♡[36]♡CAN'T LET YOU GO♡

306 45 7
                                    

Chanyeol bundan hoşlanmıyordu.

"Muhabir 614."

Baekhyun hep gülümseyerek dönüp, Daehyun'a onunla gelip ve röportajı boyunca ona yardım etmesini sorduğunda, bundan hoşlanmamıştı. Karşısına beraber çıktıklarında ve Daehyun Baekhyun'a tıpkı onun prensesi gibiymiş eşlik ettiğinde bundan hoşlanmamıştı.

Kahretsin o BENİM prensesim.

İki kişi birbirlerinin gözlerine neredeyse sevgiyle baktıklarında bundan hoşlanmamıştı, çünkü Daehyun konuşmaya ve açıklama yapmadan önce yüzü sevinçle parladı.

Baekhyun bazen, Daehyun ana terimleri unuttuğu zaman ona gülümsemesinden hoşlanmıyordu.

Dürüst olması gerekirse onlar hakkındaki her şeyden nefret ediyorduㅡikisini içeren herhangi bir şeyden.

Ve ne kadar zamandır gözlerini devirdiğini ve ne kadar süredir onlara, özellikle de Daehyun'a zehirli ve sert bakışlar atttığını saymaya zahmet etmedi.

Aniden avuç içinde bir sıcaklık hissettiğinde Daehyun ve Baekhyun'un birlikte ne kadar aptal göründüklerine dair düşüncelerini düzenlemekle meşgüldü.

Chanyeol yanına baktı ve gözleri sevinçle parlayan yazarı gördüğünde gözleri biraz genişledi.

Rahatsızlıkla inildedi, Chanyeol sevimli olandan elini kurtarmayı denedi ama diğeri kıpırdamadı.

"Seohyunㅡ"

"Shhh." Kız hoş bir şekilde gülümsedi.

Chanyeol'ün yüzüne doğru eğildi,

"Bak,"

Dudaklarını öndeki adamlara, özellikle de Chanyeol ve Seohyun'un yönünü Romeo ve Juliet hakkında konuşmaya devam eden mochi-yanaklı çocuğa işaret etmek için durdurdu.

"Bize bakıyor ve eğer yeterince aptal değilsen, birinin bizi izlediğini söyleyebilirsin...kıskanç gibi bir şey."

Seohyun açıkça, Baekhyun'u Chanyeol'e işaret ederken sersem sersem kıkırdadı

"Gözleri konuşuyor!" Ekledi ve böylece Chanyeol'un kaşları havalandı.

Yazarlar, cidden. Şüpheli bir şekilde başını salladı ama yinede önüne döndü ve gözleri buluştuğunda Baekhyun hemen bundan geri durdu ve uzağa baktı.

"William S-s-s-shaㅡdemek istediğim! William S-shakespeare!"

Çocuğun yanakları, kekelediğinde hafif pembeye boyandı.

"Bay Byun, iyi misiniz? Yüzünüz aniden kızardı." İngilizce profösörleri sordu.

Seohyun mırıldandığında Chanyeol sadece sırıttı. "Hoop, bu Park Chanyeol etkisi."

Tıpkı hikayemdeki gibi! Aman tanrım Asdfghjkl!

Bu sevimli düşünce aklının bir köşesinde çığlık atıyordu.

Baekhyun biraz gülümsedi, söyleyecek bir şeyler bulmak için bir süre zemine baktı.

Bakışlarını orta yaşlı bayana çevirdi ve açıkça söyledi, "İyiyim. Bence bu biraz rahatsız edici, uh..."

"Bazı insanların yaptıklarını..." boğazını temizledi. "görüyorsunuz."

Ardından Seohyun elini havaya kaldırdı sonra ayağa kalktı. Dudaklarındaki küçük ve masum bir gülümsemeyle yarı içten bir şekilde özür dileyerek selam verdi.

"Üzgünüz Baekhyun-ssi. Bizim hakkımızda konuştuğunu biliyorumㅡuhm, ben ve Chanyeol'un. Konuşmanı böldüğümüz için gerçekten üzgünüz."

BAD [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin