#sonçıkmaz
Bu bölüm Aza123 kullanıcıya ithaftır. Senin sayemde bitti bölüm ❤
Laçin Aktaş olduğundan bi haber olarak hayatına devam ediyordu, o küçük kız çocuğu onu zihnindeki mezarlıktaydı.. Üzeri toprakla kaplı çıkması çok zordu tabi biri mezarı açmazsa...
Gözleri dolmuştu Hırçın'ın burnu sızlıyordu. Bu kadar yakın olduğu biri ölümle yüz yüzeydi. Ellerinde Şahin'in kanı vardı. " Arif nolur daha hızlı! " dedi sesi titremişti. Hırçın ağlayacak mıydı ? Hemde bir erkek için... Daha neler görecektti bilmiyordu ama tek istediği kimsenin ondan önce ölmemesiydi. Depoya vardıklarında Akrep Ali kapıda bekliyordu yanında da doktor önlüğü olan bir kaç kişi vardı. Depoyu bir anda mini bir hastaneye çevirmişlerdi. Sedye aldıklarında Şahin Hırçın'ın elini tutup gülümsedi.. Kalbi paramparça olmuştu Hırçın'ın onu nasıl tek göndermişti? nasıl böyle büyük bir hata yapabilmişti.. Kendinden nefret ediyordu bir sinirle başına neler gelmişti. Hırçın Mavi artık iyi değildi, olduğu yerde kalakalmıştı. Akrep Ali ise sinirden kıpkırmızı olmuştu, Hırçın'a yaklaşıp " Öfkeyle kalkan zararla oturur diye bir laf var Melek! Sen nasıl böyle sorumsuz oldun? Öyle bir çeteye nasıl bir avuç insanla gittin?" İşaret parmağı ile alnına dokundu. "O beyninde neler dönüyor hiçbir fikrim yok! Ölenlerin hepsi en iyi adamlarımdı ve onlarında hayatları vardı onlar ölüme sen götürdün." dedi omzuna vurarak kapıdan çıktı. Hırçın yıkılmıştı, dünyası altüst olmuştu çömelip karnını göğüslerine çekip hıçkırarak ağladı. Arif kötüydü fakat onu ağlarken görmek cehennemde ızdrap çekmekle eş değerdi, sevdiği insan ağlıyor ve göz yaşlarını tutamıyordu. Hırçın birden sarılan Arif'e şaşırdı ve öyle kalakaldı ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu bu sıcaklığı yaşamamıştı. Ağlarken kimse sarılmamıştı ona iyi olacak her şey geçecek dememişti. Arif ise şimdi ona sımsıkı sarılmış her şey iyi olacak gibi bir şeyler fısıldamıştı, yüzünü avuçlamak göz yaşlarını silmek istemişti ama sıradaki ölü olmak için erkendi. "Acil A rh+ kan lazım!" dedi içeriden biri ikide toparlanıp kendilerine geldi. " Ben benim kanımı alın." dedi Hırçın bir anda ayağa kalktı. " Tamam hazırlanın hızlı olun!" dedi arkasında hızlıca odaya girip kolunu açtı. Damar yolu açılırken gözleri Şahin'in üzerindeydi. Akrep Ali dışarı çıkar çıkmaz cebinden sigara paketini alıp dudaklarına uzattı. Şahin ve Arif onun için çok değerliydi yılı geçkin yanlarındaydı ikisiden en güvendikleri adamdı. Arif yanına yaklaştığında içindeki dumanı dışarı bıraktı. Güneş tenini yakmaya başlamış bundan rahatsız olmuştu, " Hırçın bir süre saf dışı kalsın." dedi bir nefes daha aldı sigarasından. Arif kara kara düşündü, onsuz zaman nasıl geçecekti? " Efendim iyi düşündünüz mü?"
" Arif hadi o küçük aklı başında değil sen nasıl böyle şeyi kabul ettin, ölüme mi gitmek istediniz anlamıyorum!"
" Efendim Hırçın Mavi şuana kadar hiçbir operasyonda başarısız olmadı her zaman bir planı vardı."sigarasını yere atıp ezdi. " O iyi değil Arif, artık onu tanıyamıyorum, eski Melek yok. Burnun dikine gidiyor ve sonraki adımını düşünmezse sonu kaçınılmaz. O yenilmez değil bazen çok ama çok savunmasız o gece oradaki adamlara korku salsın istemiştim ama o küçük çocuk gibi gözleri dolu dolu oradan ayrıldı. Benim tahtım sallanmaya başladı leş yiyici çok! Küçük bir an küçük bir yanlış sonumuz olur ve o onu istiyor benim Hırçın Mavi'm bu kadar güçsüz değildi."
" Hırçın Mavi olduğu gece geçmişindeki biri ile karşılaştı ve bu onu daha hasas yaptı ama bu hassaslığı ezilen biri görünce yardıma muhtaç bir hayvan görünce oldu.. onlara bunları yapanlardan çok güzel öcünü aldı."
" Arif bazı şeyleri anlamak istemiyor olabilirsin ama iyi değil Hırçın Mavi ve Melek Hükümdar bambaşka insanlar. Bunun farkında değil o psikiyatrisi durumunun iyi olmadığını, pek uğramadığını söyledi..Neyse onun ihtiyacı süresiz tatil bu umarım iyi gelir. " ardından sert bir rüzgar esti. Hırçın haklıydı, diye geçirdi Arif. Bir şeyler seziyordu biliyordu ve kokusu çıkacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN MAVİ
ActionKolay ölebilirsin Sadık sen seç " Bu fikri o düşünmüş ama gerçek olacağını ummamıştı. " O kız sensin değil mi? Ölmemişsin. " Gözleri dolmuştu ağlamayacaktı bu soysuzun önünde olmaz ! " Asrın Uluhan'da içlerinde değil mi? " " Hayır yok, on...