You Are Not a Good Mother

123 11 12
                                    

"Sadece sizi alamayız," dedi hemşire Görkem'e doğru bakarken. "Çok kan kaybı var. En az iki donor lazım."

"Tamam işte." Görkem gayriihtiyarı sağ kolunu avucu dışarda kalacak şekilde açıp hemşireye gösterdi. "Al benden ne kadar lazımsa."

"Görkem saçmalama oğlum." Bartu çocuğun yanına gelip kolunu kavramıştı. "Hepsini karşılayamazsın."

"Standardın üzerinde kan verdim diye ölmem ya, abartmayın." Görkem tekrar hemşireye dönüp kafasını salladı. "Ben sorumluluğu üstleniyorum, hadi oyalanmayalım."

"Lan oğlum sıfır olan kimse yok mu, o kadar adamsınız?" Bartu kaşlarını çatıp diğerlerine bakındı, hiçbirinden ses seda gelmiyordu. "Ulan en çok bulunan kan nasıl olmaz!"

"Benim kan grubum verebiliyor ama küçükken hastalık geçirdiğim için kabul etmiyorlar." Emir utana sıkıla söyleyip geriye çekilmişti. "Ya kan bankasında yok mu?"

"Tükenmiş," dedi, hemşire. "Yenilememişler."

"Bakın oyalanıyoruz, gidelim işte." Görkem tekrar hemşireye diretince genç kadın derin bir nefes alıp hemen yandaki odadan bir kağıt ve kalem getirdi. "Herhangi bir sağlık sorunundan sorumlu olanın sen olduğuna dair bir yazı yazıp altına imzanı at. Sonra alalım seni."

"Delirirsin ya," Bartu ellerini kenetleyip kafasının arkasında birleştirdi, tersine dönmüş ve burnundan solur gibi gülmüştü. "Koskoca şehir hastanesinde, üstelik bir de başkentte kıran mı girmiş tüm kan verenlere ya!"

"Ben versem?" Görkem kağıda imzasını atıp hemşireye uzatmışken arkadan gelen sesle oraya doğru döndü. Kaşları aniden çatılmıştı. "Asla."

"Görkem," Bartu suratını yumuşatıp çocuğa doğru döndü, mevzunun ne denli hassas olduğunu hissedebiliyordu. "Bırak versin, Gizem ve Aslı senin hayatını tehlikeye attığını öğrendiklerinde daha çok üzülecekler."

"Biz bu kadına bel bağlamayı bırakalı yıllar oldu abi," dedi Görkem. "Şimdi sahte annelik ayaklarına yatmasın. Aylarca Gizem'in yüzüne vurup durur."

"Görkem, kızım o benim."

"Onca yıl sahip çıkmadın şimdi mi geldi aklına Gizem?" Görkem istemsizce Leman'ın üzerine yürümeye başlamıştı. Bartu çocuğu kolundan kavradığında hala alev atıyor gibiydi. "Şimdi mi geldi!"

"Nankörlük ediyorsun Görkem." dedi Leman, Emir ne olur ne olmaz diye genç kadının biraz önüne geçmişti. "Biz hep sizinleydik."

"Bizim yerimize işini seçtiğinde beş yaşındaydık lan beş!" Görkem elinin tersiyle yanağını silip biraz daha yaklaştı. "Sen kızının acısını bizden çıkartıp kendi kendine triplere girerken senin arkandan ağlayan iki küçük çocuğun daha vardı. Siz bizi önemseseydiniz sahip çıkardınız!"

"Görkem, sakinleş lan tamam!" Bartu çocuğu bir adım daha geri çekip önüne geçti. Görkem'in verdiği tepkide haklı olduğunu biliyordu ama yine de annesine saldırmasına müsaade edemezdi. "Annen o senin."

"Nazlı'nın annesiydi o!" Görkem tekrar gözlerini silip kafasını iki yana salladı. Omuzlarına hayal kırıklığının ağırlığı çökmüş gibiydi. "Hiç annemiz olmak istemedi. Olamadı da zaten! Onu bile beceremediniz!"

"Görkem!" Bartu genç çocuğu omuzlarından ittirip geriye doğru savurdu. Böyle konuşmasına izin veremezdi. "Haddini aşma. Gizem senin ne kadar kardeşinse onun da evladı."

"Bizi bir başımıza bırakıp bir toplantıdan diğerine giderken, iş seyahatlerine öyle keyfi tatil gibi çıkarken evladı değildik ama." Görkem sırıtıp kendini Bartu'dan ayırdı. "Kesin iyi anne imajı için gelmişsindir buraya. Babam da damlar birazdan, değil mi? Sonra da gazetecilere boy gösterisi yaparsınız artık." Kıkırdayıp hemşirenin içinde bulunduğu odaya doğru gitmeye başlamıştı arkası dönük bir şekilde. "İyi anne baba Leman ve Serhat Bozkurt! Fiyakalı manşet oldu he, size de bu yakışır zaten!"

SARM'AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin