12

497 78 34
                                    







Annemin isteği üzerine önce bahçedeki çiçekleri suluyorum. Ardından babamla gazetedeki bulmacayı çözmeye çalışıyorum. Hafta sonu annem ve babamla vakit geçirmeyi sevdiğimi biliyorsun Jungkook. Bu yüzden sana buluşma teklif ettiğimde bugün evden çıkmayacağını ve aileme vakit ayırmam gerektiğini söylüyorsun. Bu beni bir miktar üzüyor. Son günlerde birlikte çok az vakit geçiriyoruz. Sadece seni görmek istiyorum.

Artık eskisi gibi her gün okula gelmiyorsun. Geldiğin günler ise benden saklanıyorsun. Neler olduğunu sormak istiyorum ama buna cesaret edemiyorum. Çünkü vereceğin cevaptan ölesiye korkuyorum Jungkook.

Söylesene, benden sıkıldın mı? Beni artık istemiyor musun? Eğer öyleyse ne yapabileceğimi söyle bana. Senin için her şeyi yapmaya hazırım, biliyorsun.

"Chaeyoung mutfakta bana yardım edebilir misin?" Annem yüksek sesle bana seslendiğinde babam gülümseyerek omuzumu patpatlıyor. Kucağımdaki gazete ve kalemi masaya bırakıp ayaklanıyorum. Koşarak mutfağa girdiğimde annemi sebzeleri yıkarken görüyorum. Kesme tahtası ve bıçağı çıkarıp tezgaha bırakıyor.

"Akşam yemeği için şu sebzeleri doğra. Benim çamaşırları asmam gerekiyor." Dedikten sonra saçlarımı karıştırarak yanımdan ayrılıyor. Derin bir nefes alıp dediğini yapıyorum. Sırayla sebzeleri doğramaya başladığımda zilin sesi tüm evi dolduruyor. Babam içeriden baktığına dair seslendiğinde işime devam ediyorum. Muhtemelen yan komşunun oğlu topunu bahçeye atmış ve almaya gelmişti.

Aklıma gelen şarkıyı mırıldanırken duyduğum sesle duraksıyorum. Kaşlarım havalanırken bıçağı hızla tezgaha bırakıp ellerimi yıkıyorum. Adımlarımı salona yönlendirdiğimde seni görüyorum Jungkook. Annem montunu alıp vestiyere asıyor. Babam ise seni kolundan tutup yanına oturtuyor.

Ben ise şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışıyorum ve tahmin edersinki bunda hayli zorluk çekiyorum.

"Jungkook?" Bana baktığında gergince gülümsüyorsun. Anne ve babamdan çekindiğin biliyorum. "Kızım Jungkook'un geleceğini neden önceden söylemedin?" Annem sahte bir sinirle konuştuğunda benden önce davranıp cevap veriyorsun.
"Chaeyoung'a sürpriz yapmak istedim efendim." Dediğinde bu utangaç hallerine gülmeden edemiyorum.
"Ee Jungkook satranç oynar mıyız?" Diye neşeyle konuşuyor. Onu onayladığımda gülümsüyorum.

İyi satranç oynuyorsun, babam peşini bırakacakmış gibi durmuyor.

Annem kolumdan tutup beni mutfağa yönlendirdiğinde oflayarak ona ayak uyduruyorum.

"Jungkook hangi yemekleri seviyor biliyor musun?" Diye soruyor annem dolaptan tencereyi çıkarırken.

O an aylar önce yemekhanede tabağına tteokbokki ve kimchi doldurduğum geldi. Beni azarlamana rağmen yemiştin. O günden bugüne gelmiştik. Bazen "acaba bütün bunlar rüya mı?" diye soruyorum kendime. Çünkü o zamanlar imkansız görünmüştün gözüme.

"Chaeyoung daldın gittin?" Annem bana seslendiğinde bir şey yok dercesine ellerimi sallıyorum. "Sadece Jungkook'un neler sevdiğini düşünüyordum anne. Ve aklıma tteokbokki ve kimchiyi çok sevdiği geldi."  Annem ellerini birbirine vurarak önlüğünü giyiyor. "Süper! Pirinçleri güzelce yıkayıp kaynayan suya koy. Bende diğerlerini halledeceğim." Cevap vermeden dediğini yapıyorum. Annem arada senin hakkında soru soruyor. Kısaca onu cevapladığım için kızıyor ve seni daha yakından tanımak istediğini söylüyor.

Omuz silkip yaptığım kurabiyeleri tabağa koyuyorum. Yaptığım sıcak çikolatayı bardaklara doldurduktan sonra tepsiye yerleştirip mutfaktan koşarcasına çıkıyorum.

Salona geldiğimde babamı bulamıyorum. "Telefon konuşması yapacağını söyledi." Diye konuştuğunda tepsiyi önündeki masaya bırakıp sana sarılıyorum. Gülerek bana karşılık verdiğinde kıkırdıyorum.

"Bugün buluşamayacağımızı söylemiştin, fikrini ne değiştirdi?" Dediğimde saçlarıma belli belirsiz bir öpücük bırakıp geri çekiliyorsun. "Sadece seni özledim." Diye cevap verdiğinde yüzümdeki gülümseme büyüyor. "Akşam yemeğinde bizdesin." İtiraz edecekken avucumu dudaklarına bastırıp konuşmanı engelliyorum. "İtiraz etmek için çok geç Jungkook. Annem senin için yemek yapmaya başladı bile!" Elimi geri çekecekken avucuma bir öpücük bırakıyorsun. Kalbim ağzımda atmaya başlarken kurabiyelerden birini elime alıp ağzına zorla koyuyorum.

"Ye onları, ben yaptım." Diye ayaklandığımda kıkırdıyorsun. Koşarak mutfağa girdiğimde annemin bana sırıtarak baktığını görüyorum.

"Evde kalmayacağın için mutluyum."  Dediğinde omuz silkip ona yardım etmeye başlıyorum.

Annem çok tuhaf bir kadındı. Hatta çok az kalırdı yanında.

Masayı hazırladığımızda annem hararetle konuşan size sesleniyor. Saniyeler sonra geldiğinizde birlikte yemek yemeye başlıyoruz. Sofrada güzel bir muhabbet var. Babam gençlik yıllarında annemle anılarını anlatıyordu.

Onlara imreniyordum. Çok uzun zamandır birliktelerdi. Tıpkı annem ve babamın ilişkisi gibi uzun bir ilişkimiz olsun istiyorum.

Annem tabağındaki yemek her azaldığında dolduruyor. Yiyemeyeceğini söylesende seni dinlemiyor.
"Seni en son gördüğümde bu kadar zayıf değildin oğlum, ye biraz daha." Dediğinde yüzüm düşüyor. Ve seni incelemeye başlıyorum. Göz göze geldiğimizde bakışlarını kaçırıyorsun.

Benden ne saklıyorsun Jungkook?
Sakladığın her ne ise kız arkadaşın olarak bilmeye hakkım yok mu sence?
Bu konuyu daha sonra konuşmamız gerektiğini aklıma kazıyorum.

Yüzünü incelemeye devam ederken burnundan akan kırmızı sıvı ile duraksıyorum. Titreyen ellerim hızla peçeteye gittiğinde telaşla sana uzatıyorum. "Jungkook burnun kanıyor!" Ayaklanıp peçeteyi burnuna tutuyorum. Annem ve babamın konuşmasına fırsat vermeden kolundan tutup ayaklanmanı sağlıyorum.

"Gel benimle." Aceleyle banyoya girdiğimizde soğuk suyla yüzünü yıkamaya başlıyorum. Ellerimi tutup engel oluyorsun. "Chaeyoung ben hallederim." Dediğinde seni umursamadan peçete alıp burnuna tutuyorum. Ama akan kan bir türlü durmak bilmiyordu.

"Başını havaya kaldır Jungkook." Endişeyle konuştuğumda omuz silkiyorsun. "İyi hissetmiyorsan hastaneye gidebiliriz." elimden peçeteyi alıp bir kaç adım geriliyorsun.
"Önemli bir şey değil Chaeyoung, endişelenme. Ben hallederim."
"Ama çok kanıyor." Gözlerime bakıp sessiz kaldığında biraz daha peçete alıp burnuna tutuyorum.

Sessiz geçen bir kaç dakikanın ardından kanaman duruyor. Rahat bir nefes varip sana sarılıyorum.

İçimde gittikçe büyüyen kötü bir his var. Benden ne saklıyorsun Jungkook?











a spring evening, rsk ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin