KÜÇÜK GELİN / DÜĞÜN GECESİ

10.7K 214 40
                                    

Düğün Gecesi Eklenmiştir...

Bu kitaba başlamadan önce şunu bilmelisiniz. Azad küçüklüğünde geçirdiği bir travma sonucu acımasız bir adam olmuştur. Yani burada Azad'ın değil onu bu hale geterendedir en büyük suç. Üstelik ailesinden yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeden geçirmiştir çocukluğunu. Tabi Azat sütten çıkmış ak kaşık değil ama bu ayrıntıları da gözden çıkarmayın lütfen.

Elbet eleştireceksiniz, eksik ve fazlasını söyleyeceksiniz. Benim isteğim birbirimizi kırmadan yapmak bunu.

Bu hikaye Zeliş'in çabası, umutları, Azad'ın ise geçmişini unutup yeni ve sevgi dolu bir yuva kurmaya çalışmasını konu alır...

🍁🍁🍁

Azat'ın Atı Ateş...

~ Keyifli Okumalar Dileğiyle ~

" Küçük Gelin / Düğün Gecesi "

" Baharda açmış nadide bir gül idi o, kış gelmeden soldurulan..."

*🥀*🥀*🥀*

9 Yıl önce; 11 Eylül 2011...

" ZİNAR! ZİNAR! ÇIK LAN DIŞARI SÜTÜ BOZUK, NAMUSSUZ!!!" Mahmud ağa, ortanca oğlu Azad ve sekiz adamıyla beraber Dağverdi konağına, atlarının üzerindeyken hışımla daldığında Zeliş, biraz sonra başına geleceklerden habersiz avluda kuzeni Aynur'la beraber seksek oynuyordu. Kırılan kapının ardından içeri doluşan heybetli adamlardan korkan iki küçük kız mutfaktan eli yüreğinde, korkuyla çıkan babaannesinin arkasına sığındı.

" Ne yaptığını sanırsan Mahmud ağa? Bir ağanın evine böyle destursuz girildiği nerde görülmüştür?" Yaşlı kadın biliyordu elbet bu atın üzerindeki gözleri ateş saçan on adamın niyetini, biliyordu töreyi, biliyordu oğlunun işlediği suçu ve cezasını... Bilmesine biliyordu ama ana yüreği işte kızsada kıyamıyordu evladına. Evlat acısı yaşamaktan korkan ciğeri bilsede bilmeze vurduruyordu her şeyi.

Mahmud ağa yaşlı kadının sözlerini kâle almadan avluda bağırmaya devam etti. Burada durup konuşmaya değil, ciğerini yakan adamın ciğerini söküp almaya gelmişti çünkü.

" ZİNAR! Adi köpek, çık lan dışarı! Bacımı kaçırmak neymiş göstereyim sana!" Belinden çıkardığı silahını havaya kaldırıp öfkeyle ardı ardına sıktı kurşunları. Silahtan çıkan kurşunlar sinirini geçirmek bir yana dursun öfkesini daha da harlamıştı. Çünkü bu kurşunlar boş boş havaya değil, o soysuzun katran karası kalbine saplanmalıydı! Sesi duyup avluya çıkan ve korku dolu gözlerle kendilerine bakan kadın ve çocuklara aldırmadan atından indi ve bir kaç uzun adımda Hevjin Hanımın yanına varıp yakalarına yapıştı.

Arkasında korkudan titreyen ve birbirine sarılmış vaziyette bekleyen iki çocuğu hiçe sayarak kadının yüzüne kükredi.

" Nerde lan o ırz düşmanı oğlun? Nereye kaçırdı bacımı?" Gözü dönmüş Mahmut Ağa, sinirden titreyen elleriyle yaşlı kadının yakalarından tutmuş hesap soruyordu. Heybetli ağa karşısında dik duruşundan taviz vermeyen kadın kara gözlerini 'senden korkmuyorum' dercesine Mahmut Ağanın cayır cayır yanan harelerine dikmiş, öyle cevap vermişti.

" Bilmiyorum! Buraya gelmediler. Bilsem de demezdim zaten!" O sırada Mahmut Ağanın konağa baskın verdiğini duyan Dijvar ve Musa da soluklarını konağın kapısında almışlardı.

İçeri girdiklerinde gördükleri manzara ile deliye dönen iki ağa bir kez daha Zinar'a sövdüler. Silahlı onlarca adam, korkudan ağlaşan kadın ve çocuklar, etrafa saçılmış ve kırılmış eşyalar ve en önemlisi Hevjin Hanım'ın yakasına yapışmış deli bir ağa!

ZELİŞ ŞAHSUVAR  (TÖRE: 1 ~ NAMUS MESELESİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin