Luke ile her şey harika gidiyor.
Toplantı öncesi buluşmak istiyor.
Güzelce giyiniyorum.
Bir kot şort ve askılı bir şeyler.
Teyzem iyi gözüktüğümü söylüyor.
Teyzem onu çok seviyor.
Bisikleti ile beni almaya geldiğinde teyzem balkonda.
Öyle heyecanla el sallıyor ki utanıyorum.
Luke'un beline sarılırken çoktan gitmeye başlıyor.
Yol boyunca konuşmuyoruz.
Nereye gittiğimizi bilmiyorum.
Şehrin hiç görmediğim yerlerine gidiyoruz.
Etrafı izlerken kollarımı sıkılaştırıyorum.
Sonrasında müzik sesi duyuyorum.
Başımı kaldırıp etrafa bakıyorum.
İnsanların dışarı bir parti.
Luke durduğunda önce ben iniyorum.
Bisikleti ağaca kilitliyor.
Elimi tutup eve doğru yürüyor.
İçeriye girdiğimizde alkol kokusu beni rahatsız ediyor.
Gözlerim ile etrafı tarıyorum.
Endişeleniyorum.
Kötü bir şeyler olacağını hissediyorum.
Aynı annemin intihar edeceği günde hissettiğim gibi bir his bu.
Annem kendini öldürmeden önceki birkaç saat boyunca bulanık gördüğümü hatırlıyorum.
O günkü kalp atışımı hatırlıyorum.
Zihnimdeki karamsar düşünceleri hatırlıyorum.
Hepsini şu an da yaşıyorum.
Luke beni kendine çekene kadar kendimden geçiyorum.
"Hey hey hey herkes dinlesin!"
Biri bağırıyor ve herkes susuyor.
Kim olduğuna bakmıyorum.
Yere bakıyorum.
"Hemmings burada ve kız arkadaşı var!"
Luke yanağımı öpüyor.
İnsanlar alkışlıyor.
Gergin hissediyorum.
Başımı kaldırıp çevredeki insanlara bakıyorum.
"İyi misin?" diye fısıldıyor kulağıma Luke.
Başımla onaylıyorum.
"İlk partim."
Luke elimi öpüyor.
Sonra masaya çıkıyor.
Elimi tutup beni de çıkartıyor.
Herkes bize bakıyor.
"Kız arkadaşım Kathleen'in ilk partisi," diyor eli belimdeyken.
Gözlerine bakıyorum.
Mavi gözleri parlak.
Rahatlamamı söylüyorlar.
Kayboluyorum.
İçimi bir sıcaklık kaplıyor.
Gülümsüyorum.
Herkes bize bakıyor.
Luke'un elinden kurtulup ayağımın yanındaki şişeyi alıyorum.
Ne olduğunu bilmiyorum.
Havaya kaldırıyorum.
"Hadi sıçıp batıralım!" diye bağırıyorum.
Sonra şişeyi dudaklarıma hızla dayayıp yudumluyorum.
Yemek borum yanıyor.
Yine de durmuyorum.
Midemin bulantısını insanların coşkusu bastırıyor.
Gözlerimden yaşlar akıyor ama durmuyorum.
Şişeyi bitirmem için adımla tezahürat yapıyorlar.
Luke beni böyle görünce mutlu oluyor, hissediyorum.
Şişeyi dudaklarımdan çekiyorum.
Bomboş.
Kendimi kalabalığın eğlencesine kaptırıyorum.
Şişeyi yere fırlatıyorum.
Cam parçaları etrafa saçılırken kollarımı şampiyon havasıyla kaldırıyorum.
Herkesin gözlerinde bir parıltı var.
Beni beğendiklerini düşünüyorum.
"Sen bir canavarsın," diyor Luke kıkırdarken.
Yüzüne düşen bukleleri geri çekiyorum.
Gülümsüyorum.
Dudaklarımız birbirine değdiğinde sarhoşluğu hissediyorum.
Tüm kaslarım kontrolü yitiriyor.
Eridiğimi hissediyorum.
Luke beni aşağı indirip koltuğa oturtuyor.
Terlemeye başlıyorum.
Luke biriyle konuşurken yürümeye çalışıyorum.
İnsanlara çarpan bedenim top gibi sekiyor.
Bir çift kahverengi göz bana bakıyor.
Çatık kaşlı ve korkutucu bakışlı biri.
Bana doğru yürüyor.
Önündeki insanları itiyor.
Ben yere düşmeden kollarımdan beni tutup yürümeme yardım ediyor.
Tuvalete girdiğimde kusuyorum.
Gözlerim kapanmadan önce son bir şey görüyorum, Luke ve kahverengi gözlü çocuğu.
Luke çocuğu göğsünden sertçe itiyor.
O an anlıyorum.
Kötü şey beni çoktan bulmuş.
![](https://img.wattpad.com/cover/226173749-288-k88264.jpg)
YOU ARE READING
awareness # luke robert hemmings
Fanfictüm silüetler arasında onu çok canlı görüyorum