu. Ve Baekhyun cevapladığında göğsüne havai fişekler patladı.
"Her zaman senindim, Chanyeol..."
Ve ardından oraya uzandılar, gece boyunca sarıldılar, kırık cam kapının kırıklarının, cam kırıklarının balkona yürüme mesafesinde dağılmış olduğu gerçeğini tamamen göz ardı ederek, bir çok şey hakkında konuştuklarında, daha önce konuşacaklarını hiç düşünmemişlerdi, ikisi de hayal dünyasına elleriyle sürüklenene kadar, mükemmel bir şekilde birbirine dolanmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD [Çeviri]
FanfictionPark Chanyeol çok kötü bir erkek arkadaştı. Erkek arkadaşını sadece pantolonunun içinde istiyordu, hayatının içinde değil. AUTHOR: BUTTSEKSO TRANSLATE: CHANBAEKSHİN ♧ALL RIGHT RESERVED.♧