♡[29]♡SOME THINGS ARE MEANT TO BE♡

358 41 0
                                    

Farklı etiket içindeki boş bira şişeleri, boş cips kutuları, kirli kıyafetler ve birkaç ölü cisim soğuk zemine saçılmıştı.

Daha önce içtiği sigaranın boğucu kokusu, kocaman boşluğunun dört köşesinde oyalandı, kendisini daha da boğuyormuş gibi hissettiren çekici erkeksi aroması ile karışıyorduㅡama gerçekten umursamıyordu.

Artık değil.

Ayakları, bu tanımadığı ülkenin topraklarına bastığı an, hayatının ne kadar donuk ve acınası olduğunuㅡ kaderinin ne kadar adaletsiz ve düzenbaz olduğunu düşünmüştü.

Tanrı aşkına.

Kendi kardeşini becermişti

Sadece bir defa değil, iki kere.

Onu sayısız kez becermişti.

Bunun içine Baekhyun'u sürüklediği için kendinden nefret ediyordu. Onlara olan her şey için kendisini suçluyordu.

Ona gerekenden fazlasını vermişti.

Bundan öncesinin ne kadar boktan olduğunu kabul ediyordu.

Ama asla onu bir akrabası olduğunu düşünmemişti.

Üzgünüm, anne.

Yumruğunu sıktı.

Annesinin ölmeden önce Chanyeol'un ondan büyük olan kardeşini bulacağı için kadının narin kalbi çırpındığını hatırlıyordu. Her şeyin iyi gittiğini düşündüğünde, yanılmıştı. Çok yanılmıştı. Babası, kız kardeşinin lehine olmamasına rağmen Amerika'da okutmaya zorladı. Ve en kalp kırıcı kısmı? Tanrı cezası babası, annesinin cenaza töreninden sadece bir hafta veya daha az haftadan sonra onu neredeyse reddettiği zamandı.

O zaman etrafındaki insanların biri haline dönüşmesini hiç düşünmemişti.

Ve bu yüzden bir noktada babasını suçluyordu.

Onu buna dönüştürdüğü için.

İşe yaramaz bir çöp parçasına.

Bira kutusundan başka bir yudum aldı.

Baekhyun.

Baekhyun ne zaman aklından yok olacaktı? Her zaman rüyalarında küçüğü görüyordu, odasının bir köşesinde şarkı söylediğini işitiyordu. Her zaman Baekhyun'u düşünüyordu.

Sesini özlüyordu. Dokunuşlarını. Gülümemesini. Küçüğün, ellerini nasıl çekingen bir şekilde tuttuğunu. Onun hakkındaki her şey. Ve bunun hakkında düşünmek onu daha da incitiyordu. Onun hakkında düşünmek onu daha da öldürüyordu.

Üzgün olduğunu söylemek istiyordu.

Affetmesini istiyordu.

Ama bunu yapacak cesareti yoktu.

Eğer ona gerçeği söylerse Baekhyun'un ondan tamamen nefret etmesinden çok korkuyordu.

Böylelikle, kaçmayı seçti.

***

"Luhanㅡ"

"Sikeyim konuşma benimle! Senden aşırı nefret ediyorum!"

"Lanet olası dinleㅡ"

"Sana beni "bebeğim" diye çağırmanı söyledim, bir kez daha "Kerr" ile buluşacağız ama lanet olası sen yapmadın!"

"ㅡkahrolsun, BAEKHYUN ARIYOR."

Luhan bağışlayıcı bir şekilde erkek arkadaşından kavradığı telefonu kaptı.

BAD [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin