Merhaba, arkadaşlar bu benim ilk hikayem. İnşallah beğenirsiniz, oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Medyada ki Dicle. Sizi çok seviyorum. İyi okumalar :)) <3
-------
Sabah uyandığımda üşümüştüm ve boğazım kurumuştu, camın açık olduğunu fark ettim ve kalkıp kapattım. Kış gelmişti ve hava çok soğuktu. Saate baktığımda daha 9'du hayret bugün erken uyanmıştım. Derken telefonum titremişti Can mesaj atmıştı " Günaydın bitanem <3 " oflaya puflaya cevap verdim " Sanada günaydın herşeyim <3 " Can'la nerdeyse 1 aydır çıkıyoduk ama ben ona karşı hiç bir şey hissetmiyordum. Şimdi niye çıkıyosun o zaman diceksiniz, Berkay'ı unutmak ve ona inat olsun diye tabiki. Berkay benim eski sevgilim onu gerçekten çok seviyordum, 4-5 ay çıkmışdık sadece. Ben sinir hastasıyım ve sorunlarım fazla, o da umursamaz ve bencil birisiydi. Beni çok sevdiğini biliyordum ama sanki umrunda değilmişim gibi bencilce davranıp beni sinirlendiriyordu ve sürekli kızlarla konuşup buluşuyordu popülerdi işte ne beklersiniz. Zaten sürekli ayrılıp barışıyoduk. Son şans verdiğimde o şansı kullanmamıştı ve anlaşarak ayrılmışdık. Zaten ailem öğrenmişti ve sürekli şiddet görüyordum onun yüzünden. Ayrıldıktan sonra peşinden çok dolandı ama o barışmayı hak etmiyordu. Uzun zaman geçdikten sonra hala onu sevdiğimi duymuş ve yeni sevgilisiyle birlikte fotoğraflarını atıp benimle dalga geçmişti;
" Bak Dicle hiç umrumda değilsin. "
" Gerizekalı hala beni mi seviyorsun hahaha zavallısın kızım sen kullanılmayı çok seviyorsun. "
Onun bu mesajlarını hiç unutamıyorum. Kendimi kullanılmış gibi hissetmeme sebeb olmuştu. Ben de ona sinirimden Can'la çıkmıştım. Can bütün durumu biliyordu ama buna rağmen benimle çıkmak istemişti. Bana çok değer verdiği her halükârda belliydi ve onu üzmek istememiştim. Ben zaten hep başkalarının iyiliğini düşündüğüm için bu haldeydim. Bir de beni düşünen olsa keşke. Karnın guruldamaya başlamıştı odamdan çıktığımda kimse evde yoktu. Meraklanıp annemi aradım komşuda olduğunu söyledi. Bende kendime bol sucuklu bir tost yapıp afiyetle yedim. Daha sonra mutfağı toplayıp kitap okumak için odama geçtiğimde kapının çaldığını duydum. Kim olduğunu merak ettim saat daha 10'du ve annem gelseydi eğer kapıya vurmaz anahtarla açardı. Hızla kapıya yöneldim ve kapının deliğinden baktım. Ece gelmişti. Kapıyı açtım ve heyecanlı bir şekilde içeri girdi. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde ece fal taşı gibi açık gözlerle bana bakıyordu.
- " Bir şey mi oldu ece ?"
- " Evet dicle, Kerem'i biliyorsun. Onu çizmemi istediğini de biliyorsun. Bugün o çizimi ona götürmem gerekiyor. Benimle gelir misin? "
- " Olur bende bi hava almış olurum."
Diyerek üstümü değiştirmek üzere odama geçtim. Üstüme gri renkte salaş ince bir kazak giyindim. Altıma siyah kot pantolonunu giyindim ve teyzemin doğum günümde aldığı kolyeyi taktım. Göz kalemi sürdüm ve biraz parlatıcı. Saçlarımı dağınık bir şekilde ördüm ve pembe çiçekli tokamı taktıkdan sonra siyah kabanımı giyinerek odadan çıktım. Ece beni salonda bekliyordu beni gördükten sonra kalktı ve yanıma geldi. Beraber evden çıkdık ben siyah beyaz kısa pomponlu botlarımı giyindikten sonra koşarak üst katdaki ayşe teyzelere gittim. Anneme haber vererek koşarak binadan çıktım ece beni dış kapıda bekliyordu. Esen soğuk rüzgarın tenime deymesiyle irkildim. Eceyle beraber hızlı adımlarla Keremin olduğu parka ilerliyorduk. Birden Ece;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceketli Çocuk
Genç Kız EdebiyatıHayatının en kötü döneminde ceketli bir çocuk ile karşılaştığını düşün ve seni bütün herşeyden kurtaran bir kahraman olduğunu Peki ya bu ceketli kahraman sandığın gibi biri değilse?