Luke'un evinin anahtarları elimde.
Yedeğini bana bıraktı, eve istediğim zaman girebilmem için.
Sabah ama saat çok erken değil.
Marketten birkaç bira, sigara ve atıştırmalık alıyorum.
Kasiyer kız bütün yüzünü kaplayan somurtması ile bana bakıyor.
"Kimliğinizi görmem gerekiyor."
Cüzdanımı çıkartıp açıyorum.
Kimliğim ile beraber aile fotoğrafım düşüyor.
Kasiyer benim yerime uzanıp alıyor.
Fotoğrafa birkaç saniye bakıp geri veriyor.
"O adamı tanıyor musun?" diye soruyor.
Kaşlarımı çatıyorum.
Kimliğimi geri uzatıyor.
"Hangi adam?"
"Fotoğraftaki."
Fotoğrafa tekrar bakıyorum.
Oradaki tek erkek babam.
Ellerim titremeye başlıyor.
"N-n-neden sordun?"
Her şeyi bez torbaya dolduruyor.
Para elimden düşüyor.
Benim yerime alıyor.
"Hapisten yeni çıkmış, iş aradığını söylemek için geldi."
Öksürmeye başlıyorum.
Kız kaşlarını çatıp bana bakarken para üstünü bez torbanın içine atıyor.
Torbayı kavrıyorum.
Başım dönüyor.
Midem bulanıyor.
İçimi korku kaplıyor.
Olduğum yere çöküyorum.
Kasiyer kız başımda beliriyor.
"Luke," diyorum nefes almaya çalışırken.
Telefonumu cebimden çıkartıp vermeye çalışıyorum.
Boğulacağımı hissediyorum.
Farkındalığım kapanıyor.
Bilincim kapanıyor.
Gözlerim kararıyor.
Başım yere sertçe çarpıyor.
Kapının açıldığını duyuyorum.
Son duyduğum şey ise Luke'un adımı bağırışı.
Gözlerimi açıyorum.
Luke'un odasındayım.
Luke odada değil.
Oturduğumda üzerim açılıyor.
Üzerimde sadece Luke'un tişörtü var.
Yataktan kalkıyorum.
Odadan çıkarken kedisi Drew bana sürtünüyor.
Mutfağa yöneliyorum.
Luke pencerenin önünde kollarını bağlayıp sigara içiyor.
Kokusundan normal sigara olmadığını anlıyorum.
Masanın üzerinde duran keklerden bir tanesini alıyorum.
Isırdıktan sonra oturup onu izliyorum.
Ses çıkarmıyorum.
Güzelliğine kapılıyorum.
Dudaklarından çıkan dumanın havaya karışmasını izliyorum.
Drew içeri girip miyavlayınca dönüyor.
Beni fark ediyor.
"Bebeğim," diyor sigarayı küllüğe bırakıp önümde çömelirken.
"İyi misin?"
Başımı iki yana sallıyorum.
Uzanıp yanağımı elinin tersiyle okşuyor.
"Babam hapisten çıkmış," diyorum sigarasına bakarken.
Ayağa kalkıyor.
Başını ellerinin arasına alıp nefesini sertçe veriyor.
Sigarayı alıyor.
Nasıl içtiğine dikkat ediyorum.
Ciğerlerini tamamen dolduruyor.
Bir süre bekliyor.
Üflüyor.
"Kasiyer kız mı söyledi?"
"Evet."
Sigaraya bakıyorum.
Her şey bulanık, sigara hariç.
"O nereden biliyor babanı?"
"Fotoğrafımızı düşürdüm, onu gördü."
Turlamaya başlıyor.
Uzanıp birden sigarayı tutuyorum.
Dudaklarımın arasına götürüyorum.
İçime çekerken öksürmek istiyorum ama gözlerim yaşarırken kendimi tutuyorum.
Luke sigarayı elimde fark edince hızla bana uzanıp sigarayı elimden alıyor.
Ciğerlerim hafifçe yanarken dumanı üflüyorum.
"Kat bunu neden yaptın?!"
Gözlerinin içine bakıyorum.
Rahatlama hissi vücudumu kaplıyor.
Güzelliğini izliyorum.
Mavi gözleri beni incelerken ben de onu inceliyorum.
Luke'u istiyorum.
Uzanıp dudaklarına yapışıyorum.
Öpüşürken beni kucağına alıyor.
Masadaki her şeyi kenara itiyor.
Masada yatıyorum.
Luke boynumu öptükçe bacak aram yanmaya başlıyor.
Tişörtümü çıkartıyor.
Sütyenim ve külodum ile öylece uzanıyorum.
"Çok güzelsin," diyor geri çekilip bana bakarken.
Uzanıp sütyenimi çıkartıyor.
Kıpkırmızı kesiliyorum.
Öpücükleri göğsüme doğru ilerliyor.
Dilini meme uçlarımda hissediyorum.
Çığlık atarcasına bir ses çıkıyor ağzımdan.
Ona bakamıyorum, gözlerim kaymış bir vaziyette.
Dili göbeğimden aşağıya gidiyor.
Külodumu sıyırdığını hissediyorum.
Öpücükleri bacak aramda.
Nasıl hissedeceğimi bilmiyorum.
Öyle tuhaf bir his ki bağırıp ağlamak istiyorum.
Kontrolsüzce titriyorum.
Diliyle yaptığı her şey beni bağırtıyor.
Sonra beni kucağına alıyor.
Odasına gidiyoruz.
Kendimi yatağında buluyorum.
Tişörtünü çıkartırken elimle bacak arama dokunuyorum.
Tükürüğü dışında bir şeyler daha hissediyorum.
Kıyafetlerinin olmadığını görüyorum.
Ona bakmaya utanıyorum.
Cildi çok güzel gözüküyor.
Üzerime geçiyor.
"Canını yakmamak için elimden geleni yapacağım."
"Umrumda değil," diyorum.
"Sadece seni hissetmek istiyorum."
Sertliğinin baskısını hissediyorum.
Küçük bir acı ile birlikte içimde olduğunu hissediyorum.
Sonra bir kısmı daha içime giriyor.
Karnıma doğru tuhaf bir baskı var.
Geri çekiliyor ve tekrar ileri geliyor.
Kendimi tutamadan bağırıyorum.
Acı hissetmiyorum, harika hissediyorum.
Sonra birazcık daha hızlanıyor.
Başını boynuma koyup nefes alıyor.
Gözlerim doluyor.
Kendimi öyle iyi hissediyorum ki tarif edemiyorum.
"Boşalacağım," diyor nefes nefese.
O an için her şey duruyor.
Bir karar alıyorum.
Geleceğimi çiziyorum.
Olmasını istediğim şeyi söylüyorum.
"İçime boşal."
Luke gözlerimin içine bakıyor.
Aile sahibi olmak istediğimi biliyor.
Aile olmamızı istediğimi biliyor.
Kalçasının hareketleri hızlanıyor.
Nefesi kesik kesik.
Ağzından bir inilti kopuyor.
İçimde mükemmel bir sıcaklık hissediyorum.
Kendini üzerime bırakıyor.
Birbirimize sarılıyoruz.
"Emin misin?" diye soruyor çenesini göğüslerimin arasına koyarken.
"Eminim."
Göz bebekleri büyüyor.
Gözleri simsiyah oluyor.
"Babanı ne yapacağız?"
Omuz silkiyorum.
Saçlarını okşamaya başlıyorum.
"Bir yolunu buluruz," diyorum gözlerinin içine bakarken.
Gülümsüyor.
Gülümsemesi bana geleceğimi gösteriyor.
YOU ARE READING
awareness # luke robert hemmings
Фанфикtüm silüetler arasında onu çok canlı görüyorum