BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 1 // PENÇE (TAMAMLANDI)

∆Bölüm 5: Güzellik ve Kurt

∆Bölüm 5: Güzellik ve Kurt

Genç kız içten içe kendini yese de geri adım atmamakta kararlıydı. Madem Leylifer başlatmıştı bu savaşı, o da pekala sürdürebilirdi. Hem gerçekleri bilmeden atıp tutmak, suçlamak, ithamda bulunmak kolaydı. Acısı içinde kalınca fazla hassaslaşıyor ve hırçınlık olarak dışa vuruyordu. Ne yapsındı ki, bu da onun huyuydu! Bu onun kötü olduğunu gösterir miydi? Hayır! Sesim kesinlikle kötü biri değildi.

En yakınım dediği kardeşten öte kuzenine bile anlatamazken, o bile anlamazken derdini, duymazken sessiz çığlıklarını... Ne yapsındı ki?

Ne diyecekti ki Leylifer'in karşısına geçip?

Biliyorum, Derin'den sen de hoşlanmıyorsun. O şıllığı ben de sevmiyorum hatta görünce saç baş girişmek istiyorum. Çünkü...

Çünkü o Kaya ile yattı mı?

Çünkü o, Kaya'nın kendisini tuvalette becermesine izin verdi mi?

Çünkü sevgilim beni onunla aldattı, onu bana tercih etti hem de doğum günümde mi?

Hayır. Bunlar yeterli miydi?

Çünkü doğum günümde Kaya beni Derin ile aldattı. Doğum günümde! Üstelik sadece doğum günüm de değildi. Kendimi tamamen ona ait kıldıktan sonra yaptı bunu. Üstünden daha yirmi dört saat geçmemişken, onunla yattıktan, bekaretimi aldıktan sonra aldattı!

Bunu daha kendi kendine bile yeni yeni söylemeye başlamışken sesli dile getiremezdi. Hem Leylifer'e anlatsa ne çıkardı ki? Sadece ona acır, bir ton özür diler ve şefkat gösterisinde bulunurdu. Bunu istiyor muydu? Ona acıyan fazladan bir çift göz ya da dilin ucuyla dilenen bir özür istemiyordu. Tek istediği anne ve babasının devam ettiremedikleri ilişkilerinin aksine mutlu bir beraberlikti. Kaya ise önceleri bu hayalin başrolü olarak sahneye çıksa da aslında hayatındaki en büyük köstek olarak listenin başına oturmuştu.

Kaya ise önceleri bu hayalin başrolü olarak sahneye çıksa da aslında hayatındaki en büyük köstek olarak listenin başına oturmuştu. "Biz kalkıyoruz, Kamer gelene kadar yanında kalmamı ister misin?" Sesim, Koral'ın sesiyle irkilirken başını sağa sola salladı. "Bana katlanmana gerek yok. Gidebilirsin." Genç adam çoğunlukla yaptığı gibi onu dinlemeyip yanına oturdu. Aklına kızın göl kenarındaki iddiayı kaybedişi ve kurtulma çabaları gelirken erkeksi bir kıkırtı dudaklarından firar ettiğinde Sesim ona sarı biçimli kaşlarını çatarak baktı. "Gitmiyor musun sen?"

"Yoo, yerim rahat benim."

"Kardeşim biz gidiyoruz!" Koral elini kaldırıp Tezer'e erkeksi bir selam gönderdi. "Tamamdır. Batılar dönünce biz de geliriz." Koral dirseklerini koltuğa yaslayıp ıslık çalmaya başladı. "Tek kalabilirim. Gördüğün gibi reşit ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınım." Evet, o bir kadındı. Hayatındaki tek pişmanlığının sonucunda dibe görse bile o kendi gücüyle ayakta kalabilecek kadar güçlü bir kadındı!

Koral bakışlarını esirgemeden baştan aşağıya yavaş yavaş süzdü Sesim'i. Hiç çekinmeden... Sesim o bakışlardan rahatsız olsa da kıpırdanmamak için kendini zor tutuyordu. "Evet." Boğuklaşan sesine rağmen devam etti. Karşısındaki genç kadının kendisinden yedi yaş küçük olduğunu, üstelik yaşasaydı kız kardeşinden de küçük olacağını birileri ona hatırlatmalıydı. Bu yanlıştı.

Koral yirmi dokuz yaşındaydı ve bu yaşına kadar pek çok ilişkisi olmuştu. Çoğu ondan olgun kadınlardı ki bu küçük kızın karşısında ergene bağlamasının bir açıklaması yoktu. Tamam Ahenk, Sesim, adı her neyse yaşından çok olmasa da büyük gösteriyordu. Gökyüzünü anımsatan mavilikleri bir girdap gibi onu çekiyor, dolgun dudakları onu tatlı günahları davet ediyordu. Sanki elleri için özel olarak bir sanatçı tarafından özenle yapılmış gibi görünen iri göğüsleri... "Görebiliyorum, sarı cadı."