final

845 94 78
                                    




Küçükken korktuğum zamanlarda annemin dizlerine başımı koyar bana ninniler söylemesini isterdim Jungkook. Beni kırmazdı asla, dediğimi yapar, ninniler söylerdi bana. Saçlarımı okşar arada da minik öpücükler kondururdu. Küçükken tek korkum yatağımın altında saklandığını düşündüğüm canavarlardı.

En huzurlu olduğum zamanlarımdı Jungkook. Keşke hep çocuk kalsaydık diye düşünüyorum bazen, tek üzüntümüz elimizden alınan şekerler olsaydı.

Şimdi annemin dizlerine başımı koyup, söylediği ninnileri dinlesem de korkularım azalmıyor, peşimi bırakmıyor Jungkook. İçimde bir yerlerde duruyor, her aklıma sen geldiğinde bana acı çektiriyor. Bu korku beni öldürüyor Jungkook, biliyor musun?

Lütfen bana, daima benimle kalacağına dair söz verir misin? Ve lütfen sözünü tutmamazlık yapma. Seninle yaşamak istiyorum.

Yaklaşık bir aydır hastanede yatıyorsun Jungkook. Seni sık sık ziyarete geliyorum. Bazen bana kızıyorsun okulumu aksattığım için, ama umrumda değil. Çünkü hayatımdaki tek önceliğim sensin.
Tanrı aşkına! Sen hastanede dört duvar arasında tedavi görürken içimin rahat edeceğini mi sanıyorsun?

Bugün diğer günlerden farklı olarak erkenden geliyorum hastaneye. Tüm gece gözüme uyku girmedi ve ben de senin için kek yaptım. Doktorların izin vermeyeceğini bilsem de sevdiğini biliyorum. Hem küçük bir parçadan bir şey olmazdı değil mi?

Odana geldiğimde seni göremiyorum. Ama bu beklediğim bir şeydi. Bu yüzden yatağına oturup elimdeki kabı yanıma bırakıyorum. Küçük ve ilaç kokan odayı gözlerimle incelemeye başlıyorum. Tam o sırada yastığının altında olan ve yarısı görünen defter dikkatimi çekiyor. Senin olduğunu düşünerek defteri elime alıyorum. Defterin kapağına çizilen resimlerle tebessüm ediyorum. Evet, bu senin defterin.

Açıp açmamak konusunda tereddüt etsem de içinde çizdiğin resimlerin olacağını düşünüyorum ve böylece rastgele bir sayfayı açıyorum. Gördüğüm resimlerle tebessümüm genişliyor ve kocaman gülerken buluyorum kendimi. Sonra başka bir sayfaya geçiyorum. Bir sayfa daha... Bir sayfa daha ve bir sayfa daha... Her seferinde içim kıpır kıpır oluyor Jungkook. Bir sayfa daha atlıyorum ve duraksıyorum. Ellerimi el yazının üzerinde dolaştırıyorum.

Bu sayfa neden ıslak Jungkook? İçimden bir ses okuma dese de onu umursamıyorum. Bana kızabilirsin belki ama daha sonra okumadım diye içim içimi yiyecekti. Yutkunarak gözlerimi ıslak sayfada dolaştırıyorum. Bugünün tarihi yazılı sağ üst köşede. Sayfa ıslandığı için mürekkep dağılmıştı ama hâlâ okunabiliyordu.

16 Nisan 2020

"Birkaç gündür boğazımdan hiçbir şey geçmiyor. Son kemoterapi seansından sonra mide bulantılarım arttı. Hemşireler beni serumla beslemeye çalışıyor ama ellerimde ve kollarımda serumu saplayacak damar da kalmadı, her tarafım delik deşik. Sanırım kaçınılmaz sona hızla yaklaşıyorum.

Nasıl hissetmeliyim?
Acı çekmeden uyuyabileceğim için mutlu mu olmalıyım? Ya da Chaeyoung'u geride bırakacağım için üzülmeli miyim?

Onu karşıma alıp konuşmak istiyorum. Bugün ya da yarın bir daha asla uyanmamak adına derin bir uykuya dalacağım. Arkamdan ağlayıp benim için gerçekten de yas tutacak tek kişi Chaeyoung. Gittiğim zaman çok ağlamasın, yıpratmasın kendini. Belki bencil olduğumu düşüneceksin ama beni unutsun istemiyorum. Hayatına devam etsin, mutlu olsun ama beni unutmasın. Çünkü eğer, Chaeyoung beni unutursa bu dünyada hiç yaşamamış olacağım.

a spring evening, rsk ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin